Yazarla okuru buluşturan imza günleri 20. TÜYAP Kitap Fuarı'nda ilginç görüntülere sahne oldu. Yazarların kimisi saatlerce sıkıntı içinde bir tek okuyucunun yolunu gözlerken, kimisi bitmeyen imza kuyrukları altında terledi. Geçen yıllara oranla hemen hemen bütün yazarlara yönelik genel bir ilgisizlik dikkat çekerken, popüler yazarların imza günlerinde dahi adeta in cin top oynadı. Bazı okurların sevdiği yazarlara, alamadıkları kitapların ayraçlarını imzalatması ise fuarın en çarpıcı görüntüsüyda.

Roman ve şiir yine önde

Gündem yoğunluğu ve güncel kitap çokluğu bile edebiyatın fuardaki tahtını sarsamadı. Bu yıl da kitap imzalatan okuyucuların büyük çoğunluğu tercihini roman ve şiir tarzındaki kitaplardan yana koydu. Romancılardan Buket Uzuner, Ayşe Kulin, Selim İleri, şairlerden ise Attila İlhan ve İsmet Özel yine en çok imza atan yazarlar oldu.

Ne askı, ne Çatlı

TBMM İnsan Haklarını Araştırma Komisyonu eski Başkanı Sema Pişkinsüt, "Filistin Askısından Fezlekeye" isimli güncel çalışmasından 78 adet imzalarken, eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın ise uzun süre oturduğu standda sadece birkaç okurun ilgisiyle karşılaşması gözlerden kaçmadı. Fuarda en çok hayalkırıklığı yaşayan ise Abdullah Çatlı'nın kızı Gökçen Çatlı oldu. Olay kitap "Babam Çatlı"nın yazarı, imza gününde sadece 5 kitap imzaladı.

İmzalatan bile okumuyor!

Okurların "yazarın gönlü olsun" diye kitap imzalattığını ve o kitabı bile okumadıklarını öne süren yazar Demirtaş Ceyhun bunun altında bir "endişe"nin varlığına işaret etti. Ceyhun'a göre imza kuyruğuna girmenin ardında "tatmin olmak adına popüler kültürün doğurduğu akıntıya dahil olmak" endişesi yatıyor.

Ayraç imzalatan sevgi

Fuarın en ilginç görüntülerinden biri ise ekonomik krizin doğurduğu ilginç imza yöntemleri oldu. Kitap alamayan ama sevdiği yazarla sohbet ettikten sonra kendine bir hatıra amacıyla kitap ayracı imzalatanlar oldu. TİMAŞ Yayınları'ndan kitapları çıkan ve okurun yoğun ilgisiyle karşılaşan Yeni Şafak Gazetesi yazarlarından Nazlı Ilıcak, Fehmi Koru ve Mehmet Barlas da okurlarına kitabın yanısıra ayraç imzalayan yazarlardandı. Bu durum, yazarlarda biraz şaşkınlık yaratsa da okurla yazar arasındaki o özel ilişkinin bir yansıması olarak hoş karşılandı.

BAZI YAZARLAR GÜME GİDİYOR

Ayşe Kulin okuyucuyla biraraya gelmenin gerekliliğine inanan yazarlardan. Sessiz standlar için ünlü romancı, şu çarpıcı iddiayı ortaya attı: "Şu anda eğer 10 tane ünlü ve kaliteli yazar varsa, en az o sayıda ve o kalitede ama tanınmayan yazar var". Bu yazarların ancak medya aracılığıyla tanınabileceğini belirten Kulin, "Okur, bazı yazarlar peşinde koşarken, çok daha önemli bazı yazarlar güme gidiyor. Bunlar kim derseniz, isim veremem" şeklinde konuştu. Etrafında kimsenin olmadığı bir anda görüştüğümüz Kulin, "Şu anda önemli paneller var, o yüzden böyle. Cumartesi çok kalabalıktı, imza saatini bir saat uzattık" dedi. Yazarlığı ders 'çalışma dönemi'ne, imza gününü ise 'imtihan günü'ne benzeten Cüneyt Ülsever'e göre de kaliteli birçok yazar yeterince tanınmıyor. Bunu kaçınılmaz bir serüven olarak nitelendiren ve yaşarken tanınmamanın kalitesizlik demek olmadığını vurgulayan Ülsever şöyle dedi: "1995'e kadar Türkiye, Tanpınar'ı keşfedemedi. Şimdi ise paylaşamıyor."