T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Alışılmamış, bu yüzden sancılı...

Birden fazla gazete okuyanlar için bir sorum var: Gazetelerin Afgan Savaşı'na yaklaşımını nasıl buluyorsunuz?

Aslında bu soru Türkiye'deki gazeteler için daha fazla geçerli, ama elimde sadece ABD'de verilen bir cevap bulunuyor: "Habercilikte adalet ve gerçekçilik" ifadelerinin İngilizce başharflerinden oluşan 'FAIR' adlı medya izleme örgütü, 11 Eylül sonrasındaki üç haftada (12 Eylül - 2 Ekim 2001), ülkenin en etkili iki gazetesi olan New York Times (NYT) ve Washington Post (WP) sayfalarında yer alan yorumları ve köşe yazılarını gözden geçirmiş. Bulgusu göz açıcı: Teröre savaşla cevap vermeyi şiddetle tavsiye eden yazılarla dolu çıkmış her iki gazete de; konuyla ilgili 44 köşe yazısından yalnızca 2'si 'aykırı tavır' sergilemiş... FAIR, "NYT'ın savaşkan tavır takınan 12 köşe yazısına karşılık aynı çizgide 32 yazı yayımlayan WP daha militarist" diyor. Ancak 'aykırı' 2 yazının ikisi de WP'de çıkmış... FAIR, o iki aykırı yazının da gazetenin sürekli yazarlarının imzasını taşımadığını tespit etmiş...

ABD'de karar verenleri etkileme gücüne sahip iki gazetenin durumu bu: Çok sayıdaki köşe yazarından hiçbiri resmî söyleme aykırı kalem oynatmamış...

Bizdeki durum da ABD'den fazla farklı değil. Karar verme mekanizmalarını etkileme gücüne sahip gazetelere bakıldığında, fevkalâde az sayıdaki istisnalar dışında, büyük çoğunluk, 11 Eylül'ün hemen ertesinden başlayarak, savaş çığırtkanlığı yapmakta. Aralarında doz farkı var elbette; kimi elinden gelse sefer görev kâğıdı talep edecek kadar savaşkan iken, kimi barışçı geçmişini hatırlayan olur diye biraz mahçup...

ABD ile Türkiye'deki belli-başlı gazeteler arasında görülen bu benzerlik, dünya medya düzeni hakkında fikir verebiliyor. Elimizde herbiriyle ilgili ayrı araştırma yok, ancak İngiltere'de, Almanya'da, İtalya'da da durumun pek farklı olmadığı söylenebilir. Son zamanlarda 'aykırı sesler' artmaya başladı, ancak her ülkede olan-bitenler ile ilgili kuşku belirten veya savaşa alenen karşı çıkanlar, savaşkanlar karşısında ihmal edilebilecek bir azınlık... 'Teröre karşı mücadele' adıyla ilân edilen ve on yıllar süreceği yetkililer tarafından belirtilen savaş, böyle bir medya düzeni sayesinde yürütülüyor...

Savaşa sancılı bir dengelilik içerisinde tepki veren neredeyse tek gazete var ülkemizde: Yeni Şafak... Değişik eğilimden yazarları bünyesinde bulunduran bu gazete, 11 Eylül sonrasında sancılı bir dönem yaşadı, yaşıyor. Sancının sebebi, yukarıda değindiğimiz, 'yeni dünya düzeni' içerisinde oluşan 'yeni medya düzeni'... NYT ve WP gibi tek telden çalan 'savaşkan' gazetelere alıştırıldı dünyamız, buna topluca, sanki tek ağızmış gibi tepki veren 'alternatif gazeteler' de yadırganmıyor... Alışık olunmayan, yadırganan, çok farklı pozisyonları en aşırı ifadelerle almakta sakınca görmeyen kalemlere sahip 'çok-sesli' gazeteler... Tıpkı Yeni Şafak gibi...

Alışkanlık bulunmayan bir platformda, dünyanın her tarafında 'tsunami' çapında dalgalanmalara yol açan 11 Eylül olayına verilen yazılı tepkilerin sancılara sebep olmaması düşünülemezdi. Bazı çevrelerin de devreye girmesiyle, Yeni Şafak'ın medya dünyasındaki en büyük üstünlüğü olan 'çok-seslilik', sanki sakıncalı bir ayıpmış gibi yansıtıldı dışarıya... Bazı okurlar da, böylesi bir travmatik ortamda denenmedikleri için savrulduklarına daha önce tanık olmadıkları yazarları farklı duruşlarda görünce, doğal olarak şaşırdılar. Savaştan yana olanlar karşıt tavır alanlara, savaşı tasvip etmenyeler ise daha savaşkan buldukları yazarlara tepkilerini ilettiler. Hepimiz bu tepkilerden kendi nasibimize düşeni aldık.

Savaşa karşı olanların gelişmeleri önleyemediği bugünün ortamı, belki de savaşla köklü değişiklikler yaşanılabileceğine inananları ve bu inanışı sütunlarına taşıyanları da dinlemeyi gerektiriyor. Aşırı tepkiler vermek yerine, savaştan yana kalemleri bildiklerini bizlerle paylaşmaya teşvik etmekte yarar var. 11 Eylül'le başlayan süreçte dünyanın bir altüst yaşayacağı ve sınırları da değiştirecek gelişmelerin beklenmesi gerektiği gerekçesiyle savaşa onay verenler bu kanaate nasıl vardılar, savaşın seyri bekledikleri gibi gelişmezse dünyayı ne bekler? Bu soruların cevaplarını sizler de merak etmiyor musunuz?

ABD'de etkili gazetelerin tek-sesli olduğunu FAIR araştırması ilân etti; bizdeki iri gazeteler de onlardan farklı değil. Galiba, Yeni Şafak dışında, dünyaya verebileceğimiz başka bir 'etkili ama dengeli gazete' örneği şimdilik yok...


6 Kasım 2001
Salı
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED