| Türkiye'nin birikimi... | ||
|
|
Zorlu maraton başlıyorKonular tespit ediliyor, maddeler hazırlanıp ilgili kişilere dağıtılıyor. Ama umulduğu gibi gitmiyor. Verilen sözler, destekler yerine getirilmeyince ekip dağılır... Özellikle üniversite ile daha rasyonel çalışmalar yapılması gerektiği acı bir tecrübeyle öğrenilir. Proje Mustafa Kutlu'nun omuzlarına kalır. O günlerde fasiküller halinde satışa sunulan ansiklopedi gereken ilgiyi görmeyince maddi kaynak akışı duruyor. Buna rağmen Mustafa Kutlu 'Davadan dönenin kaşığı kırılsın' diyerek yükün altına girer. Ansiklopedide yeralan birçok yeni telif madde o günlerdeki furya içerisinde diğer ansiklopediler tarafından hiçbir telif hakkı gözetilmeksizin kullanılır. Burada Mustafa Kutlu'ya kulak verelim yine: "Fasikül neşriyatını sürdüremediğimiz için bir süre sonra cilt yayınına döndük. Cilt yayınında finansmanı karşılayamadığımızdan baskılar gecikti ve araya uzun fasılalar girdi. Abonelerimizde bıkkınlık hasıl oldu. Hatta, ansiklopedinin bitişini görebilecek miyim diye endişelenen yaşlı abonelerimiz oldu... Böyle bir ansiklopedi neşriyatı işi pek akıl kârı olmasa gerek. Ama bizim dergiciliğimiz de yayıncılığımız da pek akıl kârı bir iş değildir. Ama bu zamana kadar sürdürmüşüz bu işi. Böyle bir hizmet yolunda tüketmişiz ömrümüzü." Benzersiz bir başvuru kaynağıBu 25 yıllık macera döneminde onu yalnız bırakmayan başta D. Mehmet Doğan'ı, İsmail Kara'yı, Rakin Ertem'i ve daha sayısız ismi anmadan da edemiyor. Mustafa Kutlu ansiklopediyi şöyle anlatıyor: "Ansiklopedi sahasında ilktir. Teliftir, tercüme değildir. Bir edebiyat ansiklopedisinden beklenmeyecek şekilde geniş tutulmuştur. Edebiyata intikal etmiş tüm isimleri almak iddiası ve hedefindedir ve bu bakımdan çok geniş bir isimler sözlüğüdür. İsimlerde kronolojik bilgi ve biyografilerle yetinilmemiş, ayrıca değerlendirmeye tabi tutulmuştur, ki bu ansiklopedilerde pek yoktur. Diğer ansiklopedilerden ayrılan önemli bir özelliği de içerisindeki eser örneğinin bolluğuyla aynı zamanda büyük bir antoloji vücuda getirmiş olmasıdır. Önemli gördüğümüz eserler madde başı olarak geçmiştir. Musikiden, mimariden, resimden, minyatürden, bilhassa tasavvuf dünyasından ve diğer sahalardan edebiyatımıza intikal etmiş, kavramlar ve terimler de ansiklopedi kapsamına alınmıştır. Pek tabii dil bilgisi terimlerini almıştır. Bunların yanı sıra her maddenin altına da madde yazarlarının yararlandığı bibliyografya eklenmiştir." Takdir edilir ki bu kadar uzun süre içerisinde hazırlanan bir ansiklopedi sonuna yaklaşılırken geride zaman aşımından dolayı yenilenmesi gereken maddeler bırakacaktır. Mustafa Kutlu bu sorumuza hak vererek yenilenmesi gereğinin kabul ediyor. Ama aynı zamanda bunun zorluğuna da dikkat çekiyor. Artık yorulduğunu söyleyen ve yenileme işini de ömrünü bu işe vakfetmeye hazır yeni neslin üstlenmesi gerektiğini söylüyor.
Gülcan TEZCAN
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|