YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

AB'ye giren ilk Türk vatandaşı

 
Zirveden sonra, Başbakan Ecevit'in okuduğu üç cümleyi dinlerken kafama 'dank' etti. Yanıldığımı anladım.

 

Çarşamba günkü zirvede neler konuşulduğunu, zirveden nasıl bir netice çıkacağını bendeniz geçen hafta yazmıştım. Gördüğünüz gibi, bu kez isabet kaydettim.

Zirvenin 7,5 saat sürmesinin benim için sürpriz olduğunu itiraf etmeliyim. Benim geçen hafta yazdıklarım, 1 saatin içinde kotarılabilirdi.

Liderlerin, geri kalan 6,5 saati nasıl doldurdukları hakkında farklı görüşler var.

Bazıları, Ecevit'in zirveden sonra okuduğu 3 cümlenin herbirini ayrı bir liderin yazdığını, Mesut Yılmaz'ın cümle kurması uzun sürdüğü için zirvenin uzadığını ileri sürüyorlar ki bu bana biraz abartılı bir yorum olarak görünüyor.

'Cümleleri hemen kurdular, fakat imlası konusunda ihtilafa düştüler' diyenler de var.

İddialar arasında en garibi şu: Herkes kendi cümlesini önceden temin etmiş, zirveye getirmişti. Zirvede, üç cümle sıraya konuldu. Birinci cümle Ecevit'in cümlesiydi. İkinci cümle Yılmaz'ın. Üçüncü cümle ise Bahçeli'nin. Ondan sonra beklediler. Bahçeli ile Yılmaz sigara tüttürdü, Ecevit komposto içti.

Tamam da kardeşim, sigara en çok 10 dakikada içilir. Ecevit'in hoşaf içmesi de yarım saatten fazla sürmez!

Ben bütün bu iddiaları elimin tersiyle bir kenara itiyorum ve zirvenin bize gösterdiği asıl gerçeğe temas etmek istiyorum.

Bilindiği gibi, biz, kokoreç ve sakatat yiyebilen, askeri müdahalelere alışık, trafik kurallarına uymayan, mozayık şeklinde, Asya kökenli bir toplumuz.

Cumhurbaşkanlarımız, Başbakanlarımız ve diğer yetkililerimiz uzun zamandır Avrupa Birliği'ne girmek için uğraşıyor. (Burada, Avrupa'ya dahil olmak için ilk adımı atan Başbakanımız'ı idam ettiğimizi, idamı eleştiren köylüleri bile hapse attığımızı ister istemez hatırlıyoruz. Bu zamanda hatırlamasak daha iyi olurdu ama...)

Bana göre, bu uğraşların hepsi boşunaydı. Liderlerimiz boşuna enerji harcıyorlardı. Avrupalılar, hiçbir Türk vatandaşını Avrupa Birliği'ne almazlardı.

Zirveden sonra, Başbakan Ecevit'in okuduğu üç cümleyi dinlerken kafama 'dank' etti. Yanıldığımı anladım.

Avrupalılar, siftahı çoktan yapmışlar, ilk Türk vatandaşını aralarına çoktan almışlardı.

Şaşkınlığım çabuk geçti. Bazı münasebetsizlerin 'MHP'nin 28 Şubat'ı' diye tanımladığı zirve sonrasındaki manzarayı tahlil ederek ülkemizde meydana gelen büyük tekamülü kimlere borçlu olduğumuzu tespit etmeye çalıştım.

Aklıma önce medyamız geldi. Medyamız, hakikaten iyi bir performans gösterdi.

Kimi yazarlarımız öyle yazılar yazdılar ki bir kaç yıl önce yazsaydılar teröre yardım ve yataklıktan mahkum olabilirlerdi.

Siyasilerimiz olağanüstüydü! Zaten Hürriyet'in Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök "Lider dediğin böyle olur" diyerek siyasilerimizin feragat ve hamiyetlerini takdir etti. Hele Oktay Ekşi'nin dünkü sütununda Öcalan'dan 'Hükümet-i Ecevit'in selamet ve bakası için' dua istemesi harikaydı.

Yekta Güngör Özden ile Kenan Evren'in olumlu katkılarını da gözardı edemeyiz. Neydi o eski 'asmayalım da besleyelim mi'ler.

Fakat en 'şayan-ı dikkat' gelişme Vural Savaş Bey'in üslubunda meydana geldi. Son zamanlarda yazdığı yazılarda ne ur var, ne metastas!

Kılıç Ali'nin oğlu Altemur Bey'in içine düştüğü yalnızlık bir tenakuz gibi duruyorsa da, demokrasi ortamındaki çoksesliliği göstermesi bakımından anlamlı.

HADEP de çok olgun davrandı; Ecevit'e, Yılmaz ve Bahçeli'ye makul mesajlar gönderdi.

Çevik Bir'in ise siyasete müdahale etmek gibi bir itiyadı olmadığı herkesin malumudur. Danıştay ile YÖK zaten bu konularla ilgilenmez, onların branşları ayrıdır.

Bakın, şimdi Avrupa'dan Amerika'ya bütün dünya, biz Asya'nın bağrı yanık ve kavruk çocuklarını takdir ediyor.

Hadi bakalım, darısı diğer Türk vatandaşlarının başına...


14.OCAK.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Yusuf Ziya Cömert

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...