T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

Her an herşey olamaz

Postmodern dönemin gündeme soktuğu sözlerden biri de "Her an her şey olabilir" idi. Postmodernizm bizim gibi modernizmle hesabını tamamlayamamış ülkelerde pek matah sayılmaz. Yine de 28 Şubat olunca bazı yazarlar "postmodern darbe" sözünü kullandılar.

Oysa bu ülkede öyle kolay kolay "Her an her şey olamaz". Mesela millet vekilleri çeyrek asırdan beri maaşları yükseltmekte istikrara sahibidir. Dolar sürekli yükselmede istikrarlıdır. Memleket semalarını "Hükumet çekilsin" âvazeleri kapladığı halde bu iş hemen olamaz; istikrar bozulur. Enflasyon dahi öyledir.

Bizde "krizin adı bile istikrar" olmuştur.

Beşiktaş-Galatasaray maçının ilk devresinde siyah-beyazlılar bu tabloya isyan etti. Herkesin ortak fikri: "Muhteşem" oynadı, iki de gol attı. Eh dedik "gitti gidiyor, gider mi dersin" denilen Beşiktaş "her an herşey olabilir" diye geri döndü. "Gitti gidiyor" denilen Daum geri döndü.

Ancak maçın ikinci devresinde "herhalde ülkedeki istikrar bozulmasın" diye Beşiktaş o alkış alan performansını, o hücum futbolunu bıraktı. İstikrarın diğer adı olan Galatasaray fırsatı kaçırır mı? Yüklendi ve beraberliği kopardı. Gördünüz işte "değişim olsun" diyenlerin başına neler geliyor.

Değişim olsun diye Fenerbahçe Galatasaray'ı neredeyse tapusunu çıkardığı lig liderliğinden indirerek şampiyon olmuş; Ayrıca kupalarına katılmıştı.

Geçen sezon içinde oynadığı futbola bakarak ve "kötülerin iyisi" diye nitelediğimiz bu Fener'in Avrupa'da iş yapamayacağını biz de defalarca belirtmiş idik.

Zaten Başkan Aziz Yıldırım bunun böyle olacağını vaktinden önce söylemiş: "Biz tesisleri, alt yapıyı tamamlıyoruz. Bu yıl bir takım inşa ediyoruz. Bu takım yapılacak takviyeler ile bu yıl değil amma önümüzdeki üç yıl içinde Avrupa'da kendini gösterecek" diye ihtiyatlı ve ileri görüşlü beyanatlar vermişti.

Başkan bunları söyledi ama günümüzün insanı günlük yaşıyor [Türkiye'de milyonlar günlük nafakayı zor çıkarıyor.] İleride gelecek başarıları beklemeye kimsenin tahammülü yok. Denizli bu yüzden ekrana çıkıp eleştirileri cevapladı. "Onbeş yıldır bu âlemin içinde başarılı bir kariyer yaptım, merak etmeyin daha bir onbeş yıl buradayım. Kararlıyım ve bildiğimden şaşmıyorum. Bu işleri benden iyi bir bilen varsa gelsin konuşalım" dedi. Tabii ekranda söylenenler ekranda kalır.

Şimdi görünen manzara ve söylenen sözlerden şu çıkıyor: Fenerbahçe bu yıl da şampiyon olacak.

İstikrar bunu gerektiriyor.

Aykut Kocaman'ın mütevazı çıkışı elbette gözlerden kaçmıyordu. İstanbulspor lig başından itibaren alkışları hakeden bir istikrar yakalamıştı.

Merak edilen şu idi: Acaba İstanbulspor da, hemen her yıl lig başında fırtına gibi esip de [Gençlerbirliği'ni, Ankaragücü'nü geçen yıl ki Anteb'i hatırlayın] maratonun ortalarına doğru nefesi kesilenlerden olmasın. Acaba Aykut bu yüzden mi "Ligde kalalım yeter" diyordu. Ve bu yüzden mi sahasında Samsun'a boyun eğdi. Bunu zaman gösterecek.

Bir imparatorluk bakıyesi diye nitelediğimiz Galatasaray Lucescu'nun dirayeti, feraseti ve tecrübesi ile kendini yenilemeye çalışıyor. İdari ve mali meselelerle boğuşuyor. Buna rağmen hem ligde hem Avrupa'da yine başarılı. Bir yarı fanatik Fenerli olarak şunu söyleyeyim:

"Her an herşey olabilir."

Batan güneşin görüntüsü daima göz kamaştırıcıdır.


23 Ekim 2001
Salı
 
MUSTAFA KUTLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED