|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Gazetede, "FBI, New York'taki Dünya Ticaret Merkezi ve Washington'daki Savunma Bakanlığı 'Pentagon'a 11 Eylül günü düzenlenen intihar saldırılarını organize eden kişi olduğuna inandığı, kır saçlı, yaşlı bir adamın peşine düştü" (Hürriyet, 22 Eylül 2001) haberiyle karşılaşınca, kendimi tutamayıp "Aa, Gabriel Shear" demişim... Aynı habere tepemden bakan biri, dayanamayıp "O da kim?" diye sordu... Gabriel Shear, şu sıralarda sinemalarda oynamakta olan 'Kod adı: Kılıçbalığı' (Operation Swordfish) adlı Amerikan filmindeki esrarengiz karakterin adı. Filmde ünlü yıldız John Travolta başarıyla canlandırıyor o karakteri. Olağanüstü vatansever, olağanüstü cesur ve olağanüstü entrikacı bir kişi bu... Filmde epey adamın ölümüne sebep oluyor, ancak bir bankanın kasasından 9,5 milyar doları uçurmayı da başarıyor. Hem kendisini 'öldü' gösteriyor, hem de tropik bir adada yeni bir hayata başlayabiliyor... "Dünya nelerle meşgul, bizimki film anlatıyor" demeyin, çünkü 'Kod adı: Kılıçbalığı' filmi, 'yüzyılın terörü' adını şimdiden kazanmış New York ve Washington'daki operasyonu bir çok yönden andırıyor... Eğer bu son olay da, Gabriel Shear ve arkadaşları tarafından planlansaydı, operasyon adı olarak 'köpekbalığı' gibi benzer bir ad seçebilirlerdi... Filmleri ayrıntılarıyla anlatmanın gidip görme iştahını öldürdüğünü bilirim; ancak bu filmin gösterimine muhtemelen Türkiye'de de son vereceklerdir... 11 Eylül'ün ertesinde, İngiltere ve bazı ABD müttefiki ülkelerde, "Zihinleri karıştırabilir" diye 'Kılıçbalığı' filmini gösterimden kaldırdıklarını biliyorum. Akıllıca bir tedbir; filmi izleyen ve gördükleri tiplere son olay aklında olarak bakanlar, inanmaları istenenleri kolayca kabul edemezler çünkü... 1970'li yıllarda, dünyanın bir yerlerinde komünistlere karşı savaşmakta olan gerillalara destek çıkmak için ABD istihbarat örgütü narkotik kaçakçılığı yapar; operasyon sona erdiğinde, bir bankadaki özel hesapta, hedefine ulaştırılmamış 400 milyon dolarlık bir bakiye kalır; aradan geçen yıllar içerisinde faizle 9,5 milyar dolara ulaşmış bir bakiye... Gabriel ne pahasına olursa olsun o parayı elde etmenin peşindedir işte. Bu amaçla özel eğitilmiş bir kadrosu da vardır... 9,5 milyar dolar bir veya on kişi için çok büyük bir meblağ; zaten Gabriel de bu parayı kendisi için istememektedir. Filmle birlikte, Gabriel'in, etrafında gördüklerinden çok rahatsız bir 'vatansever' olduğunu öğreniriz. Üyeleri arasında senatörler ve üst düzey bürokratlar da bulunan, istihbarat birimleriyle irtibatlı bir gizli örgütün önemli bir mensubudur Gabriel... Yönetmen Dominic Sena, John Travolta tipinin bir istihbarat biriminin ajanı olduğunu hissettirir... Banka soygunu, devlet içindeki gizli örgütlenmeden habersiz görevliler için sıradan bir terör eylemidir; ancak Gabriel, bunu, 'vatanın âli menfaatleri' için ve dünyayı kurtarma amacıyla yaptığı kanaatindedir. Tek eksiği, ultra-korunan banka şifrelerini saniyeler içinde çözebilecek bir bilgisayar korsanıdır. Bu alanda adı bilinen iki korsana birden yatırım yapar ve filmde Hugh Jackman'ın canlandırdığı birini zorla ve şantajla işin içine sokar. Çok kanlı ve heyecanlı bir eylem olur banka soygunu; kendilerini 'vatansever' olarak tanıtanların başka vatan evlâtlarının kanına girmekte bir mahzur görmediklerini izleriz. Parayı alır ve kaçarken, bindikleri helikopter, olan-bitenden mutsuz bilgisayar korsanı tarafından füzeyle düşürülür... "Gabriel öldü" diye düşünenler yanıldıklarını anlarlar filmin son sahnelerinde. Tıpkı, Gabriel'in yanındaki melez güzeli Ginger'i (rolü Halle Berry oynuyor) 'hükümet ajanı' sanan bilgisayar korsanının "Kayıtlarda bu adda bir ajan yok" haberini aldığında şaşırdığı gibi... Gabriel olarak ölüsü bulunan kişinin sıradan bir 'Mossad ajanı' olduğu da şaşırtır... Öylesine bir 'banka soygunu' sanılan operasyon, CIA, Mossad ve daha kimbilir hangi istihbarat biriminin ve 'gizlinin gizlisi devlet içinde devlet bir örgütün' adının karıştığı müthiş bir eylem olarak karşımıza çıkar... Sinemadan ayrılırken, gümüş ekranda size yaşatılan karmaşa yüzünden, "Yoksa, Gabriel kendi nâmına mı çalışıyordu?" diye de düşünürsünüz... Hürriyet'in "ABD'deki eylemle ilgili olarak kır saçlı bir adam aranıyor" haberini okuyunca, "Aa, bu Gabriel Shear olmalı" demem de, bilgisayar korsanının 'eylem sırasında hayatını kaybeden DEA ajanı' sandığı Ginger'ı, Gabriel ile birlikte gördüğümüz en son sahnede, aktör John Travolta'nın olduğundan daha yaşlandırılmış, kır saçlı biri olarak ortaya çıkmasıdır... Yüksek bütçeli aksiyon filmlerini sever Hollywood; 'Operation: Swordfish', bu alanın üzerinde iyi çalışılmış, başarılı örneklerinden biri... Her sahnede yepyeni bir heyecan yaşatan inandırıcı bir öyküsü, yürek çırpıntısına sebep olan tâkip sahneleri var filmin; insanlar göz kırpmadan, acımasızca öldürülüyor... 'Vatanın âli menfaatleri' sebebiyle... Bana sorarsanız, New York ve Washington'da meydana gelen terör olaylarından sonra, "Bunlar Üsame bin Laden'in eseri" diyenlerden daha inandırıcı bu film... Amerikalılara bir tavsiyem var: Ya böyle filmler çevrilmesine izin vermesinler, ya da gerçek olayları izah ederken Hollywood senaristlerinden yararlansınlar...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |