FAİZ dışı fazla ile programı götürme gayretlerinin mucize beklemekle aynı olduğunu belirten ATO Başkanı Sinan Aygün, bu şartlar altında 2002 yılında 1 kuruş vergi bile bulunamayacağını söyledi.

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, uygulanan ekonomik programı eleştirerek, "Ekonomik mucize beklentisiyle yanlış bir program devam ettirilemez'' dedi.

Aygün yaptığı yazılı açıklamada, harcamaları artırarak ve vergileri düşürerek ekonomiyi canlandırmaktan başka bir çıkar yol olmadığını savundu ve "Faiz dışı fazlayı maşa gibi kullanarak ekonomik program devam ettirme gayretleri, ekonomide bir mucize beklentisinin işaretidir'' dedi. Türkiye'yi ekonomik mucizeye taşıyacak unsurların doğru program, basiretli yönetim ve güven ortamı olduğunu vurgulayan Aygün, Türkiye'de bunların eksik olduğunu savundu ve böyle bir dönemde 2002 yılının şimdiden kaybedilmiş olduğunu belirtti.

Yanlış tedavi yapılıyor

Türkiye'nin vergi zeminini de kaybettiğini bunun nedeninin ise 'yanlış tercih, yanlış teşhis, yanlış tedavi' olduğunu savunan Aygün, "Üretime sırtı dönük oynayan formsuz ve koordinasyonsuz bir ekonomi yönetiminin gol atma şansı sıfırdır" dedi. Aygün, uygulanan ekonomik programın dünyadaki son siyasi ve ekonomik gelişmeler ışığında yedeğe alınarak, reel ekonomiye dayalı bir program değişikliğine gidilmesi gerektiğini kaydetti.

IMF ile tekrar anlaşalım

Türkiye'nin yüzde 12 oranında bir yoksullaşmanın pençesinde olduğunu belirten Aygün, şunları kaydetti:

"Ekonomideki tüm göstergeler bu program başladığından beri kötüye gitmektedir. İşsizlik açlık, enflasyon, işyeri kapatma, döviz kurları, iç ve dış borç tavan yapmış, milli gelir, Türk Lirası, vergi gelirleri üretim ve borsa dibe vurmuştur. İşi mucizelerle çözmeye çalışmanın Türkiye'nin geleceği ile hiçbir bağlantısı yoktur.''

Aygün söz konusu şartlar altında 2002 yılında toplanacak 1 kuruş vergi bile bulunamayacağını öne sürerek, şöyle dedi: "IMF masa başına çağırılmalı, oturup konuşulmalıdır. IMF programı uygulayın, zararlarınızı öderim diyorsa mesele yok. Aksi halde başımızın çaresine bakmamız gerekir. Şimdiye kadar inat etmeye harcanan efor, IMF'yi ikna etmeye harcansa daha hayırlı bir iş yapılmış olurdu."