YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

 

 

Misyon

 
Bazı insanların esas 'misyonu', kamuoyu önünde ne kadar uzun süreli bulunmuş olurlarsa olsunlar, o uzun süre boyunca sergiledikleri kişiliğe ters düşme pahasına, 'bir anlık' olabiliyor...

 

FP genel başkan yardımcısı Veysel Candan, bir hafta önce, "Parti kapatmayı zorlaştıracak, siyasi yasaklılık ayıbına son verecek bir teklifle gelsinler, cumhurbaşkanlığı konusunda anayasa değişikliğini de görüşürüz" dediğinde, gazete manşetleri, bu bireysel çıkışı "Ahlâksız teklif" olarak duyurmuşlardı. Koalisyonu oluşturan partilerin liderleri buluştular, zirveden -güya- "FP'nin kapatılmasını zorlaştıracak" bir formül çıktı; gazeteler, bunu 'sakil bir görüntü' bulup kınamadılar bile...

Bülent Ecevit'in uzun siyasi hayatında zor kazandığı bir sıfattır 'dürüstlük'; bir başkasından duysak önemsemeyeceğimiz pek çok çıkışı, 'dürüst' imajı sebebiyle, onun tarafından yapıldığı için dikkatle dinlediğimiz çok oldu. 'Pragmatik' olmak hep sağcı politikacıların özelliğiydi, solcu Ecevit daha 'ilkesel' bir tavır sergilemekle ünlendi. Ancak, 75 yaşındaki Ecevit, siyasi hayata girmesinin 53. yılında, rolünü değiştirmiş görünüyor. Süleyman Demirel'in görev süresini uzatabilmek için bulduğu formül, 'kıyak emeklilik' diye bilinen milletvekili maaş zamlarını güvence altına alacak, bu arada FP'nin kapatılmasını -güya- zorlaştıracak iki düzenleme eşliğinde anayasa değişikliğini gerçekleştirmek...

FP'nin kapatılmasını zorlaştırma amaçlı değişikliğe "güya" deyişim, anayasanın 69. maddesini yeniden düzenlemeyi gerektirecek bir durum olmadığını bilmemden kaynaklanıyor. Yargıtay başsavcısı, siyasi partiler yasasındaki düzenlemenin anayasal desteği olmadığını ileri sürdü; ancak yasadaki düzenleme kendi talebi doğrultusunda gerçekleştiği için Anayasa Mahkemesi'nin o iddiaya kulak asma ihtimali yok. Öte yandan, bir kişi için anayasayı kevgire döndürmeyi uygun bulanlar, daha basitçe gerçekleşebilecek TCK 312. maddede düzeltme yapmayı düşünmüyorlar bile...

FP'nin teklife nasıl baktığını şu anda kestirmek güç. FP, geçmişte, önüne uzatılan bu tür yemlerin ardına takılmıştı; son örneğini benzer bir yemi önüne uzatanlara kapılarak küskünler hareketine destek vermesi sırasında yaşamıştık. Gelecek beş yılı da 28 Şubatçı çizgiye teslim etme bedeli olarak ortaya atılan yem epey önemsiz görünüyor; ama yine de ihtiyatlı olmakta yarar var. Baştan beri bildiğimiz bir gerçeği burada tekrarlamanın zamanı: Süleyman Demirel'in görev süresi ancak FP destek çıkarsa uzatılabilir... FP'nin güçlü biçimde destek vermemesi halinde, Demirel'in görev süresinin uzatılması, rakamsal olarak mümkün değil...

Geçmişte FP'nin kapatılmasını isteyenler ile şimdi -güya- kapatılmayı zorlaştıracak anayasa değişikliğini formule edenlerin aynı çevreler olmasını lütfen dikkatle not ediniz. Parti kapatma gibi bir demokrasi ayıbını, bugüne kadar kapatılmak istenen partinin 'demokrasi suçu' işlemesiyle açıklayanlar, şimdi bir kişinin geleceğini garanti altına alabilmek için bu iddialarından vazgeçmeye hazır görünüyorlar... Neden acaba? Adaleti, hukuku, demokrasiyi kişisel hesapların oyuncağı haline getiren bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuz kesin...

Bazı insanların esas 'misyonu', kamuoyu önünde ne kadar uzun süreli bulunmuş olurlarsa olsunlar, o uzun süre boyunca sergiledikleri kişiliğe ters düşme pahasına, 'bir anlık' olabiliyor... 50 yılı aşkın bir süredir siyasi hayatın içindeki 'solcu' Ecevit'in 'gerçek misyonu', öyle anlaşılıyor ki, geçmişte kavga ederek ülkeyi gerdiği Demirel'in görev süresini beş yıllığına uzatmaktan ibaretmiş... Solculuğunu ve yıllardır titizlikle koruduğu 'dürüst' imajını zedeleyeceğini bile bile, 'ahlâksız teklif' diye yaftalanmış formülleri kamuoyu gündemine getirebilmesi bunu gösteriyor... Bir meslektaşımız, "Açıklamadan sonra aradığımda bana verdiği 'çok mutluyum' cevabını duymanızı isterdim" diye yazdı dün... Duymama gerek yok, kendi kulağımla işitmiş kadar oldum...

Şu sıralarda olanlar, eğer ayrıntılara iyi dikkat edilirse, Türkiye'nin yakın siyasi tarihinde anlaşılamamış noktaları aydınlatabilecek özellikler taşıyor... Son bir ayda yaşadıklarımızı yaşamasaydık, Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit biyografileri eksik yazılacaktı... Ecevit'in pişirdiği formüle FP'nin vereceği cevap da, işte yine konunun tarihe bakan yüzü sebebiyle, olağanüstü önemli...

Politikacılar halk arasında dolaşmıyorlar, manevralarının vatandaş tarafından nasıl değerlendirildiğini göremiyorlar mı? Yoksa görünenden öte bir 'misyon' ile mi yüklüler? Hepsi mi?


27 Şubat 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Fehmi Koru

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...