T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Ramazan ve savaş

Buş, Ramazan boyunca Afganistan'daki ABD saldırılarının süreceğini söylüyor.

Neden diye sormaya lüzum yok.

"Çünkü bizim askerler oruç tutmaz" diyebilir.

* * *

Cumhurbaşkanı Sezer de bu konuda bir açıklama yaptı.

Ramazan ayında savaşın sürmesi normaldir diyor Sezer; çünkü karşı taraftaki teröristler, Ramazan geldiği için savaştan vazgeçmiyor.

Dikkat ettim, Sezer bu konuşmayı yaparken elini vicdanına koymamıştı. Masanın üzerinde duruyordu elleri.

Eğer öyle olmasaydı, ajanslardan gelen fotoğraflara bakar, öldürülen sivil halkın terörist olmadığını anlardı.

Gerçekten elini vicdanına koyup da konuşsaydı, orada açlığın oniki ay sürdüğünü gözardı etmezdi.

11 Eylül saldırılarının Bin Ladin tarafından yapılıp yapılmadığı konusunda, en az NATO Genel Sekreteri Robertson kadar şüpheci davranırdı.

Zaman değişirken

Rahmetli dedem hep söylerdi: "Zaman değişiyor evlat..."

Hayatı boyunca kimbilir kaç defa değişimi hissetmiş, yaşamıştı ki bu sözü bana söylerken en bilge tavrıyla konuşuyordu.

O bir Osmanlı'ydı.

Bir imparatorluğun çöküşünü, yeni bir devletin doğuşuna şahit olmuştu.

İşgaller, savaşlar görmüş, barışı yaşamıştı. Savaş dediğim, öyle kabile savaşları değil, dünya savaşı...

O her iki dünya savaşını da bilenlerdendi.

Bugünleri görmeye ömrü vefa etmedi.

Görseydi, değişimin daha hızlandığını farkederdi.

Eğer bugün hayatta olsaydı, ben de onu telefonla arar, "Zaman değişti dede" diye takılırdım.

Gülerdi.

"Gördüm" derdi büyük ihtimal, "yeni hali epey güzel olmuş."

Paranın rengi sakıncalı

20 milyonlukların tanesi üç sent'e malolmuş. Türkçe'ye çevirirsek 48 bin lira.
Piyasaya sürülen 700 trilyon tutarındaki paranın devlete basım maliyeti 1,7 trilyon ediyor.
Rengi de yeşil.
Dolara benzemesi düşünüldü herhalde.
Renginin benzemesi mühim değil, talihi benzesin.
Yalnız, bir tehlike doğmuş oldu kendiliğinden.
Şimdi herkes "yeşil sermaye" ithamına muhatap olabilir.

Açık açık

ÖSYM kılavuzlarının okullara ulaştığını yazıyor Ankara'dan Nihal.
Tabii ki "Baş açık" katılmak gerektiği belirtiliyor.
Arkadaşlarıyla ÖSYM'nin unuttuğu kuralları tespit etmişler ve eklenmesini rica ediyorlar.

  • Sınava kapalı ayakkabıyla gelmek yasak; ayakkabı "açık" olmalı.

  • Sınav sabahı demli çay içmek yasak; çay "açık" olacak.

  • Sınavın yapılacağı sabah havanın kapalı olduğu görülürse, sınav ertelenecek; hava "açık" olmalı.

  • Sınava gelenlerin fermuarları, düğmeleri "açık" olmalı.

  • Sınava gireceklerin gözleri ve ağızları "açık" olmalı.

  • Sınav öncesi kabuklu yemiş yemek yasak; "açık" yemiş olmalı.

  • Sınav salonunun camları ve kapıları "açık" olmalı.

  • Sınavda cep telefonları "açık" olmalı.

    TIR
    Muhalefet, bir memlekete daima şeref verir. Bir milletin en büyük adamları, ölüme mahkûm ettiği kimselerdir. Sokrates, Atina'ya şan ve şeref veren adam olduğu halde, Atina onunla beraber yaşayamayacağını sandı. Spinoza zamanımızın en büyük 'Yahudi'sidir, fakat sinagog onu alçaklayarak afaroz etti. İsrail kavmi, kendisine şeref konusu olan İsa'yı haça gerdi.
    E. Renan
    NAK


  • 6 Kasım 2001
    Salı
     
    MEHMET ŞEKER


    Künye
    Temsilcilikler
    ReklamTarifesi
    AboneFormu
    MesajFormu

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED