Ek vergiye tepki: Cepler susacak

Bir deprem oldu, telefonlar kilitlendi. Kimse kimseden haber alamadı. Başbakan ve Cumhurbaşkanı bile telefonlardan şikayetçi oldu. Hatırlarsınız, bir yabancı firma, 17 Ağustos depreminin ardından, özel telefonlar hediye etmişti kendilerine.

Sonraki "artçı" depremlerde de aynı durum yaşandı, Düzce depreminde de... Hatta Kadir Gecesi ve Ramazan Bayramı'nda da telefonlar sıkıntılıydı. "Telefonu bir türlü düşüremiyorum" diyenlerin arasına az kalsın ben de dahil olacaktım ki, baktım telefon yerlerde... Sonunda düşürebilmiştim.

Hal böyleyken, telefonlara "ek vergi" koymaya kalkıyorlar. Önce telefonları doğru dürüst çalışır hale getirin, ek vergiyi ondan sonra düşünelim.

Müstakil Tüketiciler Birliği, bu oldu bittiye topluca karşı çıkmak için çağrıda bulunuyor. "Örgütlü sivil toplumun blok muhalefeti karşısında bu yasanın uygulama alanı kalmayacaktır" diyorlar. Doğru elbette. Peki, topluca sesimizi çıkarabilecek miyiz, yoksa tek tek cılız sesler yükselip susacak mı?

"Bu anlamda esasen deprem felaketi esnasında ayıplı hizmet verdikleri ortaya çıkan GSM şirketlerini bir kez daha uyarmak, ek vergi yasasının bütününe karşı tepkimizi ortaya koymak ve tüketimden gelen gücümüzü göstermek için 15-16-17 Ocak 2000 tarihlerinde gerçekleştireceğimiz CEPLER SUSACAK kampanyasına desteğinizi bekliyoruz" duyurusunda bulunan Müstakil Tüketiciler Birliği'ne ulaşmak ve ayrıntılı bilgi almak isteyenler için, telefon: 0212.612 53 54, 612 28 63, faks: 567 36 47, ve elektronik posta adresi: tuketici@superonline.com

Fakir

Beni anlarsın
Anlarsın sen mutlaka
Şunca sene yaşadım
Şunca sene
İçimde narin kan pıhtılaştı
Göz göz kurudu
Ve kalakaldım

Isınayım sevgili güzel bir şey de
bana
Şu fakire bir göz kırp
Sapsarı bir gül gibi sardım
dikenlerimi
Şu fakire bir göz kırp

Senelerdir sana selam
göndermedeyim
Bilirsin sen mutlaka
Bilirsin yıldızım ağlıyor adı Müşteri
Kurumuş bir dal gibi eğrildim
katılaştım
Şu fakire bir göz kırp

Bu şehrin göğü yok ki göğe bakıp
ağlayım
Ne içimde göl yeri
Ne onu dolduracak gözyaşım var
Öyle fakirim ki
(...)
Fatma Şengil Süzer

Ruhi Bey

Değerli arkadaşımız Ruhi Koca epey zamandır ziyaretimize gelmiyor. 'Mutad'ın tadı kaçtı, geriye sadece 'mu'su kaldı. Yeni yıl ile bayramı birleştirerek bir kart göndermiş. Aldık, kabûl eyledik, teşekkür ettik. Madem sen gelmiyorsun, biz geliriz diyerek kalkıp gideceğiz bir gün, ve soracağız: "Sen Ruhi Bey, nasılsın?"

Meraklısına not: Burada bir nükte olduğunu farketmek için, "Ben Ruhi Bey nasılım"dan haberdar olmak gerekir.

Meraksızına not: Biliyorum, bu açıklamayla biraz zayıflama gözlendi ama, ne yapalım... "Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?" Kendinizin kıymetini bilin.

Geri adım

Olimpiyatlara yeni bir dal eklenmeli:
Geri adımla yürüme.
Tahmin edelim bakalım, kimler birinci olur?

Örtü

Hanımların başındaki örtü ile uğraşanlar, ne hikmetse, "Örtülü" Ödeneği kullanmakta pek mahir!

Şartlı idam

Şayet terör sürerse, Apo 'hemen' idam edilecekmiş.
"Şartlı tahliye" diye bir şey biliyorduk. Şimdi bir de "şartlı idam" olabileceğini gördük, öğrendik.

---

---

« Geri Dön