T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

Teşvik tekbirleri

Başlığı görünce kim bilir kaç kişinin içinden "İşte bir dizgi yanlışı! 'Teşrik' yerine 'teşvik' yazılmış." düşüncesi geçmiştir. Zihni, ekonomiyle fazla haşır neşir olan kimi okuyucular ise, bir algı yanlışına düşüp başlığı "teşvik tedbirleri" diye okuyabilir.

"Teşvik tekbirleri" ifadesi, daha çok ekonomik konularda kalem oynatan Güngör Uras'a ait. Güngör Uras, sık sık "Ayşe Hanım Teyze"nin ekonomik durumunu yansıtan, kimi zaman ona yol göstermeye çalışan yazılar yazar. Uras'ın vazgeçemediği konulardan biri de dînî önemi olan kandil, bayram gibi günlerin arifesinde o günlerle, gecelerle ilgili bilgi vermektir. Bu bilgiler, genellikle ilmihal kitaplarıyla ansiklopedilerin ilgili maddelerinden devşirilmiş olur. Güngör Bey bu tür yazılarında kişisel duyuş, düşünüş ya da deneyimlerine pek yer vermez. 4 Mart Pazar günü Milliyet'te çıkan "Bayram hazırlığı" yazısı da aşağı yukarı böyle bir yazıydı.

Şu satırları o yazıdan aktarıyorum: "Bayramın ilk gününden önce arife günü sabah namazından sonra başlayan ve bayramın dördüncü günü ikindiye kadar devam eden beş güne "eyyam-ı teşvik" veya "tekbir günleri" denilir."

"Yirmi üç vakit olan teşvik tekbirlerinin yerine getirilmesi dince vaciptir. Tekbirler yüksek sesle alınır."

Güngör Uras'ın zihni daha çok ekonomiyle meşgul olduğundan, belki de farkında olmadan "teşrik" yerine "teşvik" yazıvermiştir. Kimilerine acıklı ya da gülünç gelebilecek bu karış-tır-ma, doğrusu, benim pek hoşuma gitti. Çünkü, "şark" kökünden türeyen "teşrik", "ışıma, aydınlanma, parlama" anlamına geldiği gibi, "şevk, şavk" kökünden türeyen "teşvik"te gördüğümüz "arzu uyandırma, özendirme, yüreklendirme, şevklendirme" anlamında dahi bir çeşit ışıma "şevk/şavk" parlayıp durmaktadır.

Bu müellif veya mürettip hatasını "savab" (doğru) addetmek mümkün ama, yazarın "Kur'an-ı Kerim'de kurban sadece Kevser Suresi, ikinci ayetinde yer alır." cümlesi için aynı şeyi söylemek imkânsız. Güngör Bey, kurbanın vâcip / meşrû olmasının dayanağı Kevser sûresinin ikinci âyetidir, deseydi haklı olabilirdi. "Kurban", "sadece", "yer alır" deyince, Maide 27, Ahkâf 28, Hac 22/34, vb. âyetlerde yer alan "kurban"a ilişkin bildiriler göz ardı edilmiş oluyor.

Güngör Uras'ın yazısında bir de şu dikkatimi çekti: Yazının başında bayram günlerini kasdederek "bu süre içinde Müslümanlar bir araya gelir, Tanrı'ya şükreder, aileler toplanır, ölmüşler hatırlanır, dargınlar barışır." diyen yazar, yazısının ortalarında "Cenab-ı Allah'a ve O'nun emirlerine olan bağlılıktan" söz ediyor. Sözcük seçiminde görülen bu ayrılık, yazarın bir yerlerden alıntı yaptığı ama kaynak göstermediği izlenimini bırakıyor. Oysa yazarın Ali Rıza Kardüz imzasıyla aynı gün Milliyet Pazar'da "Türk şarapçılığı"ndan söz eden yazısında benzer bir ayrılık görülmüyor. ("Güven Nil'in 'Sarafin'i" başlıklı yazıda kişisellik görülüyor tabii.) Türkiye hakikaten çok renkli bir ülke!

Bayramınız kutlu olsun ve sakın "teşvik tekbirleri"ni unutmayın!


6 Mart 2001
Salı
 
İBRAHİM KARDEŞ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED