|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
İşadamı Üzeyir Garih'in öldürülmesinin üzerinden bir hafta geçmesine
rağmen, katiller bulunamadığı gibi cinayetin sebebi de hala sır.
İşadamı Üzeyir Garih'in öldürülmesinin üzerinden tam bir hafta geçti. Katil ya da katiller hala yakalanamadı. Geçen hafta Cumartesi günü Eyüp Mezarlığı'nda 10 yerinden bıçaklanarak öldürülen Üzeyir Garih'in katil zanlısı olarak gözaltına alınan ve medyada "Deli Fuat" ya da "Tinerci Fuat" olarak lanse edilen 13 yaşındaki Fuat N'nin olayla ilgisinin bulunmadığı öğrenildi. Fuat N'nin medyada yer aldığının aksine tinerci ve deli olmadığı, parasızlık nedeniyle okuluna ara veren zeki ve pırıl pırıl bir çocuk olduğu ortaya çıktı. Garih'in kaybolan cep telefonunun izini süren polis, telefonun Hasdal Kışlası'nda sinyal vermesi üzerine er Yener Yermez'e ulaştı. Ancak Yermez'in kuşkulu biçimde firar ettiği belirtildi. Garih'in katil zanlısı olduğu sanılan Yermez'in dolabındaki pantalon üzerindeki kan lekelerinin Polis Kriminal Laboratovarı'nda yapılan incelemesinde Garih'e ait olduğu açıklandı. Emniyet Kriminal Laboratuvarı'ndan elde edilen bilgiye rağmen Yermez'in dolabında bulunan pantalonundaki kan lekelerinin Garih'e ait olup olmadığının kesinleştirilmesi için Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.
Kan izi çok uğraştırdıGarih'in öldürüldüğü mezarlıkta bir kadına ait kan izlerinden yola çıkan polis, Yermez'in ilişkide bulunduğu hayat kadınlarını belirleyerek gözaltına aldı. Bunlardan Pınar Konuşkan'ın, Yermez ile ilişkisini kabul ettiği, olay günü mezarlıkta sevişirken Garih tarafından görüldüklerini, aralarında tartışma çıktığını, Yermez'in Garih'i bıçaklayarak öldürdüğünü itiraf ettiği ileri sürüldü. Ancak Konuşkan'ın daha sonra ifadesini reddettiği ve olay günü Yermez ile birlikte olmadığını söylediği basına yansıdı. Cinayet mahallinde bulunan kan izinin de Pınar Konuşkan ve gözaltındaki diğer kadınlara ait olmadığı saptandı. Öte yandan Yermez ile ilişkide bulunduğu, cinayeti itiraf ettiği ve daha sonra reddettiği söylenen kadının Pınar Konuşkan olmadığı ortaya atıldı.
Polis Yermez'in peşindeBu arada askerliğini yaptığı kışladan firar ettiği belirtilen Yermez'in Kayseri'de hırsızlık ve cinayet olaylarına karıştığı öğrenildi. Adam öldürmekten mahkum edilen Yermez'in Kayseri Cezaevi'nden bir süre önce çıkarılan afla tahliye edildiği ortaya çıktı. Cezaevi'nden çıktıktan sonra askere alınan Yermez'in Sivas'ta acemi eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul'daki Hasdal Kışlası'na gönderildiği belirtildi. Yermez'in kullandığı cep telefonu ve bankamatik kartını takip eden polis, Yermez'in İstanbul'da olduğunu belirledi. Yermez'in telefonundan alınan sinyallere göre Yermez İstanbul içinde sürekli yer değiştiriyor. Yermez'in bankamatik kartının izine en son Beşiktaş'ta bir banka şubesinde rastlandı. Bankamatik kartı işlem yapılamadığı için makinede takılı olarak bulundu. Yapılan araştırmada karttaki parmak izinin Germez'e ait olmadığı tespit edildi. Buna göre Yermez'i saklayan, himaye eden arkadaşları var. En son ortaya çıkan Köksal Yılmaz isimli bir tanık, olay günü Eyüp Mezarlığı çevresinde olduğunu ve kuşkulu iki kişinin yabancı plakalı bir araca binerek hızla uzaklaştıklarını ortaya attı. İstanbul'un Anadolu yakasında ikamet eden ve jandarmaya başvuran Yılmaz, Avrupa yakasına iş aramak için gittiğini belirterek, kuşkulu iki kişinin takım elbiseli, ancak biriyle boğuştuklarını çağrıştıran dağınıklık içinde olduklarını, hatta bunlardan biriyle göz göze geldiklerini, adamların kendisine yan yan baktıklarını ve hızla arabaya binerek uzaklaştıklarını ileri sürdü. Yapılan ihbarlar sonucunda Yermez'in Bursa, İzmir, Ankara, Mersin'de olduğu da ileri sürüldü. İhbarlar sonucunda yapılan aramalarda Yermez'in izine rastlanmadı. Bir haftadır kaçmayı başaran Yermez'in zaman zaman ailesi ve akrabalarıyla konuştuğu, teslim olmayı düşündüğü ileri sürüldü. Bu arada Yermez'in hava değişimi almak için askeri hastaneye gittiği de ortaya çıktı. Yermez'in askerliğini yaparken hafta sonları Taksim'de bir bara gittiği ve burada cezaevi arkadaşlarıyla buluştuğu iddia edildi. Yermez'in cezaevi bağlantıları da masaya yatırıldı. Neden öldürülmüş olabilir? İşadamı Üzeyir Garih'in bir rastlantı sonucu öldürülmediğinin kabul edilmesi halinde çok çeşitli senaryolar ortaya atılıyor. Garih, basit bir nedenle öldürülmeyecek kadar girift kişiliği olan renkli bir işadamıydı. Bu nedenle ölümü spekülasyonlara neden oldu. İşte bazı iddialar: l Garih'in bazı çevreleri rahatsız eden –GAP ve Doğalgaz dahil– projeleri var mıydı? l Garih öldürülmeden önce tehditler aldı mı? l Garih'in öldürülmesi bazı çevrelere bir mesaj mı? l Garih'in Ariel Sharon'un politikalarına karşı olması, Arafat'la görüşmesi ve birlikte fotoğraf çektirmesi öldürülmesi için bir neden olabilir mi?
7 GÜNDE SORU
Basında yer alan bir haberde polisin bir ses kaydının peşinde olduğu ileri sürüldü. Sözkonusu kayıtta, "Üzeyir beyin başına bir iş gelecek olursa, bu bizimle görüşmeyi reddettiği içindir" şeklinde ibarelerin yer aldığı ortaya atıldı. Bu iddia üzerinde neden durulmadı? Yermez'in Kayseri'de evini arayan bir kişi'nin, "Aklın varsa dışarı çık" demesi üzerine kapıya çıkan Yermez'in kardeşi bir mercedes marka araba ile karşılaştığını, arabadan inen bir adamın kendisine doğru gelmeye başladığını, ancak çevrede güvenlik önlemleri alan polisleri görerek vazgeçtiği ve arabasına binerek uzaklaştığını ileri sürdü. Polis bu olayı araştırdı mı? İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen yaptığı bir açıklamada, "Garih cinsel tercihinden öldürüldüyse, bunu da açıklarız" şeklinde tuhaf ibareler kullandı. Oysa basında böyle bir iddia yer almadı. Yücelen bu ibareleri niçin kullandı? Yermez'in dolabında bulunan pantolonundaki kan lekelerinin Garih'e ait olduğu Polis Kriminal Laboratuvarı'nda tespit edildiği belirtildi. Pantolon dün neden Adli Tıp Kurumu'na da gönderildi? Garih'in ilk açıklamalarda üç ya da iki bıçakla öldürüldüğü ileri sürüldü. Gerçekte kaç bıçakla öldürülüp öldürülmediği anlaşılamadı. Otopsi raporunda bu konuda neler söyleniyor? Yener Yermez ismi ortaya çıkınca öldürücü darbelerin kasatura ile gerçekleştiği belirtildi. Otopsi raporunda bıçağın kasatura olduğu öngörülüyor muydu? Yener Yermez'in cezaevinde birlikte yattığı arkadaşları arasında İstanbul'da yaşayan ve kirli işlere karıştığı bilinen kimseler var mıydı? Yener Yermez'in cinayetten önce kullandığı cep telefonu var mıydı? Buna ilişkin bir araştırma yapıldı mı? Yermez asker iken kışladan kimleri arıyordu?
Eski MİT'çi Eymür'den müthiş iddiaMilli İstihbarat Teşkilatı Kontr-terör Dairesi eski Başkanı Mehmet Eymür, ATİN isimli internet sitesinde Üzeyir Garih cinayetiyle ilgili müthiş açıklamalarda bulundu. Cinayetle ilgili haberlerin birbirini tutmadığını belirten Eymür, cinayette İBDA-C'ye atıfta bulundu. Eski MİT'çi Eymür, sitesinde şu açıklamalarda bulundu: "Özel olarak iletilen bir bilgiye göre; cinayetin olduğu günün sabahı saat 07.00'de, Kütahya veya Eskişehir'de öğrenci olan bir İBDA-C militanı, resmi kişilerce uçak veya helikopter ile Bursa'dan alınarak İstanbul'a götürülmüş ve aynı gün öğleden sonra yine aynı vasıta ile ve amir pozisyonundaki bir kişinin refakatinde Bursa'ya bırakılmış. İBDA-C mensubu genç, Bursa'ya giderken, 'bundan böyle artık bir şey yapmak istemediğini ve midesinin bulandığını' söylüyormuş. Şimdilik açıklayabileceğimiz bu kadar.
Cinayete karine olmazEsasında, 27 Ağustos 2001 sabahı erken saatlerde intikal eden bu bilgiyi, bir yönlendirmeye alet olmamak için, aktarıp aktarmamak konusunda bir hayli zorlandık. Ancak, basına intikal eden son gelişmeler, olayın adi bir suçtan, planlı bir suça doğru kaydığını gösteriyordu. Yetkililerin, hava alanı ve hava trafiği kayıtlarından, böyle bir nakliyatın doğruluğunu ve Garih cinayeti ile ilişkisini tetkik etmeleri pek zor olmaz zannediyoruz. Tabii ki böyle bir yolculuğun mevcut olması dahi, bunun Garih cinayeti ile alakalı olduğuna karine değildir. Belki güvenlik görevlilerinin başka bir faaliyeti ile alakalıdır ve zaman uyumu sadece bir tesadüftür. Bir de polise değil de Jandarma'ya ifade veren ve polis tarafından pek itibar görmediği anlaşılan son görgü tanığı Kasım (Köksal) Yılmaz'ın anlattıkları dikkatimizi çekti. Hem onun anlattıkları, hem de 28 Ağustos günü Sabah gazetesinde bahsi geçen sağır ve dilsiz görgü tanığının belittikleri, olayı basit bir cinayetten, planlı bir cinayete doğru yöneltiyor. Ancak, son görgü tanığı Kasım Yılmaz'ın anlattıklarında dikkati çeken husus, plakasında sarı zemin üzerine Arapça yazılar olan, kırmızı Opel Vectra marka otomobil. Böyle, 'insanın bir bakışta aklında kalan' bir plaka ve kırmızı renkli bir araba ile, planlı bir eylem yapılmaz. Yapılmışsa, ya yapanlar çok acemidir, ya da güvenlik güçlerini başka bir adrese sevk etmek için kasıtlı davranmışlardır."
Beyoğlu didik didik arandıBeyoğlu Asayiş Büro ekipleri, ilçe genelinde geceyarısından sonra başlattığı operasyonlarda, Üzeyir Garih cinayetinin firari sanığı Yener Yermez'i aradı. İstanbul Emniyeti'nin tam kadro olarak peşine düştüğü firari er Yener Yermez'in bekar evlerinde kalabileceği ihtimalini gözönünde bulunduran Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro ekipleri, önceki gece geceyarısından sonra operasyonlara başladı. Operasyonda Tarlabaşı'nın arka sokaklarındaki bekar evleri, sokaklar, Taksim Meydanı ve Gezi Parkı'nda durumları şüpheli görülen şahısların üzerleri arandı, kimlikleri kontrol edildi.
Türk-Musevi ilişkileri etkilenmezTürk Musevi Cemaati Türkiye Hahambaşısı Müşaviri Silvyo Ovadya, işadamı Üzeyir Garih'in cinayetinin Türk ve Musevi toplumlarının ilişkilerini etkilemeyeceğini söyledi. Ovadya, Garih'in Türkiye'nin yetiştirdiği büyük bir değer olduğunu belirterek, "Üzeyir Garih, sadece yahudi toplumu için değil, gerek sanayi ve ticaret alanında yaptığı çalışmalarla, gerekse fikirleri ile Türkiye'nin genel yaşamına büyük katkılar sağlamıştır. Böyle değerli kişiler kolay yetişmiyor" dedi. Cinayetin siyasi olduğuna inanmadığını belirten Ovadya, Türk Emniyeti'ne güvendiklerini de belirterek, "En kısa zamanda bu olayın çözüleceğine, katil veya katillerin yakalayacağına inanıyoruz" şeklinde konuştu.
|
|
|
|
|
|
|