| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
ParantezlerBirazdan güneş ortaya çıkacak yine. Avcumun içindeki kar yavaş yavaş eriyecek. Su olup yere damlayacak. Çatılar beyaz kürklerini çıkaracaklar. Saçaklardaki buz sarkıtları birer birer yere düşüp kırılacaklar. Bütün kardanadamlar bir havuç ve iki kömür parçasından ibaret kalacaklar. Çocuklar kızaklarını bodrumlara, tavanaralarına kaldıracaklar. Ellerini sobalara uzatıp ısıtacaklar. Yollar yavaş yavaş ortaya çıkacaklar yeniden. Renkler yeniden yerlerini alacaklar sokaklarda. Güneş birazdan ortaya çıkacak yine. Kar her yeri saran beyazlığını toplayıp gidecek aceleyle. Vaktim gittikçe azalıyor benim de! Acele etmeli ve bir an önce bulmalıyım kardaki ayak izlerinin sahiplerini! Yürüyorum. Ayaklarımın altında bir sokak. Sokağın üstünde adım adım ilerleyen ayakkabılarım. Ayakkabılarımın içinde ben varım. Duruyorum. Gözlerimi kapatıyorum. İçimde boylu boyunca bir sokak... Sokağın içinde yürüyüp gidiyor adımlarım. Adımlarımın içinde ben varım. Yürüyorum. Bu anlattığınız hikâyede ismim geçmedi benim. Gittiğiniz o nahiyeye düşmedi yolum. Gezmedim ve tozmadım ufka doğru uzanan ellerinizde. O ağacın dallarında hiç bahar geçirmedim. Zemheride çiçek açıp yanmadım. Hiç tedbir dileği tutmadım korkuyla içimden. Çıktığınız o yüksekliğe çıkmadım zıplayarak. Düşmedim düştüğünüz su birikintilerine yağmurla sendeleyerek. Tekrarlayıp durduğunuz o uzun tekerlemede tekerlenmedim. Kendimi o tekinsiz söylencenin kollarına atmadım. Sürtüşüp takışmadım geçmişin buyurgan varlığıyla. Bildiğimden fazlasına heveslenmedim. Yaşadığımdan ötesine kulak asmadım. Gölgemin üstüne basıp geçmedim. Ben gemilerin bandıralarından aşağı bakmadım. İnadına yaka bağır açıp rüzgâra posta koymadım. Gönül tokluğuna yaşamaktan şikayetçi olmadım. Anlattığınız hikâyede hiç ismim geçmedi benim. Sizin heyecanlarınızda canlanamadım. Bana baktığınızda ne görüyorsanız, size baktığımda onu görüyorum. Benimle konuşurken ne saklıyorsanız, sizinle konuşurken onu saklıyorum. Bana dokunurken neyi yasaklıyorsanız, size dokunurken onu yasaklıyorum. Beni bulduğunuzda ne hissediyorsanız, sizi bulduğumda onu hissediyorum. Beni kaybettiğinizde ne kaybediyorsanız, sizi kaybettiğimde onu kaybediyorum. Benden istediğiniz tam olarak neyse, sizden istediğim tam olarak o. Bende ne arıyorsanız, ben de sizde onu arıyorum. Bende bıraktığınız izleri, ben de sizde bırakıyorum. Beni ne kadar hatırlarsanız, ben de sizi o kadar hatırlayacağım. Beni nerede bırakırsanız, ben de sizi orada bırakacağım. Bir bakışta çözülemeyecek bilmecelerle dolaşıyoruz yüzlerimizde. Ve gözlerimizde giderilemez hüzün lekeleriyle...
gozcan@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|