YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Kültür

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama


Kitaplaşan ihtişam

Osmanlı Devleti'nin görkemli tarihi, 700.kuruluş yıldönümü vesilesiyle kayıtlara geçmeye devam ediyor. Kültür Bakanlığı'nca ya da desteğiyle, önemli eserler yayımlanıyor.

Osmanlı Devleti'nin kuruluşunun 700. yıldönümü, başta kültürel değerler olmak üzere her bakımdan büyük zenginliklerle dolu, muhteşem Osmanlı tarihinin kaydının tutulmasına vesile olmaya devam ediyor. Sivil kuruluşlar eliyle gerçekleştirilen çalışmaların yanısıra, Kültür Bakanlığı'nca ya da desteğiyle önemli eserler yayımlanıyor.

Bir büyük çaba: Türk Dünyası Kültür Atlası

Uzun süren titiz bir çalışma sonucunda hazırlanan Türk Dünyası Kültür Atlası, Türk milletinin bilinen dörtbin yıllık tarihinden günümüze uzanan medeniyet çizgisini sayfalara aktararak delillendiriyor. Orta Asya'da şekillenen ilk Türk topluluklarından günümüze, bir ulusun ortaya koyduğu medeni araç ve kültür değerleri bugüne kadar pek çok araştırmaya ve yayına konu olmuş olsa bile, Türk Dünyası Kültür Atlası, Türk coğrafyasını bu büyüklükte ve bir bütün içinde ele alan ilk çalışma özelliği taşıyor. Türk Kültürüne Hizmet Vakfı tarafından hazırlanan ve yayımlanan kitap, Türk kültür dünyasını dünya kamuoyuna olduğu kadar genç kuşaklara da aktarmayı amaçlıyor. Bugüne kadar ilk üç cildi yayımlanan Türk Dünyası Kültür Atlası külliyatı tamamlandığında dünya coğrafyasına dağılan Türk kültür ve medeniyetinin temel öğe ve unsurları bütün dünyanın bilgi ve görgüsüne sunulmuş olacak. İlk başta altı ciltte tamamlanması planlanan külliyat, malzemenin bolluğu ve görevi hakkıyla yerine getirme sorumluluğu nedeniyle planda bir değişiklik yapılmış ve konunun mümkün olan en geniş muhtevayla aktarılması karara bağlanarak cild sayısı arttırılmış. Selçuklu döneminin iki cilt, Osmanlı döneminin altı cilt olarak neşrine karar verilen Türk Dünyası Kültür Atlası tamamlandığında, en az oniki ciltlik bir külliyat hüviyeti taşıyacak. Uzun zaman önce başlanılan çalışmanın birinci cildi, yayımlanmasından çok kısa bir süre sonra, 19. Türkoloji Kongresi'nde "Türkolojiye Üstün Hizmet Armağanı'na layık görülmüş, ikinci cilt ise, Türk Ocakları Genel Merkezi'nce Galip Erdem/1997 Yılı Şeref Madalyası ile ödüllendirilmişti. İngilizce ve Türkçe olarak hazırlanan 503 sayfalık Türk Dünyası Kültür Atlası-Osmanlı Dönemi-I, büyük boy ve renkli basım.

'Levni' bir ayna

Kültür Bakanlığı'nca yayımlanan "Levni: Nakış, Şiir, Renk" adlı çalışma, 18. yüzyıldaki Osmanlı görsel tasvir anlayışını yönlendiren en önemli nakkaşlardan biri olan Levni Abdülcelil Çelebi'yi tüm yönleriyle bugüne aktarıyor. Levni, 18. yüzyılın başındaki İstanbul atmosferinin, batılılaşma ve yenileşme eğilimlerinin, yaşamdan tat alma çabasının, şehrin görkemli yaşamının ve çelişkilerinin parlak bir aynası olma özelliği taşıyor. Topkapı Sarayı Müzesi'ni Sevenler Derneği tarafından gerçekleştirilen ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Gül İrepoğlu'nca yazılan eser, Levni'yi, Lale Devri'nin bu en parlak yüzünü, kendi kişiliğini yansıtan resimleri ve şiirleriyle inceliyor.

Türk Ev Geleneği ve Safranbolu Evleri

Kültür Bakanlığı'nın desteğiyle Mimarlık Vakfı ve Yapı-Endüstri Merkezi tarafından hazırlanıp yayımlanan "Türk Ev Geleneği ve Safranbolu Evleri", Osmanlı topraklarında izlerini gördüğümüz Türk evlerini genel olarak ele alırken, bütünlüğünü ve özelliklerini günümüze kadar koruyabilmiş az sayıdaki kentlerimizden biri olan Safranbolu'nun her biri bir mimarlık değeri olan evlerini ayrıntılı olarak inceliyor. Daha önce "Geleneksel Safranbolu Evleri ve Oluşumu" adıyla yayımlanan kitabın kısa sürede iki baskı yapması ve İngilizce yayımının istenmesi üzerine kitabın kapsamı genişletilerek, Osmanlı sınırları içinde kendine özgü bir yapı ortaya koyan, çok güçlü yapı gelenekleri içinde bile ayıredici özellikleriyle belirginleşen Türk Evi'ne de yer verilmiş. Bu alanda çok sayıda eser veren Prof. Dr. Reha Günay'ın hazırladığı "Türk Ev Geleneği ve Safranbolu Evleri", içerik olarak olduğu kadar evlere, sokaklara, evlerin iç öğelerine ilişkin genel ve detay fotoğraflarla görsel olarak da, titiz bir çalışmanın ürünü olduğunu kanıtlıyor.

İstanbul hem yaşanır, hem yazılır

İslam-Türk Sanatı ve Tarihi çevre koruma uzmanı olan Doğan Kuban'ın hazırladığı "Kent ve Mimarlık Üzerine İstanbul Yazıları", Kültür Bakanlığı'nın desteğiyle Mimarlık Vakfı ve Yapı-Endüstri Merkezi'nce yayınlandı. "İstanbul Yazıları", Kuban'ın özellikle 1974'den sonra Osmanlı döneminde İstanbul'un kentsel yapısı ve mimarisi üzerine ve kentin tarihsel konumu ve güncel sorunlarıyla ilgili olarak yazdığı yazıları bir araya topluyor. Büyük medeniyetlere beşiklik eden İstanbul'un tarihine ışık tutan birinci bölümün ardından Kuban, kentin mimari özelliklerini ele alıyor. "Büyük kentler için bir 'collapse' ya da ani çöküş kuramı"nın da yer aldığı 'Batılılaşma' bölümünün ardından yazar, yasadışının tarihsel zorunluluğunu, İstanbul kültürünün belirsizliğini ve devleti yutan kente ilişkin gözlemlerini aktarıyor. Kentin maruz kaldığı değişime ve bozulmaya rağmen Doğan Kubat, "Hâlâ güzel bir İstanbul var!" diyerek gönüllere su serpiyor.

Fadime ÖZKAN


Kağıda basmak için tıklayın.

'Güneşe Yolculuk' başlıyor
Dünyanın pekçok yerindeki film festivallerinden toplam 20 ödül alan 'Güneşe Yolculuk' nihayet Türk seyircisiyle buluşuyor.
MOR MÜREKKEP ve yazıcısı...
Nazan Bekiroğlu "Mor Mürekkep" yazılarını kitaplaştırdı. Kitap, "Yeni Adam" yayınları tarafından yayımlandı. "Mor Mürekkep"te denemeden ziyade "Acaba Nazan hanım kısa hikâyeye mi yöneldi?" sorusunu sorduracak kadar hikâye tadı var... Eşik, kitabın ikinci bölümünün adı ama Nazan hanımın asıl eşiği o muhteşem üçüncü bölüm daha çok... "Ateş Bahçeleri"nden "İbrahim"e, "Mavi Kuş"tan "Hiç Emniyette Değilim"e kadar yaşamın tersinden okunan öyküsü Yol Arkadaşım. Dâirenin ikinci, üçüncü, dördüncü.. turu. Her turun yazıya eklediği yeni anlam katmanları arasında şaşkın ve mütehayyir okuyucu... Asl olan yazı. Eşyânın hakikatine nüfuz nedir ki?.. Ateş yakmıyor, su boğmuyor, gülün dikeni acıtmıyor... Hatırlamak, mukavele, nakkaş, şem ü pervane, nakş-ı ber-âb.. tasavvufun vurguları. Nazan Hanım, yazılarını çok iyi tanımlayan "mor" rengini de bu bölümde çözümlüyor. Yüreğiyle saklanamayacak kadar ortada oluşu bir kadın kalbi taşıyor olmasından mı? Ay, gölgesini dünyanın üzerine düşürmeden onun yüreğine düşürüyor. Gül onu vuruyor önce. Kâf-nun tezgâhında sürekli dokunan o. İnci hep onun hakkı... Kitabın son bölümü Senin İçin, Nazan hanımın annesine ithâfı. Nazan hanım kendi akademik eğitimini "roman uzmanlığı" olarak niteliyor. Mor Mürekkep yazıları arasında yayınlanan ve epey bir yekûn teşkil eden kitap tanıtımı yazıları vardır. Onlar kitabın hacmine sığmamış olacak ki bir başka vakte tehir edilmiş. Dilerim çok gecikmez!

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED
Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...