YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

 

 

Adnan Mungan'lı bir müzik-pazarı

Türk müziğine tutkun biri olarak, hayatınızdaki bazı günlerin tekrarlanmasının pek kolay olmayacağını bilirsiniz.

Geçen pazar günü de, öyle günlerden biriydi..

Ender Ergun yönetimindeki "İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu"nun konserinde, sololarda, hem Adnan Mungan vardı, hem de Nihavend makamı vardı.

Adnan Mungan'ı tanıyanlar, onun gerçek bir "beyefendi" olduğunu bilir. Adnan Mungan'ı dinleyenler ise, "keşke hiç susmasa ve sonsuza kadar sürse bu icra" diye düşünürler..

Mungan 1953 Diyarbakır doğumlu.. Hem eğitimli bir müzisyen, hem de kimya mühendisi.. Şarkıların ve bestelerin ince nüanslarından anlam çıkarmayı başaran, kadife gibi bir sese ve üstün yorum gücüne sahip bir ses sanatçısı..

Onu dinlerken, hem Münir Nureddin Selçuk'u, hem Necmi Rıza Ahıskan'ı anarım hep..

Mungan solo konserine Rıfat Bey'in (1820-88) bin defa dinlesem de doyamadığım Nihavend şarkısı ile başladı..

"Nar-ı aşkınla senin ey nev-civan

Döndü ateş-zare cism ü na-tüvan

Hasret-i halinle hal oldu yaman

El'aman ahu bakışlım el'aman"

Bu şarkının bestecisi, hem ser-müezzinmiş, hem de "Muzıka-yı Humayun"da miralay (albay) rütbesi ile görev yapan bir müzisyenmiş.. "Muhayyer-kürdi" makamını ilk kez Rıfat Bey'in kullandığı tahmin ediliyor. (Türk Musikisi Ansiklopedisi - Yılmaz Öztuna)

Ama geçen pazar "Nihavend"in günüydü.. Biliyorsunuz "Nihavend", İran'da, Hemedan'ın güneyinde bulunan tarihi bir kentin de adı.. Bizim musikimizde ilk kez, 2'nci Murad döneminde (1421-51) kullanılmış..

Öylesine sevilen ve ruha hitab eden bir makam olmuş ki, 20'nci yüzyılda en fazla beste yapılan iki makamdan biri haline gelmiş.. Diğer makam da "Kürdi'li Hicazkâr"dır..

Adnan Mungan, solo şarkılarına, çok bilinen ve sevilen Nihavend'lerle devam etti.

Lem'i Atlının "Bin gül çıkarırdım sana kalbimdeki külden"ini, Mısırlı İbrahim (veya Abraham) Efendi'nin "Mimozalı Şarkısı"nı söyledi.

Bu şarkıyı yıllar önce ilk defa Nurettin Çelik'ten dinlemiştim.. "Ser-hanende" unvanını hakkıyla taşıyan Nurettin Çelik'in, tanbur üstadı Necdet Yaşar'lı konserlerinden sonra, bu mimozalı şarkıyı, hep sevdim.. Art-deco izlerini taşıyan, süslü ama içinde sade bir şarkı bu..

"... Ada sensiz yüreğime sinmiyor

Gel de biraz gözlerini göreyim

Mimozadan sana çelenk öreyim"

Mungan'ın son şarkısı, Rahmi Bey'in (1865-1924) "Saçlarına bağlanalı ey peri"siydi..

Tabiî, ben doyamadım Adnan Mungan'ın solo konserine.. Ama bereket, "Koro", konsere devam ediyordu.. Ve geçen pazar, koro da, olağanüstü bir icra gücü sergilemekteydi..

Önce Hisar-Buselik, Şehnaz-Buselik şarkılarla, Tanburi Mustafa Çavuş'u andık..

"Dü-çeşmimden gitmez aşkın hayali"ni, "Küçüksu'da gördüm seni" izledi. Ve sonra Tanburi Mustafa Çavuş, "Dök zülfünü meydana gel" şarkısı ile, 300 yıl sonra yeniden aramıza katıldı.

Bu Mustafa Çavuş'un 1745'te öldüğü ve bir Lale Devri sanatçısı olduğu yazılı kitaplarda.. Ama bazıları da, onun aslında hiç olmadığını ve son yüzyılın başında, meyhanelerde gezen bir mecnun-tanburinin bestelerinin, Mustafa Çavuş'a mal edildiğini ileri sürüyormuş..

Hani bazıları da Shakespeare'ın (1564-1616) aslında o ünlü oyunlarını yazmadığını ve bunların başkaları tarafından yazıldığını iddia eder ya İngiltere'de.. Bir eleştirmen de, "Shakespeare'nin oyunlarını kim yazmışsa, çok iyi yazmış" der..

Mustafa Çavuş, herhalde vardı.. "Dök zülfünü" de herhalde o yaratmıştı.. Ama bir başkası yaptıysa bu işi, çok iyi ve ustaca yapmış..

Koro konserinin diğer solisti olan udi Serhan Aytan, Gazi Giray Han'ın Mahur Peşrevini ve Udi Nevres Beyin nefis Hüzzam Saz Semaisini, ustaca yorumladı..

Sonra koro, Kürdi'li Hicazkar şarkılarla, Bimen Şen'e, Hacı Arif Bey'e, Lem'i Atlı'ya geçti..

O pazarın doyumsuzluğu bitmemeliydi.

Bütün yaşamını Türk müziğine adamış bir işadamı olan Burhan Tuncel'in evinde devam ettik.. Doğan Dikmen'i dinlerken merhum Bekir Sıtkı Sezgin'i ve bir ameliyatın nekahat dönemini yaşayan Dr. Alaaddin Yavaşça'yı, üslupla da andık.. Udi-müzikolog (tanburi değil) Osman Nuri Özpekel'den, ilk kez duyduğumuz bir Mesut Cemil bestesi dinledik.. Fasıllar yaptık..

Böyle bir pazar, çok az yaşanılır..

ŞAKA

Batı'ya mektup!.

Amerika ve Avrupa, "Türkiye'de yine neler oluyor" diye merak içindeymişler..

Hiç merak etmesinler..

Bizler çok iyiyiz..

Demirel cumhurbaşkanı, Ecevit başbakan, Mesut Yılmaz "anahtar adam" Bahçeli de, devlet gibi..

Daha ne diyelim yani?

"Çok iyiyiz" dedik ya işte..

28 ŞUBAT

Ömür biter-yol bitmez!.

Bu "28 Şubat" olmasaydı, herhalde Türkiye'nin gerçek tablosu, böylesine kesin çizgilerle ortaya çıkmayacaktı.. "28 Şubat"ta, sanki bir fotoğraf makinasının flaşı patladı ve birarada olmaması gereken çok farklı kesimler, aynı fotoğraf karesinde, iş-üstünde görünüverdi..

Örneğin siz, varlık sebebi "özgürlük" olan "medya"nın, Ankara'ya böyle bağımlı olduğunu biliyor muydunuz?

Örneğin siz, devletçiliğin anti-tezi olan "sermaye"nin, böylesine "10'uncu Yıl Marşı" meraklısı olduğunu hissetmiş miydiniz?

Neyse..

"28 Şubat Türkiyesi", uzun yıllar, sosyologlar ve siyasal bilimciler için, bir "laboratuar vakası" biçiminde incelenecektir..

Biz gazeteciler ise, bilim adamları gibi, sabırla, "evrensel ve kalıcı gerçeği" aramayız.. Bizim aradığımız, "güncel gerçek"tir.. Biz "tarih"i değil, "tarihin taslağı"nı yazarız..

Bu 28 Şubat'ta da, yorumlarla, konuşmalarla bunu yapıyoruz.. Önceki gün MÜSİAD'ın bir toplantısında konuşmacıydık.. Bugün, "Empati Grubu"nun konuğu olarak Trabzon'dayız.. Yarın da, Gebze Belediyesinin "Ülkemiz ve Demokrasi Bilinci" panelindeyiz..

Gördüğünüz gibi, "ömür biter-yol bitmez." Ama diyoruz ki, 28 Şubat'lar bitmeli!.


27 Şubat 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet BARLAS

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...