| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Hizbullah ve irtica
Belli ki, Hizbullah daha bir süre, gündemde kalacak. Bu olay, Apo konusunda sıkıntıda olan hükûmeti rahatlattı. İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir'e iktidar teşekkür borçlu. Özdemir'in açıklaması
Özdemir'e herkesin zihnindeki bir soruyu sorduk: "Neden şimdi?" Özdemir, "Hizbullah İstanbul'a gelip eylem yapmaya kalkınca, iz sürmeye başladık ve örgüt elemanlarını hemen yakaladık. Önceden, başka illerde olanlar hakkında malûmatımız yok" dedi. "Neden Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu 33 kurşun yarası aldı da, diğerlerine bir şey olmadı?" İstanbul Emniyet Müdürü Özdemir'in, bu hususta da ikna edici bir cevabı var: "Polise, o, karşı koydu. Diğerleri arka plandaydı. Kaleşlerle ateş edince polis mukabelede bulundu, Velioğlu öldü." PKK'ya tepki
Her yerde, her mekânda bu konu tartışılıyor. Her kafadan bir ses çıkıyor. Esasında 1990'ların başında, Batman, Diyarbakır, Silvan, Nusaybin gibi merkezlerde, PKK'nın esnaf üzerinde baskı kurduğu, onları kepenk kapatmaya zorladığı, vergi topladığı biliniyor. PKK, o tarihlerde, daha ziyade mütedeyyin vatandaşları hedef alıyordu. Adı geçen il ve ilçelerdeki vatandaşlar örgütlendi; PKK'ya karşı koyma hareketi başladı. O tarihten sonra kepenkler kapanmadı. PKK'ya vergi ödenmedi. Devlet il merkezlerinde hâkimiyeti yeniden ele geçirdi. O sırada henüz Menzil grubu ve İlim grubu ayrışmamıştı. PKK'ya direnen güç, Milli Türk Talebe Birliği ve Akıncılar'ın temeli üzerinde, Menzil Kitabevi çerçevesinde oluştu. Bu muhitte sivrilen iki isim, biri Fidan Güngör, diğeri Hüseyin Velioğlu idi. Velioğlu, Siyasal Bilgiler mezunuydu. Daha sonra aldığı kulaktan dolma bilgilerle, İslâm'ı öğrenmişti. Oysa Fidan Güngör, ciddi bir dinî eğitim görmüş ve mütedeyyin bir ortamda yetişmişti. Velioğlu şiddeti seçerken, Fidan Güngör, PKK'nın tasfiyesinde, silâhlı rol oynamayı kabul etmedi. İlim ve Menzil grupları bu ihtilâf yüzünden ayrıldı. Daha sonra, Fidan Güngör Velioğlu tarafından öldürüldü. İlimciler ve Menzilciler'in mücadelesi o bölgedeki İmam Hatip Okulları'na da sıçradı. Gençler birbirine düştü. Olay çıkacağı anlaşılınca, Emniyet'ten takviye güç talep ediliyor, aksine, Emniyet, var olan kuvvetleri bile geri çekiyordu. Yıl 1993. Yer: Batman İmam Hatip Okulu Yurdu. İlimciler kesici aletlerle ve sopalarla bir gece Menzilciler'e saldırdı ve onları yaraladı. 7 öğrenci okuldan atıldı. Ama, vilayetin ve Emniyet'in baskısıyla, arkadaşlarını yaralayan bu öğrenciler geri alındı. Bundan sonra, talebelerin üçte ikisi, okulu terketti. O tarihte, Öztürk Şimşek, Batman Emniyet Müdürü idi. Bu gibi hadiseler hep tekrarlandı durdu. İlimciler, bir yandan PKK'ya karşı mücadele verdi; bir yandan da Menzilciler veya ılımlı dindarları, Nurcular'ı tasfiye etmeye yönelik şiddet eylemlerini tertip ettiler. Devlet hep seyirci kaldı. Anlamsız münakaşa
Gazetelerde anlamsız bir münakaşa yürütülüyor: "İslâmî"(!) basının veyahut "İslâmcı" çevrelerin, "Müslüman cinayet işlemez" demek suretiyle, "irticaya sahip çıktığı" ileri sürülüyor. Oysa Hizbullah'ı dindar bir yapılanma gibi görmek imkânsız. Hizbullahçılar'ın Müslüman olmadıklarını söylemek, irticaya taviz vermek anlamına gelmez. Nitekim Diyanet İşleri Bakanlığı da, Velioğlu'nun cenaze namazının kılınması için, imam gönderilmeyeceğini açıkladı. İslâm adına cinayet işleyenler, uzun yıllar Batı dünyasında dinimizin çok olumsuz bir biçimde yorumlanmasına yol açtılar. Dindar insanların "Müslüman cinayet işlemez" demesi, doğabilecek yanlış izlenimleri önleme çabasından kaynaklanıyor. Yoksa kimse, Hizbullah'a, Hizbülvahşet'e sahip çıkmak istemiyor. Hatta, bu örgüte kim sahip çıktıysa, o kişiler deşifre edilsin gayreti var. Zira Hizbullah'ın hedefi bir yandan PKK, öte yandan dindar çevreler. Hizbullah'ın dinle ilgisi olmadığını, bambaşka projelerin içinde yer alıp, belirli hedeflere yöneltildiğini gösteren bir sürü hadise mevcut. Milli Gazete
30 Temmuz 1993 tarihli Milli Gazete'de Avukat İlhan Demir, üst düzeydeki bir istihbarat görevlisiyle yaptığı sohbeti aktarıyor. Bu ilgi çekici konuşmanın bazı bölümleri şöyle: "Türkiye'de, mevcut Amerikan Hizbullah'ı, kuruluş aşamasını tamamladı. Örgüt mensupları, genellikle askerliğini komando olarak yapmış kişilerden oluşuyor. Bu gerçek Hizbullah değil. Türkiye'dekini CIA kurdu. Taktik eğitimi MOSSAD-CIA birlikte veriyor. Hizbullah ile PKK karşı karşıya getirilerek Kürt halkı kırdırılacak. Böylece bölge temizlenecek. Hizbullah, milletin inancına cevap vermek üzere programlandı. Bu örgüt, Refah partisi'nin karşısında, bir ihtilâl sebebi olarak da kullanılabilir... Başta ABD olmak üzere, Yunanistan ve diğer Batılı ülkelerin PKK ile ilgileri kesilecek. Hatta Abdullah Öcalan, Batılı ajanlarca öldürülebilir. Belki de yargılanmak üzere Türkiye'ye verilebilir." 1993 yılında, bir istihbarat görevlisi, Apo'nun paketlenip(!) Türkiye'ye postalanabileceği ihtimalini gündeme getiriyordu. Hizbullah'ın da "resmi" ve "uluslararası" boyutuna temas ediyordu. Böyle bir kuruluşun, dinle, İslâmiyetle ne alakası var? Lübnan Hizbullah'ı
Genelde Lübnan Hizbullah'ı ile Türk Hizbullah'ı birbirine karıştırılıyor. Lübnan'daki Hizbullah, İsrail'e yönelik eylemleri olan, kendi ülkesinde de yasal olarak tanınan bir kuruluş. Sincan'da, o Hizbullah'ın liderlerinin posterleri duvarlara asılmıştı. Şu çelişkiye bakınız ki, Türk Hizbullah'ı geniş bir müsamaha ortamından yararlanırken, Türkiye'de hiçbir teşkilâtı bulunmayan Lübnan merkezli Hizbullah'ın ölmüş liderlerinin posterlerini temin etti diye, gazeteci Nurettin Şirin 17.5 yıl hapse mahkûm oldu. Hizbullah, karşılıklı suçlamaların vesilesi yapılmasın. Bu örgüt, ne irtica tehlikesinin varlığını ispat eder, ne de ülkemizin bir silâhlı kalkışmanın arefesinde olduğunu. Hizbullah, hangi rengi taşırsa taşısın, kiralık cinayet örgütüdür. Devlet içinde yapılanan ve bir ihtimal, uluslararası boyutu da olan bir kadro tarafından sevk ve idare edilmiştir. Kurumlar, korunma içgüdüsüyle, "Bizle ilgisi yok" açıklamasını yapacaklarına kimlerle irtibat kurulmuş, bunun tesbitine çalışılmalıdır.
nilicak@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|