|
Bahçeli'nin güreşçileri ziyareti
Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'nin Olimpiyadlara hazırlanan güreşçilerle görüşeceğini duyduğumda doğrusu çok sevindim. Kızılcahamam'da kampta bulunan güreşçilerimiz arasında yıllarca Türkiyemizin yüzakı olmuş değerler var. Onlar şimdi yine aynı arzuyla Sydney için bileniyorlar. Siyasiler sporu sevmezler, işin içine bir e milyonlarca dolarlık yerli-yabancı futbolcu transferleri karışınca Naim Süleymanoğlu ve Halil Mutlu gibi müstesna sporcularla birlikte güreşçilerimiz de unutulmuşlardı. Böyle bir ortamda yapılan ziyaret doğrusu pek anlamlıdır.
Sayın Bahçeli ile birara makamında yaptığımız görüşmede geçmiş dönemlerden söz ederken güreş tutmuş olduğunu bizzat kendilerinden öğrenmiştim. Siyasiler sporu sevmez demiştim, ama sevmezler. Eski bir sporcu olsalar bile Makyavelist davranışların ağır bastığı siyaset dünyasına atıldıktan sonra spordan, sporcudan uzaklaşırlar. Onların önemli futbol karşılaşmalarını izlerken görünmeleri başka anlamlar taşır. Bir politikacı için en tehlikeli haber de "rahatsız ve sağlıksız" olduklarının duyulmasıdır. Kendilerini kanlı-canlı göstermek amacıyla sabah koşularına çıkan politikacılar, seçmenlere "sağlıklı" olduklarını duyurmayı amaçlarlar.
Siyaset de spor gibi onbinlerce insanı meydanlara çeker. Kimi siyasi şahsiyetler sporcuların popülaritelerinden yararlanmak arzusuyla onları "politika"ya bulaştırırlar. 1 mil'i 4 dakikanın altında koşan ilk atlet olan İngiliz Roger Bernister, harika Macar onbirinin kaptanı Boczik, İranlı güreşçi İmamali Habibi, önemli spor kariyerleriyle parlamentoya giren sporculardır.
Bizde Mustafa Dağıstanlı bu bakımdan ilk ve son oldu. O'nun siyasete atılmasında ve seçilmesinde benim de tuzum vardır. Günde üç kelime ancak konuşan, hiç gülümsemeyen Rus güreşçisi Karelin de bu yakınlarda Ayılar Partisi'nden Duma'ya girdi. 100 yılın en büyük futbolcusu Pele, önce milletvekili sonra da bakan oldu. Bu büyük sporcu "futbol ya da siyaset"ten birini seçmesi gerektiğinde bakanlıktan istifa yoluyla ayrılıp yeniden tv'lerin başına dönüp maç yorumları yapmayı tercih etti. Sporu sevmeyen siyasetçilerin arasında nasıl barınsın ki? Pek eski bir meslekdaşım olan Başbakan Ecevit'i geçen yıl Lefkoşa'da "masa tenisi" oynarken görmüştüm. "Hasta" olduğuna dair iddialar vardı ve o da kolunun, vücudunun sağlamlığını göstermek dileğiyle raketi eline almıştı, bir daha bu konuda başka bir görüntü olmadı.
Türkiyemizin yüzaklarının Sydney Olimpiyadları için bilendikleri şu sırada Sayın Bahçeli'nin güreş kampına giderek sporcularımızla konuşması büyük anlam taşıyor. Evet, siyasiler sporu sevmezler ama işte böyle istisnalar da olur ki kurallar bozulmaz.
29 TEMMUZ 2000
|