T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

T E L E V İ Z Y O N

Doğru söze ne denir?

Şair ve yazar Yavuz Bülent Bakiler, STV'de yayınlanan 'Sözün Doğrusu' programında, Türkçe'nin doğru ve güzel konuşulmasına katkıda bulunurken, dili dejenere eden ve kısırlaştıran faktörlere dikkat çekiyor.

Son yıllarda yabancı kelimelerin yanında argonun da hayatımıza girmesi, bunların sözlü ve yazılı medya aracılığıyla yaygınlaştırılması çözülmesi gereken bir mesele haline geldi. Türk dilinin uzmanlarından şair ve yazar Yavuz Bülent Bakiler basınla, okul ders kitaplarında Türkçe'nin kısırlaştığını belirtiyor. Türk diline bağlılığı ile tanınan şair, bu konuda kendisini vazifeli hissettiğini ve bu amaçla STV'de 'Sözün Doğrusu' programını hazırladığını ifade ediyor. Yaklaşık bir yıldan beri STV'de yayınlanan ve şimdiye kadar 8 ayrı ödül alan program, Türkçe'nin doğru ve güzel konuşulmasına katkıda bulunuyor.

Kısırlık ilk eğitimde başlıyor

Özel TV'lerle ilgili çok eleştiri alan konulardan birisi, dilin kısırlaştırılması. Bakiler, sadece TV'lerin değil, okul kitaplarının da Türkçe'nin kısırlaştırılmasında etkisi olduğunu düşünüyor: "ABD'de ilk eğitim kitaplarında 71 bin, İngiltere'de 70 bin kelime var. Türkiye'de ilk eğitimdeki ders kitaplarındaki kelime sayısı ise 7 bindir" diyen Yavuz Bülent Bakiler, Türk dilinin kısırlaştırılmasına devlet organlarının da sebebiyet verdiğini belirtiyor. Bakiler; "MEB Talim Terbiye'deki bazı çalışanlar dilimizde 1000 yıldır varolan kelimelerin atılmasını istiyor" diyor.

Bunlar 'lâdini'

Dilin kısırlaşmasına sebep olan kişi ve kuruluşların 'lâdini' olduklarını vurgulayan Bakiler; "Bunlar dilimizde Arapça ve Farsça kelimelere tahammül edemiyorlar. Türkçe'de başka dillerden de kelimeler var. Mesela 500 Rumca kelime var. İngilizce, Fransızca ve İtalyanca kelimeler de var. Kur'an dilinde olmadığı için onlara dokunulmuyor. İslama karşı olan husumetlerinden dilimizi tasfiye etmek istiyorlar" diyor. Bakiler, Türkçe'deki bütün yabancı kelimelerin atılmasını ve öztürkçeye dönülmesini isteyenlerin de yanlış yolda olduklarını söylüyor.

 
DİPLOMA DEĞİL, ÜSTADI İSTERİM!
Yavuz Bülent Bakiler, üstad Necip Fazıl Kısakürek'ten çok etkilendiğini söylüyor. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan şairin, "Necip Fazıl mı, yoksa hukuk diploması mı?" sorusuna cevabı: "Necip Fazıl" oluyor. Bunun yanında, Necip Fazıl'ın hatalarını da anlatmadan geçmiyor. Türk edebiyatının deha çapındaki bu kabiliyetinin, kendisinden başkasını beğenmemek gibi bir yanlışının olduğunu kaydediyor. Necip Fazıl'ı cins İngiliz atlarına benzeten şair, "O cins atlar nasıl ki yarışlarda diğer atların kendilerini geçmelerine tahammül edemezler, Necip Fazıl da kendisinden başka hiç kimsenin edebiyat dünyasında varlığını istememiştir" diyor.
Nazim iyi şair, kötü yurttaştı
Son zamanlarda cenazesiyle ilgili yoğun tartışmalar sebebiyle gündeme gelen Nazım Hikmet'i de anlatan Yavuz Bülent Bakiler, Nazım Hikmet'in şiirlerinde ve yazılarında Türkçe'yi güzel kullanan bir şair olduğunu ancak, solun iddia ettiği gibi Türkçe'nin en büyük şairi olmadığını söylüyor. Nazım Hikmet'in, Türk nesrinin en kuvvetli kalemlerinden birisi de olmadığını ifade eden şair, Nazım Hikmet'in iyi bir şair olduğunu ancak, hiçbir zaman iyi bir koca, iyi bir baba fakat iyi bir yurttaş olamadığını söylüyor.
21 Mart 2001
Çarşamba
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED