T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Yeni Şafak ve okurları!..

Gerçekten "Yeni Şafak"ta yazmak heyecan veren bir olay.. Okuyucu ile yazar arasındaki inter-aktif ilişki, "Yeni Şafak"ın "alternatif ve bağlantısız medya"nın örneği olduğunun önemli bir kanıtı..

"Global Terörizmle Savaş" konusundaki yazılarımın, bazı sayın okurlar tarafından eleştirildiğini yazmıştım dün..

Bugünkü e-maillerden bazı örnekler vereyim..

Sayın Yusuf Batar, şöyle demiş..

-Amerikan muhibbi Barlas'a soruyoruz.. Bu ülkenin yüzde 81'den fazlası, ABD'nin savaşını haklı bulmamaktadır. Dolayısıyla, bu insanlar terörist mi sayılacak?

Sayın İsmail Özkan da şu tepkiyi göstermiş..

-Amerika'yı savunmayın.. Çünkü Amerika'da kan ve terör var!..

Sayın Nezih Demiroğlu'nun tepkisi şöyle..

-Sayın Barlas.. Amerika aşkınız, gözlerinizi kör mü etti?

Sayın Ahmet Köseoğlu'nun satırları şöyle..

-9'uncu Haçlı Seferi'ni can siperane savunan ABD'nin kurşun askeri rolünü üstlenmiş Mehmet Barlas, Yeni Şafak'ın itibarını bombalıyor.

Devam edelim e-mailleri okumaya..

Sayın Ali Osman D.'nin satırları özetle şöyle..

-Hiçbir düşünebilen insana, bir grubun fikri doğrultusunda hareket etmek yakışmaz.. Ama terörist saldırıya, aynı yöntemle cevap veren zihniyete de destek olmamalısınız..

Sayın Hüseyin Oral'ın düşünceleri de şunlar..

-Korkum şu ki, terörist avlayacağız derken pisliğe batıp, 3'üncü Dünya Savaşı'nı çıkartmasınlar..

Sayın Davut Yılmaz ise şöyle yazıyor..

-Galiba siz, dünya gerçeklerini söylediğiniz için eleştiriliyorsunuz.. Şu ana kadar sizden işittiğim bütün görüşlere katıldığımı söylemek istiyorum..

Fransa'da yaşayan Erkan adlı sayın okurun e-mailine bakalım şimdi..

-Yazılarınızı çok beğeniyorum.. Objektif olmanız ve dünyaya insan gözüyle bakmanız iyi birşeydir. Gazetecinin etiği, objektif bakış, bağımsızlık ve insan olmaktır.. Sizi gönülden tebrik ediyorum..

Sayın Mahmut Yılmaz da şunları yazmış..

-Düşüncelerinizi paylaşıyorum.. Bağımsız gazetecilik ve/veya kişilik çok önemlidir. İslam, Taliban yorumu gibi algılanmaz, algılanmamalıdır. Fakat Batılılar da bunu özellikle göstermek isteyebilirler. Ben Müslümanım ama İslamcı lafzını doğru bulmuyorum..

Sayın Bünyamin Karaduman'ın e-mailinden bazı satırları aktaralım..

-Ben açıkçası "Taliban çizgisi"nde bulunmayı, "İslam kimliği" açısından da, "Türk demokrasisinin geleceği" açısından da doğru bulmuyorum. Görüşlerinize şahsım adına katıldığımı belirtmeliyim..

Sayın Tuncer Çağlayan'ın e-maili de şöyle:

-Yazınızda temas ettiğiniz düşüncelerinizi paylaşıyorum. Gerek toplumun, gerekse bireylerin ve devletin menfaati, düşünce hürriyetinin kutsal görülmesine bağlı. Farklı fikirler münazara edilecek ki, kamu menfaati ortaya çıksın..

Sayın Haydar Yüksel de şöyle yansıtmış düşüncesini..

-Teşekkürler Sayın Barlas.. Lütfen dayanınız.. Siz önemli ve değerlisiniz.. Popülizm batağında kitlelere afyon değil, düşünmeyi öneriyorsunuz.. Sağlıcakla kalınız..

Sayın Merih Gülerman'dan bazı satırlar..

-Sizin yazılarınızı zevkle okuyor ve istifade ediyoruz.. Allah kaleminize kuvvet versin ve hizmetlerinizi artırsın..

Sayın Ayşegül Şenay da şunları yazmış..

-Ben bir Yeni Şafak okuyucusuyum.. Çizginizdeki kararlılığınız, zemine ve düzene karşı kaypak tutum izlememeniz, bir okuyucu olarak benim sizi takdir etmem için fazlasıyla yeterli. Yeni Şafak'ı, demokrasinin ve haklının yanında olan, aynı zamanda her görüşten insanın, fikirlerini özgürce açıklayabilecekleri bir gazete olarak gördüğüm için okuyorum..

Bu yansıttıklarım, sadece bu sabah bana gönderilen e-maillerden bazıları..

Gördüğünüz gibi, "Yeni Şafak", sade yazarları ile değil, siz sayın okurlarımız ile de, bir özgür düşünce yelpazesini temsil ediyor.. Yani,

-Farklı düşünebilmek ve saygılı ilişkiler içinde, bir-arada olmak..

Siz sayın okurlarıma, teşekkür ediyorum..

ŞAKA

Kahpe dünya!..

Dünyada iki başkent, Washington'dan gelecek açıklamaları en fazla dikkatle izliyor..

Kabil'deki Taliban, "Bombalama sürecek mi" merakı yüzünden, kulağını Washington'a dikmiş durumda..

Ankara'daki 3'lü koalisyon da, "Ek mali destek paketi gelecek mi"nin endişesi içinde, Washington'u dinliyor..

Washington'u, Londra veya Paris gibi izleyip, dinlemek de vardı yani..

BAŞARABİLİYORUZ

En iyi 100 arasında 8 Türk oteli!..

Almanya'nın önemli tur operatörlerinden TUİ'nin, Dünya Çapındaki En İyi Oteller Yarışmasında, 8 Türk oteli "En iyi 100" arasına girdi..

Şaka değil.. TUİ'nin dünya çapında işbirliği yaptığı 12 bin otel arasında geçiyor bu yarışma..

12 bin otelde kalan TUİ müşterisi turistler, şikayet formlarını doldurup, yarışmanın kaderini belirliyorlar.

Dünyanın en iyi 100 oteli arasında 3'üncülük, Side'deki "Barut Otel Arum"un olmuş..

İlk 100'e giren Türk otellerinin isimleri şöyle:

Ceylan İnter-Conti (Kemer), Hillside Beach Club (Fethiye), İber Otel Sarıgermepark (Sarıgerme), Magic Life Seven Seas (Side), Robinson Club (Çamyuva), Robinson Club Pamfilya (Side), Barut Otel Achantus (Antalya)..

Bu listeyi görünce, heyecanlandım..

Rahmetli Özal'ın, 1984 sonrasında "Turizm Hamlesi"ni başlatırken, bunu hafife alanları hatırladım.

-Türkler hizmet sektörüne yatkın değil.. Türkler, otelcilikte, turizmde dünya ile rekabet edemez..

Böyle "laf"ları ne kadar çok dinlemiştik.

Aslında "ihracat hamlesi" için de, "Türkiye'nin dışa satacak malı yok" diyenler çıkmamış mıydı?

Demek herşeyi başarabiliriz..


13 Ekim 2001
Cumartesi
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED