YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Hoş göründüğü için hoşuma gitmez

Kimilerine göre 12 Eylül 1980 darbesinin alkışlanacak bir tarafı varsa, o da o güne kadar askeri ve sivil hiçbir idarenin yapmayı göze alamadığı bir şeyi yapmış olması, CHP'yi kapatmış bulunmasıdır. Cumhuriyet tarihinin en uzun ömürlü partisine dokunmak Türkiye'de bir cesaret işi sayılıyor demek ki. Bunun bazı insanları, birçok insanı duygulandıran bir tarafı var; ama bütün insanları düşündüren bir tarafı da olması lâzım. Bütün siyasi partilerin kapatıldığı bir sırada, o da bir siyasi parti olduğu için, CHP'nin kapatılmış olması ülke adına kazançsa nasıl bir kazanç, kayıpsa nasıl bir kayıptır? Bunu anlamlandırabilmek, kavrayabilmek oldukça güç. Besbelli ki birçok Türk için bir vakıanın anlaşılabilir, kavranılabilir olmasından ziyade hoşa gider veya gitmez olması her şeyden öne alınıyor. Tarihteki yeri hiç küçümsenemeyecek olan bu ülkenin siyasi hayatında herhangi bir siyasi partinin kapatılması olağan karşılanırken o siyasi partinin kapatılmasına olağanüstü yer veriliyor. Öyle oluyor diye 12 Eylül kendisini bize CHP'yi kapattığı için alkışlatabilir mi? Buna ihtimal veremiyoruz. Aynı müessirin sebep olduğu hoşa giden şeyle rahatsızlık veren şey arasında üzerimizde bıraktığı iz bakımından bir kıyaslama yaptığımızda 12 Eylül idaresi tarafından CHP'nin kapatılmış olması zikre bile değmiyor.

Avusturya'da bir ilk öğretim mektebinde öğretmenlik yapmak üzere Cambridge'i, dolayısıyla da felsefeyi (bir aralık) terk eden Wittgenstein bu kararının gerekçesini şöyle açıklamış: "Dişinizin ağrısını kesmesi için çenenize bastırdığınız sıcak su şişesi size diş ağrısından daha katlanılmaz bir ıstırap verirse..." Wittgenstein'in başvurduğu benzetmeyi göz önüne aldığımızda Türkiye'nin şahit olduğu siyasi hayat sergüzeştleri içinde takınılan tavrı oldukça tuhaf ve yersiz buluruz. Bizim memlekette diş ağrısını kessin diye yüze dayanan şişeden o şişe başlı başına bir belâ haline geldiği için imtina etmek kimsenin aklına gelmez. Başlatılmış olan sürecin devamından medet umulur ve sıcak su şişesinin rahatsızlık vermeyecek bir ısıya düşürülmesi istenir. Beklenilen hem diş ağrısını dindirmek, hem de yüzde yanma acısı duymamaktır. Lâkin tersi olur. Ne diş ağrısı diner, ne de yüzdeki yanma biter.

Bir siyasi partinin başına gelenler o siyasi partinin olumsuz karşıladığı cinsten şeylerse herkesi şu veya bu biçimde ilgilendiriyor. Aynı siyasi partinin olumlu karşıladığı şeyler bakımından ne türden operasyonlar geçirdiğine ise siyaset sahnesinde hiç yer verilmiyor. Bazı siyasilerin haksızlığa uğradığı ah ü vah ile haykırılıyor. Aynı siyasilerin elinden alınan hakların nasıl doğduğu bahsi ise hiç açılmıyor. Bu hususta büyük bir sessizlik hüküm sürüyor. İhtimaldir ki siyasi partilerin ve siyaset adamlarının başına protesto edilecek türden şeyler o büyük, o korkunç sessizlik çok sayıda insanın dikkatini çekmesin diye geliyor.


29 TEMMUZ 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

İsmet Özel

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...