|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Siz sanıyorsunuz ki, son iki haftanın en önemli olayı, Amerika'daki ikiz kulelere ve Pentagon'a yapılan saldırıdır ve ABD'nin "Bin Ladin, Bin Ladin" diye tutturarak Afganistan'a vurmaya hazırlanmasıdır. Buna bağlı olarak doların inmesi çıkmasıdır, yahut borsanın düşmesi kalkmasıdır. Yanılıyorsunuz. Bütün dünya için öyle olsa bile, bizim Hurşit için öyle değil. O da kim diye sormayın.. Şimdi ne yaptığından bahsedeyim de varın siz tahmin edin nasıl biri olduğunu. Geçen hafta, büyük bir panik içinde geldi. İlk andaki haline göre teskini mümkün görünmüyordu. Dedim herhalde Amerikan füzeleri düştü, bir yerler yanıyor ve muhtemelen o yanıp yıkılan yerlerden biri de onun mekanı. Haber henüz ajanslara ulaşmadan, kendisi geldi bizi buldu. Değilmiş. Bilgisayarındaki elektronik mektup adresine gelen kısa bir not yüzünden telaşa kapılmış. Sabahtan beri arıyormuş, telefonum kapalıymış. Sabah dediği, daha kargaların kahvaltı saatinin bile evveli. Nedir dedik, gösterdi gelen mektubu... "Yeşil"den geliyormuş. "Yıllardır hakkımda çok şey konuşuldu ve yazıldı. Şimdi sıra bende. Bildiklerimi tek tek söyleyeceğim. Evet ölmedim ve hayattayım. Türkiye'deki bir çok karanlık olaya karıştım ve karıştırıldım. Zamanı geldikçe bunları http://www.yesil.org adresli sitemde bulacaksınız. Bombalamalar, komplolar, suikastlar, faili meçhuller ve daha neler neler!!!!!! Bu siteye mutlaka uğrayın. Belki de sizin hakkınızda da bir dosya vardır." İşte bu satırlarla karışmış kafası. Hele sonunda 'Hiç bir şey gizli kalmayacak' notunu okuyunca iyice paniklemiş. İlahi Hurşit!.. - Peki girip baktın mı o adrese, seninle ilgili bir şey var mı? - Hayır girmedim. - Sakin ol. Meraklanma. Sen sicili temiz adamsın, korkmana gerek yok! - İyi de arkadaş, bana niye gönderiyor? Benim o işlerle ne ilgim var? - Takma kafana dedim, gel birer çay içelim. Çaylar geldi, gazetelere alışkanlıktan gözatarken bilgisiyarı açtım. Bir de baktım ki aynı şeyi bana da göndermiş Yeşil Bey. "Yeşil Bey" deyişim korkumdan değil, sakın yanlış anlamayın; saygılı olmak lazım. Ne de olsa o da bu memleketin evladı. Şimdi bu satırları yazarken bizim Hurşit elimin tirtediğini gördü... - Ne oldu? Bakıyorum sen de sapsarı kesildin? - Yok bir şey. - Titredi yazacaktın, tirtedi yazdın. Hem bu sıcakta niye titriyorsun? - Bana bak Hurşit!.. Sessiz ol tamam mı? Kafamın tasını attırma benim! Ne bileyim niye titriyorum! Sıtma başlangıcıdır belki! Güler gibi yaptı ama aldırmadım. Daha doğrusu pek önemsemedim. - Şu yazıyı bağlayalım, beraber bakarız Sayın Yeşil Beyefendi'nin sitesine. Zaten "bu siteye mutlaka uğrayın" diye tavsiyede bulunuyor. Fakat takdir edersiniz ki en çok "Belki de sizin hakkınızda da bir dosya vardır" cümlesi ürkütüyor insanı. (Not: Yazı bitmek üzereyken dayanamadık, beraber baktık ve bizimle ilgili bir ibareye, işarete, cümleye, vesaireye rastlayamadık. Derin bir oh çektik ve çayları tazeledik... Şu bizim Hurşit de durup dururken abartır herşeyi!.. İlahi Hurşit!.. Alem adamsın valla!..) Neresi yeni?
ABD'li stratejistlerin "yeni savaş sistemi" diye sunduklarına bakar mısınız... - Silahlar gizli tutulacak. - Üsler açıklanmayacak. - Hedefler bilinmeyecek. - Kayıplar gizlenecek. - Haberler çarpıtılacak. 500 yıl önceki savaşlar da bu taktiklerle yapılmıyor muydu? Körfez savaşı sırasında dünya farklı bir savaş türüne şahit olmuştu. Onun ardından yaşanacak yeni savaşta daha gelişmiş teknikler beklenir. Evinde oturup tv'den savaşı sahne sahne takip eden Amerikalıların, ellerinde tuttukları aletin düğmesine basarak, düşman askerini öldürebilmeleri gibi...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |