Düşenin dostu olmaz

Hayat acımasız: Düne kadar ayağınıza kadar gelen bakanlara, başbakanlara kendinizi göstermezsiniz; ayağınız bir kayar, bırakın bakanları ve başbakanları, genel müdürler bile telefonunuza çıkmaz... Bir gün önce malını en uzun vâdeyle satmak için kapınızda kuyruğa girenler, feleğinizin şaştığını duyunca, üç kuruşluk malı ancak parayı bastırırsanız vereceklerini söylerler...

Düşenin dostu olmaz...

Ulucanlar Cezaevinde Murat Demirel'le koğuş arkadaşlığı yapan Nail Keçili, dünyanın 77. büyük reklâm ajansını yönetiyordu 15 gün öncesine kadar... Cen Ajans/Grey ajansının yüzde 30'una hükmeden yabancı ortaklar, "Yatırımımız sıfırlanıyor" diye İstanbul'a koşup yönetime el koymuşlar... Keçili'nin yatına konuk olmayı onur bilenlerden ses çıkmıyor... Hülya Afşar bile Nail Bey'in girişimiyle kendini İstanbul sosyetesine tanıtmıştı; daha iki ay önce...

Nail Keçili'nin, yakınlarına, "Neyim var, neyim yoksa satın; nereye, ne ödeme yapmak gerekiyorsa yapın, bundan sonra ben yokum" mesajı gönderdiğini duyuyor ve şaşırmıyorum...

Şükrü Karahasanoğlu için "Hangi bankaya el attıysa battı" demelerine, ya da "Bankacı bile değildir, personelciydi" diyen yazılara bakmayın siz; Etibank'ta da genel müdürlük yapan Şükrü Karahasanoğlu bir zamanlar kartaldı. Emlak Bankası kaynaklarını çarçur ettiği için eski genel müdürler hakkında açılmış soruşturmalar var, Meclis çoğunu ibra etmedi; ama o bankaya da genel müdürlük yapmış Karahasanoğlu dönemi hesaplarını bütünüyle temize çıkarttı aynı Meclis...

"Olmaz öyle şey" diyorsanız, "Etibank birinci yılını Livaneli konseriyle kutladı" başlıklı şu haberi okuyunuz: "Etibank özelleştirildikten sonraki ilk yaşını Zülfü Livaneli konseriyle Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda kutladı. Cemal Reşit Rey Orkestrası eşliğinde sahneye çıkan Livaneli, 'New Age Rhapsody' albümünde yer alan parçaları yorumladı. Ev sahipliğini Etibank Genel Müdürü Şükrü Karahasanoğlu'nun yaptığı geceye CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, yazar Yaşar Kemal, işadamı Bülent Eczacıbaşı ile eşi Oya Eczacıbaşı gibi ünlü isimler katıldı. Gecenin finalinde dâvetlilere Zülfü Livaneli'nin albümü armağan edildi." (Hürriyet, 4 Mart 1999)

Şükrü Karahasanoğlu şimdi kırmızı bültenle aranıyor...

Ya Dr. Rüştü Saracoğlu? Eski başbakanlardan olan dedesinin adı Fenerbahçe Stadı'na verilmiş biridir Rüştü Bey... Merkez Bankası başkanlığı da, ekonomiden sorumlu devlet bakanlığı da yaptı... Medya grupları, "Bize de yaz" diye kapısını aşındırırlardı bir zamanlar, o da yazardı... Pek çok kişiden, "Tutkularıyla arasına biraz mesafe koyabilse, başbakan olacak adam" tespitini duyduğumu hatırlıyorum... Medyamızın ünlü isimleri, Saracoğlu'nun eski bürokrat arkadaşlarıyla kurduğu oyuncak şirketine ortak olmakta beis görmemişlerdi...

Egebank'ın, İrlanda'da, finans hizmetleri sunmak amacıyla Ege Finance Limited adlı bir şirket kurduğu, başına Egebank Yönetim Kurulu başdanışmanı Rüştü Saraçoğlu'nun getirildiği haberini veren (15 Nisan 1999) gazeteler, şimdi, "Saracoğlu: Hiçbir yere kaçmam" (19 Ekim 2000) veya "Londra'ya gitmek üzere havaalanına gelen Saracoğlu'nun pasaportuna el kondu" (4 Kasım 2000) haberleriyle çıkıyor…

Bu duruma düşen insanın, çok değil bir yıl önce, 50. yaş gününü, kendisini seven ve takdir eden 100 dostuyla kutladığını duyunca şaşırabilirsiniz. Oya Berberoğlu'nun kaleminden okuyun: "Divan Oteli'nde, geçen pazar akşamı, 100'ü aşkın kişi yemekteyiz. Dost meclisinin bir nedeni var tabii... Merkez Bankası eski başkanı, eski ekonomi bakanı Rüşdü Saracoğlu konuşma yapmak üzere mikrofona geliyor. Saracoğlu, 'Adettendir bu tür gecelerde enflasyon hakkında konuşulur. Ben de öyle yapacağım' deyince derin bir sessizlik yaşanıyor. Arkasından Saraçoğlu, 'Ama bu yaş enflasyonu' deyince de kahkahalar patlıyor.

Haber orada bitmiyor: "ANAP'lı genç siyasetçi Saraçoğlu, 50'inci doğum gününde dostlarıyla birarada olmanın mutluluğunu yaşıyor. Hayatında ilk kez doğumgünü kutluyor. Bu da 50 yaş olmasından kaynaklanıyor. Tıpkı İskandinav ülkelerinde olduğu gibi. Bir sonraki randevuyu da 100'üncü yaşgününe veriyor. Saracoğlu, doğum günü pastasındaki mumları annesi Reha Hanım'ın söndürmesini istiyor. Pastayı da anne-oğul birlikte kesiyorlar. Gece geç saatlere kadar süren keyifli toplantıda her masanın konusu farklı doğal olarak. Bazı masalarda genç kalmanın sırları, vitaminlerin doğru kullanımı, bir başkasında ekonomi ve siyasetteki istikrarsızlık, geçim zorluğu, seçim ne zaman olmalı, bir diğerinde İstanbul'a kim başkan olabilir tartışılıyor." (Hürriyet, 24 Nisan 1998)

Dr. Rüştü Saracoğlu'nun 50. yaş günü partisine katılan, 100. yaş gününe de dâvetli o dostları şimdi telefonlarına çıkıyorlar mı acaba? Halbuki, Egebank'la şimdilerde eleştirilen yakın ilişkiyi, biraz da dostlarının kendisine gösterdiği güleryüze güvenip kurmuş olmalı Rüştü Bey...

İçişleri bakanı Sadettin Tantan ne diyordu? "Karşılaştığınızda önünüzü ilikleme ihtiyacı hissettiğiniz kişiler..." Dünyanın en büyük reklâm şirketlerinden birinin başkanı, hemen her bankada genel müdürlük yapmış bir bankacı ve Merkez Bankası başkanlığından devlet bakanlığına yürümüş bir bürokrat/politikacı... Gördüğümüzde ceketimizi iliklemekte tereddüt etmediğimiz insanlar...

Düşenin dostu olmaz...