|
|
|
|
Haftalardır hakem camiasına duyulan memnuniyetsizlik artık sahada hakem kovalamaya kadar vardı. MHK Başkanı Bülent Yavuz'un iftiharla gösterime soktuğu Türk hakemleri Moldova(!)'da bile maç alamıyor. Hakem meselesi yine gündeme geldi" desem, böyle bir mesele zaten asla yok olmadı ki diye okumazsınız. "Hakemler tekrar konuşulmaya başlandı" desem, zaten hep onlardan yakınıyorlardı diye okumazsınız. "Ama böyle bir mesele hep var iken artık dövülesi oldular" desem belki katılırsınız. Çünkü arefe günü "kurbanlık olduğunu anlamış boğa'nın kasaptan kaçtığı gibi" önde boğa arkada satırlı kasaplar görüntülü kovalamacalara rastlar olduk. "Zeki değil ama açıkgöz" oldukları hemen anlaşılan bazı yöneticiler kendi leyhlerine olan hatalarda hakemi insan, aleyhlerine olduğunda ise "kurbanlık koç" yerine koyuveriyorlar. "Kifayetsiz muhteris" yapıları nedeniyle her hafta hakem yorumlarken "kifayetli ama dirayetsiz" görüntüden kurtulamıyorlar. Bunlar hatalı yönetici ve yorumcu prototipini oluşturuyor. Ya hakemler... Bülent Korkmaz'ın Ertuğrul'a, Jardel'in Hakkı'ya ve Ahmet Dursun'un Ömer'e hareketlerine kart ve görüntüden ikişer maç verebilenler Mustafa Doğan'ın Preko'ya dirseğine ve Abdullahın İlker'e tekmesine sessiz kalabilen yöneticiler olması doğaldır ama hakemlerin sessiz kalmasının karşılığı nedir biliyormusunuz?.. Yavuz Bülent'in hakemlerinin Avrupa'nın en ücra maçlarından birini bile alamamasıdır. O, hakemlerine "raporunu şöyle yazarsan kendini kurtarırsın" diyerek hakemini ve kendini kurtaracak kadar yalanı, yanlışı, hadi bilemediniz "saptırmayı" mübah sayabilecek kadar "bilgisi yok ama fikri çok" bir türk insanıdır. Siirt'te Metin Seval kovalanıyorsa, Ankaragücü kartlardan açıkça yakınıyorsa, Denizlispor haklı olarak hakemden şikayetçiyse, Yozgat mağduriyetini efendice kabulleniyorsa bundan hakemlerden çok Yavuz Bülent'i sorumlu tutarım. Zaten Fenerbahçeli yöneticiler bile sonunda "bu kadarı da ayıp oluyor ama" havasına girdiler. Tamam.. Fenerbahçe şampiyon olacak, Siirt ve Erzurum gidecek. Yerine de doğudan gerekli bir takım olarak Diyarbakırspor seçilmiştir. Ama bunu "Kör, parmağım gözüne" şeklinde yaparsanız liglerin mart ayında bitiverdiğini görürsünüz. İpini ucunu kaçıran Yavuz Bülent şimdi Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor'u yarışın içine çekmeye çalışmaktadır. Çünkü Türkiye, futbolu bırakıp tekrar krizi konuşmaya başlayacaktır. Ama tren kalkmıştır.. Hakemliğimiz kapalı devre kalmıştır.. Ve Yavuz Bülent ev sahibini bastırmıştır..
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |