|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bir koltukta iki karpuz
Televizyon kanallarının bir çoğunun sabah kuşağında, hafta içinde olduğu gibi, hafta sonunda da haftaya bakış tarzında programlar yer alıyor. STV'de yayınlanan 7 Gün 7 Satır da bunlardan biri. Sunuculuğunu Nuran Kutlubay'ın yaptığı program, hafta sonunu dolu dolu yaşamak için erken kalkanlara, hafta içinde gelişen önemli olayların özetini, hafta içi ağırlığından sıyrılarak daha rahat bir şekilde verirken, magazinel yönü ağır basan haberler, röportajlar, gezi notları, kitap ve sinema haberleriyle izleyenlere hoş bir hafta sonu sabahı yaşatıyor. Spiker yetiştiriyor Hafta boyunca yoğun ekonomik ve siyasi haberlerden bunalan insanların hafta sonunda bu tür rahat programlara ihtiyaç duyduklarını söyleyen Nuran Kutlubay, umutları ayakta tutmak isteyen bir sunucu. 16 yıl önce TRT'de başlamış televizyon yayıncılığına. Uzun yıllar TRT ve birçok özel tv'de program ve haber sunuculuğu yapmış. Üç yıldır STV'de çalışan sunucu, bu arada 10 yıldan beri devam eden diksiyon öğretmenliğini de sürdürüyor. "Manken ve güzellik yarışması güzellerinin haber spikeri olduğu günümüzde, hala diksiyon derslerine ihtiyaç duyanlar var mı?" şeklindeki sorumuzu şöyle cevaplıyor: "Bir dönem bu kurslara çok daha fazla talep vardı ancak yine de iyi gidiyor. Güzellik yarışması güzellerinin ve mankenlerin herhangi bir kursa ihtiyaç duymaksızın haberci olmaları, en büyük diye adlandırılıp ödüllerle taçlandırılmaları yozlaşmanın son boyutu oldu. Ancak, bütün bu yaşananları gözüyle görmüş olmasına rağmen, spikerlik için diksiyon dersi almanın gerektiğine inanan bir kitle de var." Oğlunun adı Galen Aynı zamanda metalurji mühendisi de olan Kutlubay'ın 15 yaşında bir oğlu var. Adı da Galen. Bu nasıl bir isimdir, diyeceksiniz. Biz de öyle dedik. Gülerek, bu ismin nerden geldiğini anlattı: "Galenyumdan geliyor. Kurşun ve sülfür minerali. Metalurji mühendisi olduğum için oğluma ömür boyu taşıyacağı böyle garip bir isim taktım." Nuran Kutlubay da aklı selimsahibi herkes gibi, basınyayında yaşanan yozlaşmadan oldukça büyük rahatsızlık duyuyor. Ona göre televizyonlardaki yozlaşma, izinsiz/korsan yayına başlayan özel televizyonculukla birlikte tırmandı. Habercilik geriledi Ancak o, bugüne nazaran özel televizyonculuğun ilk yıllarında daha akıllı ve daha düzgün işlerin yapıldığı görüşünde: "Bugün değişik televizyon kanallarında öne çıkan başarılı isimler o günlerde bir yerde toplanmıştı. Teknik açıdan televizyonculuğu iyi bilen TRT'lilerle, gazetelerin beyin takımı bir aradaydı. Güzel bir kombinasyon vardı. Daha akıllı ve daha ilkeli habercilik, daha düzgün ve oturaklı programcılık yapılıyordu." Kutlubay, özel tv kanallarının sayısı arttıkça pastadaki dilimin küçülmesiyle, pastadan daha fazla pay alma arzusunun Türkiye televizyonculuğunu bu günkü hale getirdiğini söylüyor. UMUTLAR AYAKTA TUTULMALI Ekranlarda intihar, cinayet ve benzeri olumsuz olaylara çok fazla yer verilmesini, duygu, merak ve acı istismarı yapılarak seyredenlerin üzerine inşa edilen habercilik anlayışının yaygınlaşmasını eleştiren Kutlubay, bu tür haber ve görüntülerin insanları karamsarlığa sürükleyerek, toplumu sosyal açıdan çalkaladığına dikkat çekiyor: "Türkiye'nin bu kadar çok ekonomik, siyasi ve sosyal çalkantıyı kaldırabilecek lükse sahip olduğuna inanmıyorum. Yıllardır konuşuluyor, eleştiriliyor ama, bu konuda fazla da bir şey yapılmıyor." Türkiye'nin umuda ihtiyacı olduğunu, televizyonlarda karamsar tablolar çizmekle hiç bir şeyin çözülmediğini kaydeden sunucu, tamamen pespembe bir tablo çizmenin de iyi bir şey olmadığını ancak, umutları mutlaka ayakta tutmak gerektiğinin altını çiziyor. SEYRİ ŞAHANE TV'ler ekti toplum biçiyor! Özel televizyonculuğun palazlanmaya başladığı ilk dönemlerde, ABD'de artık vak'ay-i adiye'den sayılmaya başlanan High School cinayeti haberleri izleyenleri oldukça etkilerdi. Son zamanlarda büyük bir artış kaydeden yerli 'lise cinayetleri ise eskisi kadar etkilememeye başladı izleyenleri. Öyle ya, özel televizyonculukta 11 yıllık bir birikimin varlığı inkar edilemez... 11 yıldır ekranda olan şiddet, müstencenlik ve ahlaksızlığın meyveleri olmalı bu yaşananlar... Ha, bu arada Biri Bizi Gözetliyor'un yayınlanmasını destekleyenler var mı hala?
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |