|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
İSTANBUL MEKTUPLARI Üstad Ahmet Rasim'den ödünç alarak ben de "Şehir Mektupları" (Dergâh Yay. 1995) adlı bir kitap çıkardığım için, aynı yolda yıllar önce bu işi başlatanlardan Basîretçi Ali Efendi'nin "İstanbul Mektupları" (Hazırlayan: Nuri Sağlam, Eylül 2001) adı altında neşredilen yazılarının kitap halinde çıkmasına çok sevindim. Bu kotarılması çok zor bir iş idi. 1870-1878 yılları arasında çıkan ve adı sebebiyle çıkarana lakab olan Basîret gazetesi, tam koleksiyon olarak sadece Hakkı Tarık Us Kütüphanesi'nde bulunuyordu. Uzun süredir kapalı olup, akıbeti meçhul bu kütüphanede çalışmanın neye malolacağını ancak erbabı bilir. Sekiz cildi tarayıp o kadar yazıyı tek tek istinsah ederek, dilini değiştirmeden zengin indeksler ile 746 sayfalık büyük boy bir kitap haline getiren Nuri Sağlam'ın titiz gayreti her türlü takdirin ötesindedir. Nuri Sağlam yazılarla ilgili olarak şunları söylüyor: "V. Murat ve Sultan Abdülhamid'in padişahlığının ilk yıllarında devletin ve milletin içinde bulunduğu duruma günü gününe şahitlik eden bu yazılar; siyasî, sosyal ve kültür tarihimizin gerçeklerine dair başka hiçbir kaynakta raslayamayacağımız bilgileri ihtiva etmesi bakımından paha biçilmez bir kıymete sahiptir. Şehir mektubunu diğer mektup türlerinden farklı kılan en önemli özellik bugünkü anlamıyla "açık mektup" oluşudur. Herhangi bir şahıs veya kurum muhatap alınarak yazılmış olsa bile, gazete ve dergilerde yayımlandığı için bütün okuyucu kitlelerinin mütalâalarına açıktır. Çok geniş bir muhtevaya sahip olan şehir mektubunun ana malzemesi, diğer bütün edebî türlerde olduğu gibi tek kelimeyle insandır. Dolayısıyla sosyal hayatın içinde insanı ilgilendiren olumlu veya olumsuz her ne varsa şehir mektubu içine alınır; bunların sebep ve sonuçları üzerinde durulur; toplum için faydalı olanlar tasvip ve teşvik edilir, zararlı olanlar da bir an evvel izale edilmek üzere mektubun muhatap aldığı mercie ihtar edilir. Hatta bazan ihtar edilmekle yetinilmez, bu çarpıklıkların düzeltilmesi için çeşitli fikirler ve öneriler de ileri sürülür." Basîretçi Ali Efendi'nin mektup-yazıları, bu türün edebî mânada çok tanınmış temsilcisi Ahmet Rasim'den farklıdır. Ahmet Rasim'in çoğu kez gülümseyerek okuduğumuz, eğlenceli yazılarına mukabil Ali Efendi düşündüren ve sosyal yaralara parmak basan bir tutum içindedir. Üslubu sert ve dokunaklıdır. Ülkemizin bugün dahi sürüp gitmekte olan pek çok meselesine temas etmektedir. Kitaptaki konu başlıkları indeksi on iki sayfa tutarındadır. Ayrıca istifadeyi kolaylaştırsın diye geniş bir indeks yapılmıştır. Konu başlıklarına göz gezdirdiğiniz zaman fevkalade renkli, çeşitli kişiler, kavramlar, meseleler, olaylar, mekanlar, sanatlar, hayatın fıkırdadığı anlarla karşılaşıyorsunuz. İstanbul sosyal ve kültürel hayatı ile bu tablonun ortasında duruyor. Binlerce unsuru ile dünden bugüne uzanan, giderek karmaşık hale gelip çözüm imkanı bulunmayan dertleri ile başbaşa. Nuri Sağlam'ı uzun zaman süren bu muazzam çalışması için tebrik ediyor, yayımı gerçekleştiren Kitabevi'ne teşekkür ediyoruz. Kitabevi aynı şekilde Ali Şükrü Çoruk'un hazırladığı Eski Zamanlarda İstanbul Hayatı (Temmuz 2001) adlı eseri de kültür dünyamıza kazandırdı. Balıkhane Nazırı Ali Rıza Bey'in İstanbul yazılarından oluşan bu eser üzerine Ali Şükrü Çoruk ile yapılan bir konuşmayı Dergâh dergisinin Kasım 2001 sayısında bulacaksınız.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |