T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Sakarya Şairleri

Şehre girerken ya şırıltılı bir dere veya sessiz akan bir ırmağı takip eder, ya iki yanı ulu ağaçlarla gölgeli bir yoldan ilerler, ya ekili tarlalar ya da bağlar-meyve bahçeleri arasından geçerdik. Bütün bunlar yoksa eğer bizi bir eski sur kapısı veya kadim mezar taşları karşılardı.

Saat kulesi, bir hoş minare, şehrin eteğine kurulup genişlediği kale, yoldan geçen insanlar, havada uçuşan koku, hatta o şehrin kuşları bile nereye varmakta olduğumuzun işaret taşları idiler.

Şehir bizi karşılarken kimliğini gösterirdi; çünkü gerçekten o zamanlar (Hangi zamanlar?) her şehrin bir hüviyeti vardı.

Şimdi şehirlere genellikle toplu konut ormanları arasından geçerek giriyoruz. Yolun iki yanında çok katlı gri yükseltilerle dikilmiş bu anıtsal ormanlar hemen bütün şehirlerimizin ortak kimliğini simgeliyor.

Binaların arasında gûya ortak kullanıma hasredilmiş yeşil alan parçaları, tuhaf ve paslı çocuk parkları, zinciri kopuk salıncaklar, su yüzü görmemiş havuzcuklar, ölgün akasyalar sıralanıyor.

Şehir eski sakinlerini, mekânlarını, ağaçlarını, sularını, o kendine bir hüviyet veren mimarisini, dokusunu, hatta topografyasını kaybettiğinden bu yana; artan nüfusuna modernleşmeden aldığı nasip miktarı bulvarlar, cafeler, benzin istasyonları, tüp bayileri hediye etmiş ve sonunda tıkanan konut meselesini asıl gövdenin dışına doğru taşan toplu konut projeleri ile hal yoluna gitmiştir. Evet kendi medeniyetimize, bu topraklarda vücut bulan kültüre beşiklik eden şehirlerimiz son elli yıl içinde kabuk değiştiren yaratıklar gibi eski(miş) mekânlarını sırtından attı; kendini yeniden üretemeyerek modern düşüncenin ithal formlarına teslim oldu.

Marmara depremi felaketi yaşayan şehirlere bu oluşumu dahi çok görmüştür. Şimdi onlar küllerinden doğan ankalar gibi yeniden silkinip bir hüviyet kazanacaklar.

Bu hamleye vücut verecek enerji maddî yatırımlar yanında manevî desteklere de ihtiyaç duyuyor. Sakarya Şairleri işte bu gayretin ürünü.

Adapazarı Büyükşehir Belediyesi kültür yayını olan bu çalışma alanında şimdilik ilk ve tek kitap. Kitabı yayıma hazırlayan Fahri Arif Tuna ve ona yardımcı olanlar Yılmaz Güney, Mustafa Turan, Mustafa Emircan, Sinan Çileli.

Kitap güzel bir kapak kompozisyonu, özenli iç düzen ve Sakarya'nın eski fotoğraflarıyla sunuluyor. Adapazarı şehir kültürünün oluşturulması yolunda önemli bir adım olan eser gelecek nesiller için elbette bir kaynak teşkil edecektir. Kutluyoruz.

Adapazarında buna bağlı olarak ikinci bir kültür hamlesi de Irmak adlı aylık bir kültür-sanat dergisinin yayına başlamış olmasıdır. Yazı işlerini kadim dostumuz şair Yılmaz Güney'in yürüttüğü Irmak'a başarılar diliyoruz (Haberleşme adresi: P.K. 166. Adapazarı. Tlf: 0542 643 70 91)

Aynı güzelliği Konya'da yayımlanan Bumerang kültür-sanat-edebiyat dergisi de sürdürüyor. Sanat Kitabevi adına sahibi ve yazı işleri md. Asım Gün. Dergiye Işık Yanar, Vural Kaya, Faruk Yazar ve Ergun Kansu emek veriyor. Üçüncü sayısı güzel bir kapak kompozisyonu ile yayımlandı. (Yazışma adresi: Mimar Muzaffer Cad. Rampalı Çarşı No: 53. Tlf: 0332 353 68 54.)


21 Mart 2001
Çarşamba
 
MUSTAFA KUTLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED