Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş tarafından yaklaşık 50 gündür hazırlıkları sürdürülen ve açıklanması cumartesi gününe ertelenen yeni ekonomik programda son aşamaya gelindi. Kamuoyunda merakla beklenen yeni ekonomik programda, öncelikli olarak piyasanın rayına oturtulması ve enflasyonla mücadele öngörülüyor. Programda, kısa vadede üretime dönük destekler ise yer almıyor.

Reel sektöre, esnaf kesimine, işçi ve memurlara yönelik destekler, iç kaynak bulunmasına ve ekonomik dengelerin oturtulmasına bağlanıyor.

Programda neler var?

Program ile, para politikasında Hazine iç borç stoğundaki TL senetlerinin dövize endeksli kağıtlarla değiştirilmesi, Merkez Bankası'nın da bant sistemi ile dövize frenlenmesi öngörülüyor. Yeni ekonomik program ile vatandaşlardan bir kez daha fedakarlık istenecek.

Programın öncelikle ana hatları açıklanacak. Programın ayrıntıları, IMF'ye sunulacak niyet mektubunda yer alacak. Programın ayrıntıları, niyet mektubunun IMF tarafından onaylanmasıyla birlikte ortaya çıkacak.

Programın kamu maliyesi ayağında, memur ve işçi ücretleri ile taban fiyatlarının enflasyon hedefi doğrultusunda arttırılması da amaçlanıyor. Özelleştirme politikasında ise, Türk Telekom ve THY başta olmak üzere, Tüpraş, Petkim, Tekel ve Şeker Fabrikaları'nın özelleştirilmelerinin hızla tamamlanması hedefleniyor.

İç borç vadesi uzatılacak

Programın en önemli ayağını para politikası oluşturuyor. Derviş, yeni programda kısa vadeye sıkışan iç borç stoğunu uzun vadeyi yaymak için, TL senetlerini dövize endeksli kağıtlarla uzun vadeye yaymayı planlıyor.

Merkez Bankası ise, döviz kurunu belirli bir bant sisteminde tutmayı öngörüyor. Buna göre, dövizde alt ve üst sınır belirlenecek ve Merkez Bankası, döviz kurlarını alt ve üst sınırların arasında tutmaya çalışacak.

Türk ekonomisini krizden çıkarması beklenen ekonomik program iç ve dış kaynaklara dayanıyor. Program kapsamında, IMF ve Dünya Bankası'ndan yaklaşık 12 milyar dolarlık bir kredi desteği alınması hedefleniyor.