| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
'Siyasallaşan' 28 Şubat
Neyin gerçekleşmesi 28 Şubat'ın bitmesi anlamına gelir o konuda kesin birşey söylemek kolay değil, çünkü 28 Şubat 'çok yüzlü' bir karaktere sahip. Fakat neyin gerçekleşmesi 28 Şubat'ın bitmediği anlamına gelir denilirse, bunu cevaplamak nispeten daha kolay. Örneğin, bugünlerde çokça sanıldığı gibi, 'parti kapatmaların zorlaşması' 28 Şubat'ın sona erdiği anlamına gelmez. Türk Ceza Kanunu'ndaki ya da Siyasi Partiler Kanunu'ndaki kimi değişiklikler de tek başına artık 'post-modern darbe'nin devrinin sona erdiği anlamını taşımaz. 28 Şubat'ın bitmesi anlamına geleceği düşünülerek üzerlerinde yoğunlaşılan noktalar, sadece 'sonuçlar'dan ibaret. Bu sonuçları besleyen temeller ise artık siyasetin görmeye güç yetiremeyeceği kadar 'kökleşmiş' durumda. Niye ve ne anlamda 'siyasetin güç yetiremeyeceği kadar kökleşmiş temeller'den bahsediyoruz? Çok açık, siyaset kurumu artık, 28 Şubat'ın, 'demokrasisiz istikrar,' 'dar siyasal alana sabitlenen ve esaslara indirgenmiş demokrasi' ve 'devlet erkine vekalet etmeye endekslenmiş siyasal erk' şeklindeki kalkış noktalarını tartışmaktan bile geri durarak, sadece bunların siyasi haklara ve parti kapatmalara temas eden sonuçlarıyla ilgili bir işleyişe sahip. Bu da cari siyasetin 28 Şubat'ın 'süreçler'iyle değil sadece 'sonuçlar'ıyla mukayyet bir konuma 'rıza' göstermeye kendini 'ikna' ettiğini gösteriyor. Dolayısıyla, bugün siyasi partiler açısından 28 Şubat'ın sona ermesi anlamına gelen gelişmeler, gerçekte 'siyaset' ve 'siyasallaşma' açısından 28 Şubat'ın devamlılığının pekişmesi anlamına gelmektedir. 28 Şubat, 'istikrar'ı demokrasinin karşısına koyarak, 'istikrar' lehine olanın demokrasi aleyhine olmasını mevcut hükümet eliyle 'normalleştirerek' ve siyasal işleyiş bakımından hükümetin tüm işlevlerini MGK'nın sekretarya faaliyetlerinin icrası düzeyine çekerek koordinatlarını çizmiştir. Siyasi partileri de bu kordinatların dokunulmazlığı noktasına getirerek kesin zaferini pekiştirmiştir. Bu nokta es geçildikten ve bu noktanın es geçilmesi siyasi partilerin çoğunluk gücü tarafından 'istikrarın korunması' olarak kabul edildikten sonra, 'sonuçlar'da elde edilecek değişikliklerin değeri ne kadardır, kestirmek güç. Parti kapatmaların zorlaştırılmasını siyasetin zaferi ve 28 Şubat'ın geriletilmesi olarak okumak bu sebeplerle çok zor. Çünkü bütün bu gelişmeler, 28 Şubat'tan 'siyasi denklem' üreterek siyasi ikballerini teminat altına alanların kurdukları 'iç düzen'in şemsiyesi altında gerçekleşiyor. 28 Şubat'ı dayatarak merkezileşen aktörler ve refleksler, 28 Şubat'ın kimi enstrümanlarını değiştirme adına siyasi partileri yine hizaya sokuyorlar. Bu sefer 28 Şubat'tan yana tavır alanları değil sadece, mağdurlarını da 'parti kapatmayı zorlaştırma düzenlemesiyle' yanlarına çekerek yapma ustalığını gösteriyorlar hem de. Bütün bunlar sonucunda, 28 Şubat, 'derin devlet' tartışmalarını işlevsizleştiren bir 'iç düzen'in tesisini işaret eden referans haline gelmiştir. Son evreye kadar, 28 Şubat, 'derin devlet'in bir refleksi olarak algılanmaktaydı. Bu, belli bir aşamadan sonra 'normalleşmenin' geleceği beklentisini de içeriyordu. Fakat özellikle mevcut hükümetin 28 Şubat'ı siyasette meşrulaştırmasıyla, yani 'siyasallaştırmasıyla,' 28 Şubat, siyasetten bağımsız ama devlet düzeni açısından meşru bir 'iç düzen'in omurgası olarak referans haline gelmiştir. Bu, 'görünen' bir durum gibi algılansa da aslında son derece 'yeni bir durumdur.' Çünkü siyasete müdahale eden bir 'refleks' olan 28 Şubat başka şeydir, 'siyasallaşan' ve Cumhurbaşkanlığı seçimini 'belirleyecek' kadar bir 'iç düzen'in referansı haline gelen ve siyasetin dokunamadığı ama siyasetin belirlendiği bir alanı işaret eden 28 Şubat başka şeydir. Yıldönümüne yeni bir kategori olarak böyle girdi 28 Şubat ve bu, dünyanın genel gidişatıyla birebir çelişen dinamikleri içeriyor. 28 Şubat Türkiye'ye hizmet etmiyor, bu belliydi, fakat bu bile geride kaldı artık, Türkiye'nin 28 Şubat'a hizmet eder hale gelmesi ise, yeni bir aşama olarak, 28 Şubat'ın şimdiye kadar verdiği zaraları bile aratacak kadar sıkıntılı bir dönemi aralıyor...
ocelik@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|