![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
ANAP'ın 312 hesabıAnap milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır'ın, her milletvekili gibi, komisyonda 45 gün bekletilen kanun teklifini, Meclis gündemine getirme hakkı vardı. Geçtiğimiz gün, o da bunu yaptı ve içinde Türk Ceza Kanunu'nun 312'nci maddesinin de bulunduğu "demokratikleşme paketini" Genel Kurul'a taşıdı. Boş umut
Sözkonusu girişim, kamuoyunda umut doğurdu. Sanki Meclis gündeminde bulunması, teklifin yasalaşmasına imkân verecek gibi bir hava esiyor. Oysa bu doğru değil. Teklif, Adalet Komisyonu'nda beklerken de, Genel Kurul gündemindeki kadar yasalaşma şansına sahipti. Anaplılar, Genel Kurul'da olduğu gibi, Komisyon'da da muhalefetle birlikte hareket etse, teklif, üzerindeki müzakereler tamamlanıp Meclis'e sevkedilecekti. Esas mesele, bu teklifi son sıradan, ilk sıraya taşımak, Genel Kurul'da görüşülüp yasalaşmasını sağlamak. İki yol
Bunun için iki yol var: 1) Grup başkanvekillerinden oluşan Danışma Kurulu'nda 312'nci maddenin öncelikli görüşülmesi için oybirliği ile karar alınması. 2) Veyahut Danışma Kurulu'ndan böyle bir karar istihsal edilemediği takdirde, gruplardan birinin Genel Kurul'da teklifi gündeme getirmesi, çoğunluğun bu teklife destek vermesi. Bütün bu söylediklerim, ancak Anap, kendi milletvekili ve Anayasa Komisyonu Başkanı Ertuğrul Yalçınbayır'ın teklifine sahip çıkarsa gerçekleşebilir. Tabiî, kanun teklifi gündeme alındıktan sonra, gene çoğunluk tarafından kabul edildiği takdirde, yasa haline gelecektir. Meclis'teki işleyişi ve koalisyon ortakları arasındaki dengeleri bildiğimiz için, 312'nci maddenin geleceğinden şimdilik pek umutlu değiliz. Yalçınbayır'ın teklifine MHP ve DSP müspet oy kullansaydı, hükûmette demokratikleşme yolunda bir siyasi iradenin oluştuğunu söyleyebilirdik. Anap neden destekledi?
Peki neden Anap, hükûmet blokundan ayrılarak, Yalçınbayır'ı destekledi? Kendi üyesi olduğu için mi? Yalçınbayır'ı desteklemek, 312'nin demokratikleştirilmesi riskini taşımadığı için bu destek verildi. Netice itibariyle, kanun teklifi en arka sıralarda yer alacaktı. Ve birinci sıraya getirilmesi, sonra da kanunlaşması gene Anap grubunun elindeydi. Anap, bu şekilde hem demokrasiden yana tavır aldığı izlenimini yaratıyor, hem de gerçek anlamda hiçbir adım atmıyordu. Ayrıca, Yılmaz hakkındaki soruşturma komisyonlarının sonuçlanması aşamasında, FP'li üyeleri etkilemek için pazarlık da yapılabilirdi: "Biz 312'ye yeşil ışık yakıyoruz; aman siz de Mesut Yılmaz'ı aklayın" Böyle bir kapı açıldı mı, açılmadı mı tam olarak bilemiyorum. Ama 312'ye Anap tarafından verilen desteğin, zamanlaması kuşku yaratıyor. Koalisyon deterjanı
Gerçi, Mesut Yılmaz'ın aklanması için Fazilet Partisi'ne ihtiyaç yok. Koalisyon deterjanı leke bırakarak bile olsa, temizliyor. Ama, FP'li üyeler de Yılmaz'ın dürüstlüğü konusunda ikna olmuş görünse, hem DSP ile MHP rahatlayacak, hem de Anap lideri muhalefetin desteği sayesinde şaibe altında kalmayacak. Bu sebebten dolayı 312 manevrasının arka planı hususunda zihnimde soru işaretleri var. Anavatan her halükârda, sadece demokrasi için, Ertuğrul Yalçınbayır'ın teklifini destekler, önce birinci sıraya alınması, sonra da kanunlaşması istikametinde oy kullanırsa, bu soru işaretleri elbette dağılacaktır. Yılmaz, ortaklarından ayrılmayı göze alır mı? Şimdilerde, biran önce "aklanmayı"(!) ve Bakanlar Kurulu üyesi olmayı hayal ettiğine göre, hayır. Sürüden ayrılanı, Yüce Divan'ın kapıvereceğini o bilmez mi? Kurtköy ve siyaset
Önce affı bekledi uzun süre. Çünkü hakkındaki soruşturmalar hep, görevi ihmal (TCK 230) ve görevi suistimalden (TCK 240) açılmıştı. 230 ve 240'ıncı maddeler af kapsamındaydı. Af bir türlü çıkmayınca, soruşturma komisyonlarına ağırlık verdi. Maalesef komisyonların üzerinde siyasetin gölgesi dolaşıyor. Yoksa, geçtiğimiz dönem, Kurtköy dosyasından Yılmaz'ı sorumlu bulan komisyon, bu dönem -Türkiye'nin istikrarı(!) adına- onu suçsuz ilân edebilir miydi? Kurtköy Komisyonu'nun Başkanı DSP'li Necati Albay, Yılmaz'ın Yüce Divan'a gönderilmesi istikametinde çıkan raporu geçtiğimiz dönem aylarca oyalamış ve Genel Kurul'a sevk etmemek suretiyle Anap liderini Yüce Divan'dan kurtarmıştı. DSP'li Necati Albay, bu dönem de milletvekili seçilerek Meclis'e geldi ve Kurtköy Komisyonu'nun başkanı oldu. Parlamento maalesef denetim görevini yerine getiremiyor. Siyasi mülâhazalar hep ön planda yer alıyor. Üstelik zaman zaman araya pazarlıklar da giriyor. Bu yüzden, Anap'ın 312 aşkını, biraz tereddütle karşılıyoruz. Keşke yanılan ben olsam ve Anavatan Partisi birdenbire demokratik atılımlarla Türkiye'nin önünü açıverse. Ama çoğu siyasi partiler, ülkeye hizmetten ziyade, lideri kurtarma noktasına odaklanıyor. Anap bu konuda başı çekiyor. Partinin ana projesi, Yılmaz'ı Soruşturma Komisyonları'nda aklayıp, hükûmette bakan yapmak. 312 sadece bir paravan. Arkada kimbilir ne hesaplar yapılıyor.
nilicak@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|