T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
İngiliz Hükümeti'nin 'ahlaksız teklif'i.

Pazar günleri yayınlanan The Sunday Times gazetesinin son sayısında Ilısu Barajı ile ilgili bir haber vardı. Haberde, çevreci örgütlerin baskıları nedeniyle, Ilısu Barajı'nın yapımına mali garanti vermeye yanaşmayan Blair hükümetinin, Türkiye'nin Afganistan savaşındaki muhtemel rolünü hesaba katarak, yeşil ışık yakmaya hazırlandığı ifade ediliyordu.

Gazeteye göre Blair, barajın yapımcılarından Balfour Beatty adlı İngiliz inşaat şirketinin 200 milyon sterlin tutarındaki yatırımına 'ihracat kredisi garantisi' verilmesi için, geçerli ekonomik ve sosyal gerekçeler bulunması amacıyla bütün bakanlıklara talimat vermişti.

Bu, bir anlamda, "etik endişeleri bir tarafa bırakın" demek oluyordu.

Meselenin aslına gelirsek…

Tarihi Hasankeyf kentinin yakınlarında kurulması öngörülen Ilısu Barajı çeşitli endişelere ve itirazlara neden oluyor.

Dicle Nehri üstünde yapılması planlanan bu baraj, 22 baraj ve 19 elektrik santralinden oluşan GAP'ın bir parçasını oluşturacak.

2 milyar ABD dolarına malolacak baraj DSİ adına, çeşitli Avrupa ve ABD şirketlerinden kurulu bir konsorsiyum tarafından inşa edilecek.

Mali destek, ilgili şirketlerin ulusal hükümetlerinin İhracat Kredi Kuruluşları'ndan talep edilmiş, İngiltere, İsviçre ve ABD, kredi için geçici onay vermişler.

Ancak bu baraja ilişkin çeşitli ulusal ve uluslararası endişeler var.

Bu endişelerin başında, projenin büyük oranda zoraki iskan gerektirmesi ve paylaşılan su kaynaklarıyla ilgili altyapı projelerinden beklenen uluslararası standartlara uygun olmaması geliyor.

Ayrıca barajla, 183 köy ile mezra ve antik Hasankeyf kentinin büyük bir bölümü sular altında kalacak.

Buna rağmen, kredi verilmesini destekleyen İhracat Kredi Kuruluşları, projeye geçici onay verdikleri zaman, ortada henüz bu barajdan etkilenmesi muhtemel çoğu Kürt, yaklaşık 78 bin kişi için oluşturulmuş bir iskan planı yoktu.

Ayrıca, baraj yapımından etkilenecek insanlara veya onların seçilmiş temsilcilerine bu konuda danışılmamıştı.

1999 yılının sonlarına kadar bölgedeki belediye başkanlarına ve köy muhtarlarına projenin yürürlüğe girdiğine ilişkin herhangi bir bilgi dahi verilmemişti.

Ilısu Barajı'nın çevresel etkileri konusu da büyük ölçüde değerlendirilmiş değildi.

Baraj ihalesini almak için uğraşan şirketler, bir 'Çevresel Etki Değerlendirmesi' yaptırmış olmakla birlikte, baraja muhalefet eden bağımsız kişi ve kuruluşlar bunun bütünüyle yetersiz olduğunu ifade ediyorlar.

Ayrıca, barajın Dicle Nehri sularının kalitesini olumsuz etkileyeceği, nehrin alt tarafındaki sulama alanlarına ve sulu tarıma zarar vereceği de ileri sürülüyor.

Günümüzde Ilısu Barajı ile ilgili tartışmalara dönersek:

Baraj'ın yapımına katılacak şirketlerin ülkelerinde kamuoyunun, NGO'ların ( Hükümet Dışı Kuruluşlar) ve parlamenterlerin artan baskısı üzerine, İhracat Kredi Kuruluşları, projeye destek vermek için Türk Hükümeti'nin krediler verilmezden önce gerçekleştirmek zorunda olduğu dört şart eklediler.

1999 yılının Aralık ayında açıklanan, birkaç ay önce İngiliz Hükümeti tarafından resmen yayınlanan ve bağımsız bir denetim kuruluna hazırlatılmış raporda da yer almış olan söz konusu dört şart şöyle:

1- Uluslararası kabul görmüş bir pratiği yansıtan ve bağımsız bir denetimi de içeren bir iskan programı uygulayın;

2- Irmağın üst tarafında, su kalitesinin muhafaza edileceğini güvence altına alabilecek kapasitede su işleme tesisleri için hazırlık yapın;

3- Irmağın alt tarafında, yeterli akıntının sürekli muhafaza edileceği konusunda bir güvence verin;

4- Hasankeyf'deki arkeolojik mirasın büyük kısmının mümkün olduğunca korunması için ayrıntılı bir plan geliştirin.

Bu şartlar, kağıt üstünde, baraja muhalif olanların endişelerini bir ölçüde giderir gibiyse de uygulama konusunda ciddi endişeler söz konusu.

Nitekim, İhracat Kredi Kuruluşları tarafından öne sürülen dört şart henüz yerine getirilmediği gibi gelecekte yerine getirileceği de kuşkulu görülüyor.

Yerine getirilseler bile bu dört şart, birçok temel meseleyi (özellikle şeffaflığa ve insan haklarına ilişkin olanları) konu dışı bırakıyor ve projenin uluslararası standartlara uygun olmasını sağlayamıyor.

Ilısu Projesi'ne verilen desteğin sürdürülmesi, ECGD (İngiltere İhracaat Kredileri Dairesi) tarafından benimsenmiş olan yeni 'İş İlkeleri'nin hem özünün hem sözünün ihlal edilmesi anlamına geliyor.

Dolayısıyla Ilısu Barajı, ECGD'nin yeni ilkeler konusundaki taahhüdünün bir turnusol kağıdı durumunda.

Projenin bu haliyle desteklenmesi, İngiliz Hükümeti'nin kabul ettiği, 'ECGD'nin reformdan geçmesi ve katlanılabilir ölçüde kalkınma ilkelerini benimseme' amacında ciddi bir sapmaya işaret edecek.

Bu aslında etik bir sapma anlamına da geliyor.

Ve Blair'in baraja verilecek kredi ile ilgili son talimatı da bu anlama geliyor.

"Endişeleri ve çevreci tepkileri bir kenara bırakıp işi kitabına uydurun."

Görüldüğü gibi Ilısu Barajı artık iyice dünyaya malolmuş durumda. Barajla ilgili olarak çeşitli uluslararası normlar, gerek baraja destek sağlayan ülkelerin kamuoylarında ve gerekse insan hakları ve çevre konularına duyarlı dünya kamuoyu nezdinde bir sembol haline geldi.

Şimdi, 'Teröre karşı savaş'ta bir teşvik malzemesi, bir 'tavlama' mekanizması olarak da kullanılmak isteniyor.

Bu bir anlamda 'ahlaksız teklif'le, çevre konusuna duyarlı, demokratik dünya kamuoyu sanki bir sınavdan geçirilmek isteniyor.

Bunların ötesinde, Ilısu'ya yönelik kredilere, çevresel, ahlaksal ilkeler, değerler ve insan hakları normları ihlal edilmeden onay verilemeyeceği bilindiği halde, Blair'in böyle bir girişimde bulunması çok daha büyük bir anlam içeriyor.

Ilısu Barajı, özgürlüğe, çevreci değerlere, insan haklarına yönelik global saldırının başlangıç noktası yapılmak isteniyor.

Görüldüğü gibi el konulmak istenen, sadece Orta Asya'nın petrol ve gaz kaynakları değil.


1 Kasım 2001
Perşembe
 
KORAY DÜZGÖREN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED