İSTANBUL- 28 Şubat sürecinde Batı Çalışma Grubu tarafından hazırlanan ve basına sızdırılan çeşitli raporlar yeniden gündeme getiriliyor. Bu raporlar arasında kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan memurlar da yer alıyor. Özellikle üniversitelerde görev yapan mütedeyyin öğretim elemanları hakkında asılsız ihbarlara dayanılarak hazırlandığı ileri sürülen raporlar, Hizbullah Operasyonu'ndan sonra ısıtılarak yeniden gündeme getiriliyor. Dünkü Milliyet Gazetesi'nde 28 Şubat sürecinde hazırlanan raporlara dayanılarak, üniversitede görev yapan mütedeyyin öğretim üyelerinin 'terörün ilim kanadı' olarak gösterilmesi dikkat çekti. Sözkonusu raporun Başbakanlık Takip Kurulu tarafından hazırlandığı ileri sürüldü. Bu iddia, daha önce Başbakan Mesut Yılmaz'ın, "BTK'nın bu tür bir rapor hazırlama yetkisi yok" sözlerini hatırlattı. Haberde binden fazla öğretim üyesinin irticai faaliyetlere karıştığı, YÖK'ün ise bu konuda bilgisi olduğu halde gerekli işlemleri yapmadığı ileri sürüldü.

YÖK'ü bile suçladılar

Gazetemizi arayan öğretim üyeleri, "Bu tür iddialar asılsızdır. YÖK'ü bile suçlayacak kadar ileri götürülen bu iddialar üniversite camiası içinde endişeyle karşılanıyor. Bir kere YÖK neden işlem yapmasın. Nitekim çok sayıda öğretim üyesi üniversiteden ihraç edilmiş, hatta bazı profesörlerin akademik unvanları dahi ellerinden alınmıştı. Ancak Danıştay, YÖK'ün akademik unvanları kaldırmasını hukuka aykırı bularak bu işlemi iptal etmişti." dediler. Bu tür haberlerin üniversitede huzuru bozmak ve kamplaşmayı tahrik etmekten başka bir sonuç doğurmayacağını belirten öğretim üyeleri, "Kanunlar ve mahkemeler vardır. Her suçun cezası kanunlarda belirtilmiştir. Eğer ellerinde delil varsa yetkili makamlara bildirsinler" şeklinde konuştular.

Yargısız infaz yapılmasın

"Hizbullah gibi terör örgütleri bahane edilerek, tüm dindar ve mütedeyyin insanlar tedirgin ediliyor. Elma ile armutlar aynı sepete konuluyor. Herkes işlediği suçun cezasını çeksin. Başkasının işlediği suç nedeniyle masum insanların cezalandırılması yoluna gidilmesi, ancak Üçüncü Dünya ülkelerinde söz konusu olabilir. Solcu bir terör örgütünden yola çıkarak tüm solcu öğretim üyeleri hakkında bu tür bir uygulama yapılabilir mi?" diyen öğretim üyeleri, "Bir hukuk devletinde böyle bir uygulama olmaz. Basının da bu konuda duyarlı olması, kendisini yargıç yerine koymaması lazım. Yargısız infazlara yol verilmesin" şeklinde konuştular.