T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

Hangi dinin savaşı?

Batı ülkelerinde "cihad" başlıklı kitaplar yine yok satmaya başladı. Müslümanları savaş yanlısı gibi göstermek için bütün medya elbirliği etmiş gibidir. Oysa, savaşların sayısı, kapsamı ve şiddeti bakımından neredeyse tek sabıkalı 'medeniyet' Hrıstiyan Avrupa medeniyetidir. Özellikle Protestanlığın ortaya çıkışını takip eden yüzyıllarda, Avrupa devletlerinin savaşsız geçirdikleri yıllar savaşlı yıllardan daha azdır. İnsanlığın gündemine, savaşa katılmayanların da öldürülmesini sokan ve ilk defa olarak "dünya savaşı" kavramını geliştiren de Avrupalılardır.

Seksenyedi yıl önce Saraybosna'da Avusturya arşidükü öldürüldüğü zaman, bunun bir dünya savaşına yol açacağı bilinemezdi. Çünkü henüz "dünya savaşı" kavramı yoktu. Onsekizinci yüzyıl boyunca ve ondokuzuncu yüzyıl başlarında, sistemin başlıca güçleri arasında çetin savaşlar olmuştu, ama kapitalist sistem henüz tam anlamıyla küreselleşmediği için bunlara dünya savaşı diyemiyoruz. Yirminci yüzyıl başlarında sistem yerkürenin tümünü nüfuz alanı içine almış bulunuyordu. Bundan böyle, merkezi güçler arasındaki her ciddi kapışma bütün yerküreyi etkileyecekti. Ayrıca, savaşların şiddeti giderek artacak, savaş sadece ordular arasındaki bir mücadele olmaktan çıkacaktı.

Birinci dünya savaşında, öldürülen her yirmi askere karşı bir sivil hayatını yitirmişti. Yirmi yıl sonraki ikinci dünya savaşında vaziyet eşitlendi: Her bir askere karşı bir sivil hayata veda etti. Bundan beş-altı yıl sonra cereyan eden Kore savaşında ise, öldürülen her bir askere karşı beş sivilin canına kıyıldı. Bu oranın 1991'deki Körfez savaşında kaça çıktığını bilmiyorum. Ama bugün için bire bin, hatta bire onbin tarzındaki bir oranın bile şaşırtıcı olmayacağını düşünüyorum.

Ekonomik rekabet ve savaş

Ünlü savaş tarihçisi Jack Levy, savaşların herhangi bir çevrimsel nitelik göstermediğini ileri sürerken, onun verilerini kullanan iktisat tarihçisi Joshua Goldstein 1495-1975 arası 480 yılda meydana gelen büyük savaşların 50-60 yıl arası çevrimler izlediğini; bunun da kapitalist ekonomide benzer aralıklarla meydana gelen Kondratieff çevrimlerine denk düştüğünü ileri sürmektedir.

Kondratieff çevrimleri, 25-30 yıllık ekonomik genişleme (A-safhası), ardından bir o kadarlık ekonomik daralma (B-safhası) dönemlerinden oluşmaktadır. Goldstein'e göre, merkez güçleri arasındaki büyük savaşlar Kondratieff A-safhalarında meydana gelmektedir. Savaş pahalı bir iştir; dolayısıyla devletler ekonomik büyümenin kendilerine savaşma imkanı verdiği uğraklarda savaşa yönelirler. Modern devletler birer savaş makinasıdır; kapitalist ekonomik büyüme onlara kaynak sağladığı ölçüde savaşmaktan geri durmazlar. Dünya savaşlarından sonra mutlaka yeni bir "hegemon" ortaya çıkmaz; fakat her yeni hegemonya mutlaka merkez güçler arasındaki şiddetli bir kapışmayı takip edegelmiştir.

Meydan okuyan kim?

Merkez güçleri arasında tipik bir meydan okuma şöyle gerçekleşir: Meydanokuyan devlet (A), çöküş sürecindeki hegemona (B) savaş açar; B başka bir yükselmekte olan güçle (C) ittifak kurarak A'nın hamlesini karşılamaya çalışır. B ile C arasındaki ittifak savaşı kazanır ve C yeni hegemon olarak tarih sahnesine çıkar. (Yirminci yüzyıl dünya savaşlarında, ki iki savaşı kesintiye uğramış tek büyük savaş sayabiliriz, A yerine Almanya, B yerine İngiltere, C yerine de ABD'yi koyarsak, teorisyenin maksadını kavramış oluruz.)

Genişleyen bir dünya-ekonomi niçin savaşa yol açar? Goldstein'in cevabı şu:

1. Ekonomik genişleme pazar, kaynaklar ve stratejik topraklar bakımından merkez-içi rekabeti yoğunlaştırır;

2. Ekonomik genişleme yüksek askeri harcamaları, silahlanma yarışını ve savaşın maliyetini karşılayabilir;

3. Genişlemeci, saldırgan bir psikolojik hava yaratır.

Goldstein'in görüşlerine karşı çıkanlar, ekonomik rekabetin genişleme dönemlerinden çok daralma dönemlerinde (Kondratiff B-safhası) görüldüğünü, dolayısıyla dünya savaşının bu dönemde ortaya çıkma ihtimalinin daha yüksek olduğunu söylemektedirler. Belki en doğru görüş, ikisini birleştirmeye çalışan ve dünya savaşlarının ekonomik genişlemenin zirveye çıktığı, dolayısıyla kaynakların en bol, fakat çöküşün en yakın olduğu uğraklarda meydana geldiğini ileri süren görüştür. Buna göre, ABD'nin Avrasya'nın kalbini kontrol altına alma girişimi, bir meydan okumaya cevaptır. Meydanokuyan kim? Bu soruya makul bir cevap veremedikçe, havanda su dövmeye devam ederiz.

Protestan ahlakı ile şiddetin ruhu

Onyedinci yüzyılın savaşları bir önceki yüzyılın savaşlarından yedi misli şiddetli geçmişe benziyor. Bu yüzyılı etkileyen şahısların dördü de protestandır.

Batılının ruhundaki savaş eğilimi yirminci yüzyıla özgü değildir. Max Weber nasıl Protestan ahlakı ile kapitalizmin ruhu arasında birebir ilişki kuruyor idiyse, çağımızın büyük medeniyet tarihçilerinden biri olan Pitirim Sorokin de Protestan ahlakı ile şiddetin ruhu arasında yakın ilişki kurmaktadır.

Yaptığı hesaplara göre, Avrupa-içi savaşların yoğunluğu, Protestanlığın ortaya çıkmaya başladığı onaltıncı yüzyılda ikibuçuk katına, onyedinci yüzyılda ise tam yedi katına çıkmıştır. –İşte 12-17. yüzyıllar için hazırladığı tablo yan (sağ) tarafta yer alıyor.

Sorokin'in endeksi şu beş faktörün ağırlıklı ölçümünden oluşuyor: Savaşın süresi, kuvvetlerin büyüklüğü, öldürülen ve yaralanan insan sayısı, savaşa topyekûn katılan ülke sayısı ve savaşanların ülke nüfuslarına oranı. Rakamların kendi başlarına fazla anlamları olmayabilir; fakat göreli olarak savaşların ne denli yıkıcı olmaya başladığını göstermeleri bakımından son derece öğreticidir.

Ortalama olarak, onyedinci yüzyılın savaşları bir önceki yüzyılın savaşlarından yedi misli şiddetli geçmişe benziyor. Keza, onyedinci yüzyılın askeri devrimini esinledikleri kabul edilen şahsiyetlerin dördü de Protestandır: Katıksız bir Kalvinci olan Hollandalı Maurice; Luteryen olan İsveçli Gustavus Adolphus; neo-Kalvinist İngiliz Oliver Cromwell; ve sofu bir Luteryen olan Alman imparatoru I. Frederick William.

SAVAŞ YOĞUNLUĞU ENDEKSİ

Yüzyıllar 12 13 14 15 16 17
Fransa 3 12 35 44 84 1152
Avusturya 7 11 7 155 273 2830
İngiltere 6 8 50 60 61 156
Rusya 11 19 50 52 155 161
İspanya - - - - 159 599
Hollanda - - - - - 279
TOPLAM 25 50 142 311 732 5193


7 Ekim 2001
Pazar
 
MUSTAFA ÖZEL


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED