T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Gören gözün hakkı

Yaşlı adam titreyen elleriyle "Lütfen veresiye teklif etmeyiniz" diye yazdı kırk yıldır bakkallık yaptığı dükkanın camına. Yazdı yazmasına ama, içi rahat etmedi. Veresiye defteri de fakirin kredi kartı dedi kendi kendine. Artık yerlerine yenisini koyamadığı için iyice boşalmış olan raflara göz gezdirdi. Rahmetli babasından emanet dükkanı oğluna miras bırakamayacağını biliyordu nice vakittir bilmesine ama, yine de kırk yıldır oturduğu mahallede böyle bir yazı yazmak zorunda kalmak ağrına gidiyordu.

Bir kadın indi merdivenlerden. Yanında kıvırcık saçlı bir erkek çocuğu. "Top var mı?" diye sordu yaşlı bakkala.

"Yok" dedi yaşlı bakkal. "Alamadık. Küçücük naylon parçası için beş yüz bin lira diyorlar. Çocuklar ellerinde iki yüz bin lira ile gelip alamadan gidiyor. Onlar alamadık diye üzülüyor. Ben ne diye getirdim görmese belki topu istemeyecekti diye üzülüyorum."

Kıvırcık saçlı çocuğun, deri ceketli annesi yaşlı bakkala boş boş baktı. Boş bakışları kıvrılmış bir burunla beraber boş rafları dolaştı acele acele. Bir şey söylemeyi gereksiz bulup çocuğuna döndü. "Bak Can ben sana söylemiştim. Böyle yerlerde top olmaz demiştim. Köşedeki markete bakarız."

II-

Daha konuşmayı yeni sökmüş bebek televizyonda gördüğü her yiyecek reklamından sonra peltek peltek "bende bende" diye bağırıyor, çikolata şeker yiyen çocukları seyrettikçe kendinden geçiyordu. Aile çözümü reklam geleceğini anladığı anda kanal değiştirmekte bulmuştu ama bunun da bir faydası olmuyordu. Peltek bebek ailesini şaşırtan bir titizlik içinde ekranda başka hiç kimsenin fark etmediği yiyecek karelerini buluyor eliyle göstererek "bende bende" diye bağırıyordu.

Tv'yi hiç açmamayı denediler. Haberleri radyodan dinleyelim derken bebek reklam cıngıllarından yiyecek reklamı olanları ayırt ederek "bende, bende" demeye devam etti. Bebeğin anne ve babası RTÜK'e uzunca bir mektup yazdı. Kendilerinin gelir seviyesinin çok düşük düzeyde olmamasına rağmen yiyecek reklamlarından etkilenen çocuklarının durumundan endişe duyduklarını, fakir ailelerin çocukları için ise yiyecek reklamlarının çok ezici olduğunu yazdılar.

İki aydır kendilerine verilecek cevabı bekliyorlar.

Not: Çocuklar görüp de alamayacaklar diye dükkanında top satmayan bakkal gerçektir. Sakın ola artık günümüzde böyle adamlar kalmadı diyerek bu satırların yazarını romantiklikle suçlamaya kalkmayınız. Aramızda yaşayanları biz ne kadar görüyoruz asıl mesele bu. İkinci olayın gerçek olduğunu söylemeye ne gerek var. Çocuk sahibi her aile bütün bunları her akşam yaşıyor, bir farkla: Sadece bazıları, yaşadıklarını muhatap saydıkları mercilere yazacak cesareti gösteriyor.


13 Nisan 2001
Cuma
 
FATMA K. BARBAROSOĞLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED