|
|
|
|
Yıllardır beklediğimiz bir futbol oynadık. Bileğimizi iyi kullandık, yüreğimizle oynadık. Büyük hedefe varmak için canımızı dişimize taktık. Böylesine bir özlem, büyük hasret öyle bir Türkiye doğurdu ki Viyana'da dostlara güven, düşmanlara korku verdi. Viyana'da 1-0 kazanırken göğüsümüz kabardı. Milli Takım adına gururlandık. Evet, bir Türkiye geldi geçti Viyana'dan. Avrupa'nın dört bir yanından gelen başarıya susamış, hele Avusturya yenilgilerinden gına gelmiş onbinlerce seyircimiz ilk defa başı dik, Happel Stadı'nı fethediyordu. Şenol Güneş, günlerdir çok çalışıyor ama az konuşuyordu. Fevkalede bir takım hazırladı ve sahaya sürdü. Bugüne kadar çok haksız eleştirilere uğradı ama neredeyse eksiksiz bir Milli Takım'la tam güven kazandı. O kadar çok güzellik vardı ki saymakla bitmez. Ama futbol hayatının en muhteşem maçını oynayan Okan'ı zikretmezsek büyük haksızlık etmiş oluruz. Maşallah, Allah nazardan saklasın bu "küçük dev adam" o kadar büyüdü ki hem Türkiye'yi şahlandırdı hem de İnter'deki amborgonun hesabını sordu. Üç kişilik oynadı, geride ileride gitti geldi, faullere maruz kaldı, en kötü işinde takıma en azından faul kazandırdı. Rüştü'nün inanılmaz kurtarışı bu büyük kaleciye yakışır cinstendi. Diğerlerini tek tek saymayalım, hepsine tebrikler alkışlar. Dünya Kupası'na katılma yolunda bir 90 dakika var. Asla ayaklarımız yerden kesilmesin, rehavete kapılmayalım. Çünkü hiçbir şekilde hafife alınmayacak bir Avusturya var. Taş gibi bir takım. İstanbul'da çok kötü bir sonuç da olabilir. Bu sebeple bütün kamuoyunun şimdiden rövanşa kilitlenmesi lazım. Çok teşekkür ederiz, elinize sağlık, ayağınaz sağlık gençler. Bu takımın çok hasretini duymuştuk, nihayet yakaladık. Sevdim seni Türkiyem.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |