T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Türkiye'de entelektüel celadet mi? Güldürmeyin adamı!

Usame bin Ladin'in "saldırı"yla ilişkisi kanıtlansa bile, elde edilen deliller "gizlilik" gereği kamuoyuna açıklanmayacakmış.

ABD yönetimi bu yönde karar almış.

Dünya enayi ya, bu "gizliliğin" hangi zaruretten kaynaklandığını ve ABD'nin ne hakla kanıtsız misillemeye (infaza) yeltendiğini sormayacak.

Sormayacağız.

Hepimiz Amerikalıyız çünkü.

Hepimiz "batılı beyaz adam"ın kendisini ait hissettiği değerler sistemine bağlıyız.

Ve hepimiz hıristiyanız.

Ne diyordu Ertuğrul Özkök?

"Karşımızda çok ciddi bir sorun var. Bu olay, bir Hırıstiyan-Müslüman kamplaşmasına gidebilir. Böyle bir kamplaşmada ne yapacaksınız? Din kardeşimiz diye, Ortadoğu'nun beşinci sınıf diktatörleriyle akraba mı olacaksınız? Üçyüz yıldır Batı'ya taşıdığımız coğrafyamız, yeniden çöllere kesin dönüş mü yapacak?"

Ne mi yapacağız?

Çok basit:

Ortadoğu'nun beşinci sınıf diktatörleriyle iş tutmamak adına, Batı'nın süzülmüş, gusto sahibi, üst sınıf diktatörleriyle akraba olup, dünyayı rehin alan büyük teröristin ne zaman harekete geçeceğini bekleyeceğiz.

"Çünkü" diyordu Yıldırım Türker, "Bütün dünya nefesini tutmuş, karşısında kendisini çaresiz hissettiği bu en büyük teröristin yapacağı saldırıyı bekliyor."

Az sonra...

Gerilim ne kadar yükselirse, birazdan seyredeceğimiz filmin etkisi o kadar karşı konulamaz olacak.

Az sonra...

"O filmin karşısına rehineler olarak oturtmuşuz bile. Bütün dünyaya gözdağı vermek için, hepimizi suç ortağı etmeye çalışarak bekletiyor; Amerika insanlık adına değil, insanlığa karşı bir savaş başlatmak üzere. Biraz olsun yüzü kızarmadan bize daha çok para akıtacak diye el ovuşturan Türkiyeli fikir adamlarının Bush'dan talimat gecikiyor diye gönül koymalarına kulak asmayın. Amerika'nın düşmüş soylu nedimesi İngiltere'nin basını bile muhalif yazılardan geçilmiyor. Onlar korkmadan, kuleleri havaya uçuran nefretin nedenlerini deşiyor, Amerika'nın vahşetiyle emzirdiği/yarattığı dünyanın varoşlarında arıyorlar cevabı. Amerika'nın birçok eyaletinde savaş karşıtı küçük gruplar duvarlara 'Göze göz-Körlük' yazıyor, John Lennon'ın 'Give Peace a Chance'i söyleyerek kudurmuş dalgalanan Amerikan bayrakları karşısında dikiliyorlar. Onlar, terörün savaşla yenilmeyeceğini biliyor. Onlar, Sudan'da, Filistin'de, Afganistan'da açlıktan, savaştan ölen çocuklar olduğu sürece Dünya Ticaret Merkezi'nin hiçbir zaman güven altında olmayacağını biliyor."

Peki, Türkiye'de?

Türkiye'de "entelektüel celadet" (!), yoksul üçüncü dünyaya karşı hıristiyan fundemantalizmiyle iş tutmaya, "son tahlilde" din ve medeniyet tercihi yapmaya çağırıyor bizi.

Onursuzca üstelik...


25 Eylül 2001
Salı
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED