YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Emekli generaller silah satıcısı olur mu?

Kurtuluş Savaşı'nın büyük isimlerinden olan Selahattin Adil Paşa, 1924'te emekli olup, ordudan ayrılır.. Sonra kendi işini kurarak, Avrupa'nın silah ve mühimmat fabrikalarının (Bofors, Nobel, Heinkel, Nilsen Vinjen, v.b.) Türkiye temsilciliklerini alır..

Örneğin 1929'daki top alım ihalesinde rakip Şnayder firmasının teklifinden daha düşük fiyat vererek, 2,7 milyon dolarlık ihaleyi kazanır.. Böyle ticari başarılar sağlayarak varlıklı bir insan olur..

1939'da, ordu, bombardıman uçakları almaya karar verir.. Selahattin Adil Paşa, Heinkel markalı uçaklarla ihaleyi kazanıp, 8 tane bombardıman uçağını satmayı başarır..

Ve 20 Mart 1939'da, Milli Savunma Bakanı Naci Tınaz'dan bir mektup gelir Selahattin Adil Paşa'ya..

"Emekli general Selahattin Adil" hitabı ile başlayan mektupta, Milli Savunma Bakanı Tınaz, şöyle demektedir..

"1-Alınmakta olan 8 Heinkel bombardıman uçağı için, Alman firmalarından 25 bin lira komisyon alacağınızı mevsuk olarak işittim. Hükûmet komisyonculuğu 5/1/1939 tarihinde ilga etmiştir. Vaktiyle yüzde 5 komisyon alırken, bu sekiz uçaktan yüzde 1,6 komisyon almak suretiyle kanaat gösterdiğiniz de, hikaye olunuyor. Şu halde, savaş uçağından 3 bin lira komisyon almak gibi, devletin müdafaa kuvvetlerine suikastte bulunuyorsunuz.. Eski bir generalin, fakir milletin hazinesinden hala böyle para almak isteyişi, beni çok müteessir etmiştir.."

Bu mektup, Selahattin Adil Paşa'nın moralini bozar.. 19 Temmuz 1939'da bütün temsilciliklerini bırakır.. (Hayat Mücadeleleri, Selahattin Adil Paşa'nın Hatıraları. Zafer Matbaası 1982-İstanbul)

Önceki gün "Sabah"ta Can Ataklı'nın "Çevik Bir şimdi nerede" başlıklı yazısını okurken, Kurtuluş Savaşı kahramanı emekli General Selahattin Adil Paşa'dan, 28 Şubat kahramanı emekli General Çevik Bir'e uzanan süreci düşündüm.

-Gerçekten Çevik Bir, "silah işi" yapıyor mu?

-Gerçekten Çevik Bir, helikopter alımında Rus-İsrail ortak yapımı grubun yanında mıydı?

Eğer bu iddialar doğru ise, en azından, mesele açıklığa kavuşmalıdır..

28 Şubat döneminde, siyaseti ve medyayı, Batı Çalışma Grubu adına yönlendiren ve "Kemalizm" adına her kurumu etkileyen emekli Orgeneral Çevik Bir, bu çizgisini silah şirketlerinin temsilciliği veya danışmanlığı noktasına mı getirmiştir?

Eskiden Merkez Bankası'nda veya Hazine'de çalışırken, şimdi özel bankalara geçen bürokratlar, soruşturma konusu..

Eski generallerin, Silahlı Kuvvetler'in silah alımlarında, yerli ve yabancı şirketlere hizmet etmesi, daha uygunsuz bir durum değil mi?

Çevik Bir hakkındaki bir başka iddia da, Can Dündar'ın sütununda ve Faruk Bildirici'nin kitabında seslendirildi..

Buna göre Çevik Bir, 12 Mart 1971 askeri müdahalesi dönemindeki sorgularda, bazı sanıkların işkencesine katılmış..

Tanıdığımız bir genç kadın da, "28 Şubat"ta Çevik Bir'in televizyondaki bir gösteriminde fenalık geçirmiş ve kendisine "12 Mart"ta yapılan işkenceleri hatırlatmıştı..

Kanımızca, bu konu da aydınlığa kavuşmalıdır.

Demek istediğimiz şu..

Askeri müdahaleler ertesindeki geçiş dönemlerinde, medya, brifinglerle ve emirle kullanılarak, topluma "cilalı imaj" devri yaşatılır..

Çevik Bir de, bu cilalı imajlardan biriydi. Hatta "cumhurbaşkanı olsun mu" konusu bile gündeme getirildi..

Bilmek istiyoruz..

Çevik Bir şimdi silah işinde mi?

Çevik Bir, işkenceci miydi?

ŞAKA

Zor durumlar..

Rakamlara göre yurt-dışında yaşayan 3,5 milyon Türk'ün sayısı, Birleşmiş Milletler üyesi 58 ülkenin nüfusundan fazlaymış..

İnanılacak gibi değil..

Yurt-içinde yaşayan 65 milyon Türk'ün ekonomik ve sosyal rakamları da, Birleşmiş Milletler'e üye pekçok ülkenin rakamlarından daha az..

Acaba, daha çok yurt-dışına mı oynayalım?

Ama bu yurt-dışı da, hep "dış-düşman" bize.

CONCORDE

Yaşamayı fazla abartmayın..

İnsanlar ölmeye görsün..

Düşen Concorde uçağındaki 94 Alman turist, kendilerini Amerika'da bekleyen "Deutschland" transatlantiği ile, Karayip ve Okyanus gezisi yapmaya gidiyorlardı..

Bu gemideki Almanlar'dan bazıları, daha önceki Concord uçuşları ile Amerika'ya gelip, "Deutschland" gemisine ulaşmışlardı.. Uçak kazasında ölenlerden bazıları, bunlarla aynı kentlerdendi, arkadaş olanlar vardı..

Ama, "Deutschland"ın gezisi, iptal edilmedi..

Bu lüks geminin yolcularından bazılarını, yabancı televizyonlardaki röportajlarında izledim..

Özetle şöyle diyorlardı..

Kazaya çok üzüldük.. Ama bu geziyi yapmaya kararlıyız.. Gezi sırasında, hayatlarını yitirenleri hatırlayıp, üzüleceğiz..

Hayat böyle işte..

Ölmeyin.. Ya da, düşmeyin..

Concord düşer, öbür Concord'lar uçar..

Yolcular ölür, ama onları bekleyen gemi, seferine devam eder..

İşiniz kötü gider, iflas edersiniz..

Ancak ortaklarınız da, rakipleriniz de ticarete devam eder..

Yaşamak böyle birşey işte..

Yaşamayı değerlendirin ama, abartmayın..


29 TEMMUZ 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet BARLAS

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...