T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Asimetrik savaşın simetrik etkisi

Dünyayı harmanlamaya başlayan savaşın en açık özelliği 'asimetrik savaş' olması. Bu çok çağrışımlı bir kavram.. İlk olarak düşmanın belli olmamasını tanımlıyor. Düşman; 'teröre destek veren tüm argümanlar' olarak ortaya çıkıyor. Bu nedenle bugünlerde fiziki saldırı ve fiziki savaş ön plana çıkmış olsa da, esas mesele, 'terörizmi besleyen argümanların nasıl zeminsizleştirileceği' ile ilgili aslında.

ABD'nin 'yöneten aklı' açısından sorun açık, ama çözüm o kadar kolay değil. Pax Americana'nın tek kutuplu dünyasına karşı yükselen argümanların terörize edilmesi şeklinde bir süreç var ABD'nin karşısında. Bu durumda 'masum itirazlar' ve hatta 'legal muhalefet' örnekleri bile, terörizmin kendi meşruiyetini sağlamlaştırmak için istihdam edebileceği argümanlara dönüşebiliyor kolayca. Yani İkiz Kuleler'e yapılan saldırıda 'sivil yolcu uçağının silaha dönüştürülmesi' sadece bir sonuç. Bunun öncesinde, siyasal olarak, ABD'ye dönük 'meşru muhalefetlerin bile terörizmin meşruiyet elde etmek için kullandığı avandalık haline gelmesi' var.

İşte ABD için şurayı ya da burayı bombalamaktan daha öncelikli mesele, Pax Americana'ya yönelen siyasal muhalefetin terörizm tarafından kullanılmasındaki 'akışkanlığı' önleyebilmek. Bunun için de, 'felsefi ve siyasal yeni bir değerler sistemi' üretmek zorunda ABD. Bu 'değer sistemi' sadece Batı değerlerine dayanmak gibi bir 'indirgemecilik' içinde biçimlenirse, ortaya çıkacak tablo, medeniyetleri karşı karşıya getiren 'kriz noktaları'nı çoğaltmaktan başka birşeye hizmet etmez.

Bu durumda gerek ABD'den gerekse Avrasya'dan yükselmesi gereken ses, Batılı değerler ile özellikle 'Avrasya'daki temel referans sistemleri'ni beraberce içine alan bir ses olmak zorundadır. 'Asimetrik savaş'ın masumları cezalandıran ve böylece dünyada çatışmayı körükleyen bir etki doğurmamasının tek yolu budur. Bir bakıma herkes kendi referans sisteminden yola çıkarak diğer değer sistemleri ile buluşup bir büyük değer sistemi oluşturmanın yolunu aramalıdır. Bu köşede buna 'yeni pax'ın ruhu' demiştik.

Türkiye ise bu denklemde en dikkat çekici ülke. Batı ile Doğu'nun bu 'büyük sıcak temas'ında Türkiye, Batılı değerler ile İslam dünyasına ait referanslar arasında tam bir 'decoder' konumunda. İki değer sisteminin birbirine doğru tercümesini yapabilecek tek 'siyasal varlık' Türkiye. Bu noktada yeni durum, sadece dini hassasiyetleri olan çevreleri değil, daha çok bu tanımlamanın dışındaki çevreleri ilgilendiriyor. Çünkü 'asimetrik savaş' bütün bir 'Doğu'yu karşısına alabilecek semptomlar barındırıyor. Değer sistemleri arasında etkin bir doğru tercüme gerçekleşmezse, kimsenin dini değerlere olan uzaklığına ya da yakınlığına bakmadan tüm Avrasya'yı ve Ortadoğu'yu yangın yerine çevirecek gelişmeler ortaya çıkabilir. Bu nedenle 'asimetrik savaş'ın etkisi son derece açık bir biçimde 'simetrik'tir; dini hassasiyeti yoğun olan çevreleri ilgilendirdiği kadar, bunun dışındaki çevreleri de bire bir ilgilendirmektedir. Ve, İslam'la olduğu kadar Avrasya'daki diğer değerlere dönük olarak da 'blok çatışmaları' körükleme gücüne sahiptir.

'Simetrik etki' yüzünden Batılı değerler ile Avrasya'ya ait değerler de 'yeni pax'ın 'ruh'unu aktif biçimde doldurmalıdır. Bu aşamada dinin asıl bir konum alması gerektiği, sadece kendini dindar olarak tanımlayan kesimlere bırakılmamalıdır...


6 Ekim 2001
Cumartesi
 
ÖMER ÇELİK


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED