T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Hayvanlar âleminden latifeler

I. Tilki ile Keklik

Bir tilki, av için dolaşırken bir keklik görür ve karşısına geçip durur. Kekliği hayranlıkla seyre dalar. Tilkinin bu halini gören keklik:

-Hey can dostu, ne gördün de böyle hayran bakarsın? der. Tilki:

-Ey güzeller şahı, şu senin şehla gözlerine yandım ve yaman bakışlarına kandım. Çok güzelsin, Allah güzelliğini bağışlasın. Acaba gözlerini yumunca da böyle açık olduğu gibi güzel ve tatlı mısın? Lûtfedip bir defa da öyle görünerek bir an da öyle seyrettirseniz. Keklik:

-N'olacak! deyip gafletle gözlerini yumar. Tilkinin, gözlerini seyredeceğini umar. Tilkinin maksadı onu avlamaktı, hemen şahin gibi sıçrayıp kekliği kavrar.

Keklik neye uğradığını anlar. Sabredip bir kurtuluş yolu düşünmeye başlar. Tilkiye:

-Ey bilgili avcı ve sihirli oyuncu! Sana yüzlerce aferin ve binlerce övgü. Bravo! Haberin olsun ki, ben şahlar lokması ve padişahlar yemeğiyim. Fakat Hak Teala beni sana kısmet etti. Evvela bu nimete şükret. Sonra iştahla ve huzurla ye, der. Tilki:

-Evet, doğru olanı budur, deyip şükretmek için ağzını açar. Keklik hemen tilkinin ağzından kurtulup uçar. Tilkinin keyfi kaçıp:

-Lanet olsun, nimeti yemeden şükredene! der. Keklik de:

-Lanet olsun, uykusu gelmeden gözünü yumana! diye karşılık verir.

Abdullah Çelebi'nin bu latifesindeki tilkiyi kime, kekliği kime yakıştırırsınız?

* * *

II. Arslan, Kurt ve Tilki

Bir arslan, bir kurt ve bir tilki üçü birlikte ava çıkarlar. Bir geyik, bir koyun, bir de horoz avlarlar. Arslan kurda:

-Şimdi bunları adaletle paylaştırıp sohbetimize tat ver, der. Kurt:

-Ey cihan şahı, avcılar sultanı! Bunu paylaştırmaktan daha kolay ne vardır? Geyik siz sultanımızın, koyun benim, horoz da zavallı tilkinindir.

Arslan hemen öfkelenip kurdun başını çekip koparır ve tilkiye dönerek:

-Tez sen paylaştır! Der. Tilki:

-Ey yiğitler ülkesinin hükümdarı! Ve ey iyilikler meydanının şehsuvarı! Bunların taksim edilip paylaştırılmasına lüzum yoktur. Çünkü koyun sultanıma sabah kahvaltısı, geyik öğle yemeği, horoz ise sultanıma çerezdir. Arslan:

-Be sen bu taksimi kimden öğrendin? Ustana ve temiz düşüncene aferin! Yoksa evvelden bilir miydin ve böyle taksimler yapar mıydın? Tilki:

-Hayır şahım, şimdi kurdun başından ve akan kanlı yaşından öğrendim, der.

Bu latife de Abdullah Çelebi'den. Lakin ben bu latifedeki arslanın, kurdun ve tilkinin kimleri temsil ettiğini çıkartamadım. Bakalım siz çıkartabilecek misiniz?

Yoksa bu latifelerde bir karışıklık mı var?


16 Eylül 2001
Pazar
 
RASİM ÖZDENÖREN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED