YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Kültür

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama


Meyde Bektaşî, neyde Mevlevî Neyzen, 47 yıl önce

Hem 'mey'den geçti hem 'ney'den

Neyzen'dir, şairdir, 'heccav'dır. Bafralı'dır, Bodrumlu bilinir. O, 47 yıl önce bu dünyadan göçen ve kendini "Mey'de Bektaşi göründüm, ney'de Mevlevi oldum" diye tanımlayan, Neyzen Tevfik'tir.

Neyzen Tevfik, yergileri ve toplumsal kuralları hiçe sayan yaşantısıyla tanınmış şair ve neyzen. Babası, Bafra'nın Kolay beldesinden rüştiye mektebi muallimi Hafız Hasan Fehmi efendinin görevli bulunduğu Bodrum'da 1879 yılının 14 Haziran günü doğdu. Çocukluğu Urla'da, gençliği İzmir'de geçti. İzmir Mevlevihanesi'nde Neyzen Cemal Bey'den ney dersleri aldı. Burada ünlü hivciv ustası Eşref, Tevfik Nevzat, Bıçakcızade Hakkı, Abdülhalim Memduh ve Tokadızade Şekip gibi şairlerle tanıştı. İlk şiiri 1898'de 'Muktebes' gazetesinde yayımlandı. Aynı yıl geldiği İstanbul'da edebiyat ve musiki çevrelerine girdi. Sonradan Şeyhülislam olan Musa Kazım Efendi ve Mehmet Akif'ten destek gördü. Akif'ten Arapça, Farsça ve Fransa dersleri aldı. Dönemin önde gelen müzikçileri Kanuni Hacı Arif Bey, Tamburi Cemil Bey ve Udi Nevres Bey'le dostluk kurdu. Yenikapı ve Galata mevlevihanelerine devam etti. 1902'de Sütlüce Bektaşi Tekkesi'nin Şeyhi Mümin Baba'ya bağlandı. Saraya keskin yergiler söylediği için, 1903'de Mısır'a kaçtı, İskenderiye ve Kahire'de yaşadı. Deccal dergisinde yayımlanan bir şiiri nedeniyle gıyabında idama mahkum edildi. 1908'e kadar Kaygusuz Sultan Bektaşi Tekkesi'nde saklandı, II. Meşrutiyet ilan edilince İstanbul'a döndü. Hastalığı ve içkiye düşkünlüğü nedeniyle bir çok kez tedavi gördü. Kendini, "Meyde Bektaşi göründüm, neyde Mevlevi oldum" diye tanıtan Neyzen Tevfik, 28 Ocak 1953'de vefat etti ve Kartal mezarlığında gömüldü.

Şair Neyzen Tevfik

Şiirlerinden bir bölümü, Hiç (1919) ve Azab-ı Mukaddes (1949) adlı iki kitapta toplanmıştır. Nef'i ve Eşref'ten sonra, Türk edebiyatının en büyük taşlama ve yergi ustası sayılan Neyzen Tevfik'in bazı şiirlerinde Eşref ve Mehmet Akif'in etkisi görülür.

'Neyzen' Neyzen Tevfik

Neyzen Tevfik, II. Meşrutiyet yıllarında direklerarasında Hafız Osman ve Hafız Sami ile fasıllar icra etti, konserler verdi. 1914'de, ilan edilen seferberlikle mehter takımına alındı. 1928'de İstanbul Belediye Konservatuarı'nda görevlendirildi, bu görevi 1943'e kadar sürdürdü. 1942'de Münir Nurettin Selçuk'un 18 plağa okuduğu klasik eserde sanatçıya eşlik eden ünlü sazlar arasında yer aldı. Kendi açıklamasına göre, ney taksimlerini içeren 100'e yakın plak doldurdu. Ancak, bugün bunların pek azı tespit edilebilmiş durumda. Üslubu, geleneksel ney üfleme tarzından oldukça farklıdır. Kalıplaşmış kuralların dışına çıkar ama duyarak çalar, dinleyenleri etkilerdi. Çeşitli bestecilerce altı şiiri bestelenmiş, kendisinden bir de zeybek derlenmiştir. Neyzen Tevfik sazını bir geçim kapısı haline getirmemek için epey direndi ve sadece içinden geldiği zaman çaldı.

Fadime ÖZKAN


Kağıda basmak için tıklayın.


Bakanlığın internet hızı

Bu eserin özel bir yeri var
19. y.y. Batı felsefesinin en ilginç simâlarının başında, kendisini "tehlikeli belki'nin filozofu" şeklinde tanımlayan Nietzsche geliyor kuşkusuz. Friedrich Nietzsche, 1844 yılında Leipzig'e bağlı Röcken köyünde doğmuş ve 1900'de ölmüştür. Felsefe dünyası için önemi, 19. yüzyılın sonunda varolan ilim ve ahlâk değerleri hakkında parlak bir ifade zenginliği ile en şiddetli eleştirileri yapmış olması ve kendine göre norm dışı (immoraliste) bir ahlâk felsefesinin temellerini atmak istemesidir. En önemli eserleri arasında Tragedyanın doğuşu, Yunanlıların trajik çağında felsefe, Zamansız düşünceler (deneme kitabı), İnsanca, pek insanca, Gezgin ve gölgesi, Sabah kızıllığı, İyi ile kötünün ötesinde, Ahlâkın kökbilimi, Ecce Homo sayılabilir. Almanca'da simgesel dilde yazılan en başarılı çalışmalardan biri ise, Nietzsche'nin en yalnız olduğu zamanlarının ürünü olan "Böyle Buyurdu Zerdüşt" adını taşır. Kitabın ilk bölümünün yazılışıyla yayınlanışı 1883 tarihindedir. Böyle Buyurdu Zerdüşt, filozofun şaheseridir. Kendi de bunu biliyordu ve "Bu eserin özel bir yeri var" diye yazıyordu sonradan. Nietzsche, Zerdüşt'ün birinci bölümünü yazmakla, 'içindeki ağır bir taşı yuvarlamış' oluyor, fakat "Bundan böyle deliler arasında sayacaklar beni" demekten de kendini alamıyor. On gün süren ilk bölümün yazılışından sonra, ikinci bölümün yazılışı için de filozofa on gün kâfî gelmişti. 1884 Şubat'ında üçüncü bölüm yazılıyor. 1885 yılının başında ise dördüncü bölümü yazan Nietzsche, beşinci ve altıncı bölümü tasarladığı hâlde, bunu gerçekleştiremiyor. Neticede felsefe, tarihinin en ilginç eserleri arasında sayılan Böyle Buyurdu Zerdüşt, dört bölüm olarak ortaya çıkmış oluyor. Kısaca Hıristiyanlık, metafizik ve ahlâkın eleştirildiği Zerdüşt'te, kendi hayat duygusunu kutsallaştırır Nıetzsche. Bir ideal olarak konumlandırdığı 'üst-insan' motifi, onun temel tasarımı biçiminde öne çıkar. Daha önce Sadi Irmak tarafından dilimize kazandırılan Zerdüşt, M.E.B., Bilgi ve Cem Yayınevleri'nce de basılmıştı. Bu kez Asa kitabevi (Tel.: 0224 220 40 74), yayın haklarını satın aldığı eseri, A. Turan Oflazoğlu'nun İngilizce çevirisinden Türkçe'ye aktardığı şekliyle yeniden yayınladı. 'Herkese ve hiçkimseye göre' olan kitap, yeni okuyucularını bekliyor.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED
Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...