Türkiye'deki eğitim uygulamaları bakımından 2000 yılını değerlendiren eğitimciler, yaşanan sorunlar, yolsuzluklar ve vaad edildiği halde tutulmayan sözler nedeniyle 2000 yılının hiç de iç açıcı geçmediğini düşünüyorlar.

Eğitim-Bir Marmara Bölge Başkanı Şevket Sezer, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 3 yıl önce verdiği sözleri tutmaması nedeniyle 2000 yılının "kayıp yıl" haline dönüştüğünü söyledi.

Eğitim öğretim şartlarının düzeleceği yerde daha da ağırlaştığını belirten Sezer, öğretmen açığının kapanmamasına rağmen, kılık kıyafet uygulaması gibi nedenlerle öğretmenlerin görevlerinden alınmalarını kınayarak, 35 bin eğitimcinin kendi kurumlarıyla mahkemelik olmasını da üzücü olarak yorumladı.

'Eğitimde kalite düşüyor'

Eğitimde kalitenin düştüğünü vurgulayan Sezer, buna örnek olarak ÖSS'de 'sıfır'ın altında puan alanların 9 bine çıkmasını ve liseyi birincilikle bitirmesine rağmen yüksek öğrenime giremeyenleri gösterdi. Meslek okullarının kapanma noktasına geldiğine dikkat çeken Sezer, devletin eğitime ciddiyetle eğilmesi ve gerçek anlamda refom niyetiyle hareket etmesi gerektiğini ifade etti.

'2000 işkence yılı'

Türk Eğitim-Sen İstanbul Bölge Başkanı Hanefi Bostan ise 2000 yılının aksaklık, yolsuzluk ve sefalet içinde geçtiğini, norm kadro uygulamaları ve "sefalet ücreti" nedeniyle adeta "işkence yılı" haline dönüştüğünü söyledi.

Bostan, yaklaşık 4 yıl öncesine kadar eğitim çalışanlarının, ortalama maaşının yoksulluk sınırına yakın iken, Aralık sonu itibariyle açlık sınırına düşürüldüğünü vurguladı.

Bostan, binlerce evli öğretmenin eş durumu dikkate alınmadan yapılan tayinlerin, yürürlükteki hukuk kurallarının çiğnenerek uygulandığını gösterdiğini belirtti.

100 bine yakın öğretmen ihtiyacı söz konusu iken binlerce öğretmenin norm kadro fazlası denilerek norm kadro bölge okullarında bekletilmelerini de kınayan Hanefi Bostan, "Onbinlerce Eğitim fakültesi ve Fen-Edebiyat Fakültesi mezunu öğretmen adayı da görev için sıra beklemektedir" diye konuştu.