YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Şimdi düşünme zamanı

 
Ecevit'in dediği gibi "Düşünmek lâzım." Bu ara dönemi, demokratikleşme sürecini sağlıklı yürütebilmenin şartlarını oluşturmak için bir uzlaşma imkânı olarak kullanabilmek lâzım.

 

Meclis'te 5+5 için yapılan oylama ve ortaya çıkan sonuçtan sonra Başbakan Ecevit'in ilk tepkisi "Herşeyi düşüneceğim" oldu. Bu, şu anda aslında herkesin yapması gereken şey. Elde bir kısa zaman parçası var ve bu arada, Cumhurbaşkanı, hükümet, Meclis ve Türkiye'nin diğer karar merkezleri, "herşeyi düşünmek" zorunda. Bu, 5+5 için girilen yanlışlar dizisini aşmak, ya da Türkiye'nin içine sürüklendiği ayıplardan kurtulmak için olmazsa olmaz bir zaruret.

-En başta Demirel, ülkede istikrarın kendisine bağlanmasının, Türkiye için ortaya çıkardığı kaht-ı rical manzarasından rahatsızlık duymalı ve yolu gençlere açmalı.

Türkiye'nin geçen 40 yılında önemli sorumluluklar üstlenmiş, her fırsatta ülkeye kazandırılan yollardan, barajlardan bahseden bir siyasetçi, geride, Cumhurbaşkanlığı sorumluluğunu üstlenecek nitelikte bir adam bırakmamışsa önce kendi geçmişini sorgulamalı.

Amerika gibi, Rusya gibi ülkeler, çok daha genç insanlar tarafından yönetiliyor ve içinde bulundukları olumlu-olumsuz şartları, ülkenin dünya politikasındaki etkinliğini lider değişimi için engel olarak telakki etmiyorlar. Kurumların kişileri aştığına inanmışlar. Türkiye ise Demirel'e endekslenmiş. Bu düşünceleri aşmak için ve ülkenin kendi kendisine güven duymasını sağlamak için yolu boşaltmalı Demirel.

-Ayrıca Demirel, Türkiye'yi kişi için Anayasa değiştirmek gibi bir durumun ortaya çıkardığı gariplikten kurtarmak için yoldan çekilmeli. Belki bunu, kendisine ilk Anayasa değişikliği teklifi geldiğinde seslendirmeliydi. Bu Anayasa değişikliğinin, bir tek adam (sadece kendisi) için yapıldığı, diğer maddelerin Meclis'e bunu hazmettirmek için eklendiği gerçeğini görmezlikten gelmemeli, tüm olan biteni içine sindirmek için telafi mekanizmalarına başvurmamalıydı.

-Türkiye, çok kısa bir zaman içinde geniş bir demokratikleşme paketini hayata geçirmek zorunda. Bunu herkes biliyor. Bu, AB ile ilişkiler bakımından da zaruri, ülke insanının ihtiyaçları açısından da zaruri. DPT'nin hazırladığı rapor, Anayasa, yasalar ve kurumlar çerçevesinde gerçekleştirilmesi gerekli devlet reformunun kapsamını ortaya koyacak netlikte.

Şimdi işi, Cumhurbaşkanlığı seçimi dolayısıyla pazarlık ortamına sürmek, bu demokratikleşme paketinin haysiyetini yaralamaktan başka sonuç vermiyor. FP'nin talebi olmasaydı Türkiye, çatır çatır parti kapatan, siyaset ve düşünce adamlarını çatır çatır mahkûm eden bir ülke olmaya devam mı edecekti?

Ecevit'in dediği gibi "Düşünmek lâzım." Bu ara dönemi, demokratikleşme sürecini sağlıklı yürütebilmenin şartlarını oluşturmak için bir uzlaşma imkânı olarak kullanabilmek lâzım. FP'nin, kapatma tehdidine rağmen pazarlıkları dışlayan tavrı da, belki parlamentoyu ve siyaseti bu itibar kaybından koruma amacına yöneliktir.

Kaldı ki, demokratikleşme paketinin AB'nin zorlamaları ile değil, bizzat Meclis'in inisiyatifi ile gerçekleşmesi de, hem Meclis'in hem de ülkenin itibarını koruma noktasında önem kazanıyor.

-Ayrıca Meclis'in son tavrı, 86'ncı madde dolayısıyla gündeme gelen, üyelerin akçalı hesapları sebebi ile ortaya çıkan itibar aşınmasına karşı da önemli bir jesttir. Meclis, belki gerçekten akçalı ilişkilerde bir düzeltme yapılmasını istemekte, ama bunun böylesine pazarlık, hatta satın alma görünümü içinde gerçekleşmesine razı olmamaktadır. Manzara oy verip, para alma niteliğine bürünmüştür. Bu ara dönemde, bu sakil görüntü de değiştirilmelidir.

-Aynı şekilde, Anayasa'nın gizlilik şartını ortadan kaldırmak ve milletvekilleri üzerinde lider baskısı oluşturmak amacıyla ortaya konan "imza" olayı, milletvekilleri için "imzadan dönmek", liderler için de, "grubuna hakim olamamak-liderlik sınavını kaybetmek" gibi, her iki taraf için de yıpratıcı değerlendirmelere konu olmuştur. Bu düşünme döneminde, hem liderleri hem de milletvekillerini, yarınlar için istikrarsızlık taşıyan bu görüntüden kurtarmak gerekiyor.

-Evet siyasi istikrar, Türkiye için son derece önemlidir. Ekonomik program açısından olsun, Türkiye-AB ilişkileri, Türkiye-bölge ilişkileri açısından olsun siyasi istikrarın korunması hayatidir. İşte, şu ara dönemde düşünülmesi gerekli bir husus da, istikrar şartlarının doğru değerlendirilmesidir. Bir bölgesinde olağanüstü halin devam ettiği, 28 Şubat süreci sebebiyle, "irtica ile topyekün savaş" mantığının derin kuşatmasına muhatab olan büyük toplum kesimlerinin ciddi nefes daralması çektiği, ana muhalefet partisinin kapanma tehdidi altında bulunduğu, aydınların-siyaset adamlarının peşpeşe cezaevine konduğu bir ülkede, siyasi istikrarın gerçekleşmesi mümkün mü? Toplum, ve herhalde milletvekillerinin önemli bir kısmı, bu sürecin iyileştirilmesi için, Ecevit'in Demirel'de ne bulduğunu doğrusu kestiremiyor. Belki de Ecevit'in bir bildiği vardır. Ama en azından bunu kamuoyuna yeterince yansıtamadığı açıktır. Demirel, pragmatik siyasal kariyerinin 28 Şubat sürecinde sergilenen uzantısı ile, geleneksel toplum zemininde bile ciddi bir yıpranma yaşamıştır. Hatta Demirel, neredeyse taban değiştirmiştir. O yüzden Demirel ısrarı, bizzat Ecevit'in siyasal konumunu bile sarsmıştır. Demirel'e, bundan sonraki ömründe bir özeleştiri zamanı tanınmalı, yani bir bakıma ona da, nefsi duyguları kaşıyan siyasal hesaplar içinde, kendi iradesiyle elde edemediği kendini dinleme hakkı verilmelidir. Ecevit, bu kadim rakibi ve dostuna bu iyiliği yapmalıdır.

Şimdi herkes için düşünme zamanı... Memleketi, Meclis'i, kendi kişiliğini... Şimdi bunlar üstüste oturuyor...


31 Mart 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Ahmet Taşgetiren

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...