![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Et sorunu Türkiye'nin gündemindeTürkiye, kamuoyuna bufalo skandalı olarak yansıyan 650 ton kaçak ve muhtevası belirsiz etleri konuşuyor. Son skandal patlak verdiği günlerde yayınlanan yazılarımızın işaret ettiği eksiklikleri ve tüketicinin sağlığının ne tür bir tehdit altında olduğunu bu vahim olayla birkez daha düşündük. Hassasiyetemizde haklıyız. Aslına bakarsanız ben bu denetim işinin tamamiyle satış noktalarına yakınlığı nedeniyle yerel yönetimlere devrinden yanayım. Çünkü açıkçası, asıl işi üretici konumdakilerin sorunlarıyla uğraşmak olan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın aynı zamanda tüketici sorunlarının çözümünden sorumlu tutulmasını pek mantıklı bulmadığım gibi, tarımı ve hayvancılığı geliştirmek gibi çok önemli bir görevi bulunan Tarım Bakanlığı'nın da, tüketicinin çıkarlarını korumak için denetime fırsat bulamayacağını söylemek mümkün. Aslında bu ülkede tamamiyle tüketiciden sorumlu, tek işi bu olan bir bakanlık şart. Önlem zamanı geçiyor
Tarım ve hayvancılık alanında ciddi önlemler almanın zamanı geçiyor. Etkin bir politika olsa ne tüketici mağdur olur, ne de namuslu ve dürüst üretici, yani alın teri aracılar-tefeciler yüzünden yele savrulan köylü. El insaf! Teknolojiyi geliştiremiyorsunuz, hiç olmazsa toprağı değerlendirin! Bakın o zaman bufalolar, delidanalar semtimize uğrayabiliyor mu! "Kapılar, gümrükler.. suçlu" demek kolay. İki bölümünü yayınladığımız et dosyamızın devamında bir veteriner hekim olan okurumun elektronik mesajında altını çizdiği çarpıcı gerçeklere yer verirken, tüketicinin sağlığını ilgilendiren bu sorunu, Tarım Bakanlığı'ndan hedefleriyle ilgili tatminkar bir cevap alıncaya kadar takip edeceğim. Veteriner hekim okurum Ahmet Şener Yıldız'ın etlerin ülkemizdeki durumunu anlatan çarpıcı tespitlerini lûtfen okuyun: "Etlerin kontrolünün belediyelere verilmesi bence iyi bir adım ama pek bir şey değiştireceğini zannetmiyorum" diyor okurum ve İstanbul'a giren etlerle ilgili denetim işinin belediye imkanları kullanılarak etkinleştirilmesinin yanısıra mezbahalara gelen canlı hayvanların da ciddi anlamda kontrolden geçirilmesi gerektiğini vurguluyor. Hayvanlar kontrol edilmiyor
Stajını Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın il müdürlüklerinden birinde yaptığını anlatan veteriner hekim okurum bu sırada şahit olduğu gerçekleri şöyle anlatıyor: "Sorumlu veteriner hekim mezbahaya gelene kadar çok sayıda kesim yapıldı. Biz ordayken hiçbir muayene yapılmadan karkası parçalanan hayvanlar oldu. Ayrıca, köylülerin rica ve minnetiyle kestirdikleri gebe inekler vs. vs... Bunlar da önemli değil diyelim. Ben hiçbir mezbahanede hormon ve ilâç kontrolü yapıldığını görmedim. Şöyle ki: Kesime getirilen hayvanların büyük bölümü muhtemelen antibiyotik uygulanmış ve sonuç alınamamış hasta hayvanlardır. Hasta olmayanların çoğuna da hayvanın daha çabuk büyümesi için ülkemiz şartlarında hormon verilmiştir. Ve kesime getirilen hayvanların vücudundan atılmamıştır. Bunu kontrolden sorumlu veteriner hekimin gözlemlemesi imkasızdır..." Okurum ayrıca şu soruların altını çiziyor: Tarım Şube müdürlüklerinde istihdam edilen görevliler haftada bir iki gün aşılama dışında ne iş yapıyor? Buralarda üreticilerin, yani köylülerin bilinçlendirilmesi için ne kadar çaba sarfediliyor? Bu soruları ve yukarıda altı çizilen konuları Tarım ve Köyişleri Bakanımız'ın dikkatine sunuyor, cevabı bu köşede yayınlayabileceğimizi bildiriyorum. Mobilyalarınız sorun olmasın
Yazılarımızın ara verdiğimiz dönemden önce de sıkı takipçisi olan Necati Kıdıman, köşemiz yayınlanır yayınlanmaz gönderdiği mailinde beni tekrar gazetesinde görmekten mutlu olduğunu bildirmiş. Benim mutluluğum da tarif edilemez boyutta.. hoşbuldum. Okurum, taksitle satın almak üzere mobilya siparişi verdiğini, bu nedenle bazı sorunlarının olduğunu söylüyor. Şikayetin giderilmesi yönünde neler yapılabileceğini ERMO MOBİLYA SANAYİ VE TİC. LTD. ŞTİ. yetkilileriyle görüşeceğim. Şimdilik şu bilgileri vermek istiyorum: Eğer mobilyanızı sipariş üzerine özel olarak yaptırıyorsanız sözleşme yapmayı, bu sözleşmenin ekinde onay ve teslim tarihi gibi bilgileri içeren ve istediğiniz ürünün boyutları, kullanılacak malzeme cinsi gibi bilgileri içeren proje çizimini de istemeyi unutmayın lütfen. Zaten taksitli satışlarla ilgili olarak 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun da firmaları, ödemeyle ilgili bilgileri içeren sözleşmenin bir nüshasını tüketiciye vermekle yükümlü tutmuştur: Mobilya alışverişlerinin de garanti uygulaması kapsamında olduğunu hatırlatmakta fayda var. Tüketici Kanunu 1995'den bu yana yürürlükte ancak, satıcılar hala garanti belgesi düzenlememekte ısrar ediyorlar. Oysa her türlü ahşap ve metal mobilya da garanti belgesi ile satılmak zorundadır. 4077 Sayılı Kanun'un Garanti Belgesi ile ilgili 13'üncü maddesine göre firmalar ithal ettikleri veya ürettikleri sanayi malları için garanti belgesi düzenlemek zorundadır. Bu belgenin tüketiciye verilmesi sorumluluğu satıcıya aittir. Garanti süresi malın teslim tarihinden itibaren başlar ve asgari bir yıldır. Gıdanız güvenilir olsun!
Uzmanlar, tüketicilerin satın aldıkları gıdaların besin değerine giderek artan bir önem verdiklerini belirtiyorlar. Gaziantep Üniversitesi Gıda Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Fahrettin Göğüş bu konudaki açıklamasında güvenli gıda tüketiminin reçetesini verdi. Göğüş'e göre gıda denetim politikalarının, yüksek gıda güvenlik standardları üzerine kurulması gerekiyor. Bu standartların temel amacının tüketici sağlığının korunması ve iyileştirilmesi olması gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Göğüş, gıdaların üretimi ve tüketiminin tüm toplumların ortak sorunu olduğunu belirtti. Tüketiciye, çeşitliliği bol, güvenli ve yüksek kaliteli ürünler sunulması gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Göğüş, tüketicinin özellikle belli gruplarının da, yani hamile kadınlar, bebekler ve yaşlıların belli gıdaların riskleri konusunda bilgilendirilmesinin şart olduğunu söyledi. Lambalarınızı temiz tutun
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan bir kitapçıkla tüketicilere evde yüzde 50 ve daha az enerji tüketmenin püf noktaları anlatılıyor. Fırın ve ocakların kullanımında tasarruf için öneri şu: "Yiyecekleri düz tabanlı tencerelerde ve tepsilerde pişirin. Tencere, tava ve çaydanlık tabanını aşan her alev enerji israfıdır. Tencere ve tepsinizin kapakları sıkıca kapalıysa pişirme tamamlanmadan 2-3 dakika önce fırın ve ocağınızı kapatabilirsiniz. Yemek pişerken fırın kapağını gerekmediği sürece açmayın. Mümkünse fırın çalıştırıldığında birkaç yemeği birden pişirin." Aydınlatma cihazı için öneri şu: "Kompakt floresan lambalar, normal lambalardan 5 kat daha az enerji tüketirler ve 10 kat uzun ömürlüdürler. Kirli ve tozlu lambalar, yüzde 25 daha fazla enerji tüketir." Kitapçık, belediyenin Beyaz Masa Birimi'nden temin edilebilir.
hnisa@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|