YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Hasan Cemal "ahmak" değilmiş!


Son Hizbullah operasyonu Hasan Cemal'i uyandırmış; dünkü yazısında, "Ancak bazı ahmakların yutabileceği bir oyun"u, Hizbullah'ı ısrarla derin devlete indirgemeye çalışanların hedef saptırma taktiklerini deşifre ediyor

"Ahmak" sözcüğü, Hasan Cemal'in terminolojisinde özel bir yer tutuyor. Farklı olanın hukukunu savunan refik ve muarızlarını en çok bu sözcükle hırpaladığını biliyoruz... Örneğin, 28 Şubat dayatmalarına karşı çıkan demokrat aydınlar birer "ahmak" onun gözünde. Sütun komşusu Cengiz Çandar'ı da bu sözcükle refüze etmişti. Hafiften liberalize olduğu için, "liboşlar, numaracı cumhuriyetçiler, rejim düşmanları" gibi sıfatları kullanmıyor; "sözde demokrat aydınlar" lafzı meramını anlatmaya kifayet ediyor şimdilik.

Bir de "demokratik ahmaklık" kavramını doladı diline.

"Son zamanlarda" diyecektim, ama, bunun bir "son zamanlar" kavramı olmadığını, en azından "Kimse Kızmasın, Kendimi Yazdım" adlı itirafnamesinden biliyoruz.

28 Şubat'ın en civcivli günlerinde, sık sık, "Ahmak olmayın, demokrasiyi savunacağım derken, laik rejimin temeline dinamit koymayın" şeklinde uyarılar yapar; "Genelkurmay'dan üst düzey bir yetkili beni aradı, dedi ki..." diye başlayan yazılarını da illa ki bir 28 Şubat güzellemesiyle taçlandırırdı.

O da eski bir cuntacı...

Üstelik, totalitesi yüksek bir komitacı dedenin, İttihatçılar'ın ünlü Bahriye Nazırı Cemal Paşa'nın torunu... 60'lı yılların sonunda Madanoğlu cuntasına dahil olmuş, Türk Baas hareketinin mutemet elemanlarından biri konumuna yükselmişti. ("Yön" ve "Devrim" dergilerinin dili olsa da, parlamenter nizama karşı hangi provokasyonlara giriştiklerini, "ordu-halk elele" tevziratıyla hangi komplolara alet olduklarını anlatsa...)

Son Hizbullah operasyonu Hasan Cemal'i uyandırmış; dünkü yazısında, "Ancak bazı ahmakların yutabileceği bir oyun"u, Hizbullah'ı ısrarla derin devlete indirgemeye çalışanların hedef saptırma taktiklerini deşifre ediyor

Okuyalım:

"Bazı İslamcı çevrelerde şimdi Hizbullah terörü konusunda benzer bir oyun sergilenmek isteniyor: Hizbullah'ı derin devlete indirgemek... Ve Hizbullah'ın şiddet yoluyla getirmek istediği dinci düzeni, terör için İslam'ı referans noktası olarak kullanmasını, İran'la bağlarını görmezlikten gelen bir hedef saptırma oyunu...

Kaba bir oyun bu.

Ancak bazı ahmaklar, aymazlar (gaflet içinde olanlar) yutabilir!

Türkiye'de hukuk devleti sorunu olduğu doğru. Devletin demokrasiyle terbiye edilecek yanları da hiç kuşkusuz var. Ama bütün bunlar, irticanın ciddiye alınmasını, irticaya karşı kararlılıkla mücadele edilmesini, hele Hizbullah terörü bütün vahşetiyle gözler önüne serildikten sonra, engellemiyor, engellememeli."

Bu kadar masum değil elbette; yazısının giriş bölümünde de, uzun uzadıya, Refah Partisi yetkilileriyle, Hizbullah'ı özdeşleştiren, yer yer örtüştüren ifadelerden, itiraflardan, benzerliklerden söz ediyor.

Şevki Yılmaz, örneğin, "Ben Hizbullahım" demiş.

Şükrü Karatepe "Bu düzen değişmeli" buyurmuş.

Tayyip Erdoğan, "Camiler kışlamız, minareler süngümüz" şiirini okumuş.

"Peki, nedir bütün bunlar?

"Bütün bu sözleri bu zatı muhteremlere söyleten de derin devlet mi?

"Buna ahmaklar inanır ancak..."

Derin devletin Hasan Cemal'in korumasına ihtiyacı var mı, bilmiyorum... Cemal Paşa ve Madanoğlu'ndan tevarüs ettiğine göre arada bir "kan bağı" olmalı.

Var var...

O Hasan Cemal ki, sık sık yazılarında, "Herkes namazını kılabiliyor, orucunu tutuyor" gibilerden pek ahmakça sayılmayacak ihtirazi kayıtlar düşerek, devletin (daha doğrusu derin devletin) gerektiğinde "namaz" ve "oruç" ibadetlerine müdahale ederek "yetke"ye (otoriteye) sahip olduğunu hatırlatıyordu.

Bugün özgürce namaz kılıyor olmamız, derin devletin bir lütfuydu bize.

Oysa biz ne yapıyoruz?

Bazı ahmakların iğvasına kapılarak, devletin nizamını dine dayandırmaya çalışıyoruz...

Birkaç yıl önce muhtereme bir soru sormuştum: "Devlet düzeninin dine dayandırılmasına karşı çıkıyorsun, amenna... Peki, aynı şekilde bir 'izm'e, bir ideolojiye, bir paradigmaya dayandırılmasına da karşı mısın?"

Hâlâ cevap bekliyorum...


27 OCAK 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Ahmet Kekeç

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...