![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... | ||
|
|
'SOL'DAN BAKAN "İNANÇLI' CEM KARACA İLE KONUŞTUK
Türk rock müziğini Türkiye'de popülerleştiren, Anadolu ezgilerini pop-rock'la buluşturan bir isim Cem Karaca. Moğollar, Dervişan, Edirdahan gruplarında çalışmalarını yürüten ve düzene isyan eden Karaca, 1979'da gittiği Almanya'dan, 1987'de döndü. Karaca'nın dönüşünü "Turgut Özal'ın elini öptü de geldi" şeklinde yorumlayanlar, Karaca'nın görüşlerinde yumuşama belirdiğini de ifade ederek yadırgadılar. Buna benzer tartışmaların
geçtiğimiz aylarda yeniden gündeme gelmesi, "değiştiği" yolundaki söylentilerin artması, Karaca'yı da şaşırtıyor. Karaca, "inançlı" biri olduğunu söylemekle, "ezan okurum" şeklinde verdiği demeçlerin de arkasında duruyor. Müzik felsefesinden ödün vermediğini söyleyen, eserlerinde her zaman toplumsal sorunları işleyen Karaca ile son dönem müzik piyasasını ve gerçekten değişip/değişmediğini konuştuk..
Cem Karaca, son dönem şarkıları/şarkıcıları ve bunları yakından takip eden kitleyi nasıl izliyor? Eski zamanlara oranla müzikal çalışmalar daha yoğun yapılıyor. Belli kesim bu yoğunluğu olumsuz buluyor ama bence tam tersi. Gün gelecek, bugün piyasada çok sık gördüğümüz sanatçıların bir kısmı elenecek ve sadece bir kısmı kalacak. Bu tarihî bir olgudur. Barış Manço, Erkin Koray, Edip Akbayram ve Moğollar ve ben de yola çıktığımızda yalnız değildik. Ama kala kala 5 tane kaldık. "Zaman baba hazretleri" sayesinde, halk eleyecek, daha seçici olmayı öğrenecek ve sonucunda da iyiler kalacak. İyileri eleme noktasında bizdeki süzgeç yeterli ve gerçekçi olacak mı? Ya da kaliteyi üstte tutmakta asıl görev kime düşüyor? Eğer, bugün 20-30 yaşlarındakiler, yaşları 50'ye vardığında hâlâ bugünkü şarkılardan mırıldanıyorsa bu başarıdır. Barış Manço, örneğinde olduğu gibi öldükten sonra da sevgi halesini yaşatabiliyorsa sanatçı başarılı olmuştur. Bunun yolu işine saygı göstermekten, mesleğini sevmekten, sırf para değil kalıcı işler üretmeyi esas prensip olarak düşünmekten geçiyor. Satış listeleri yanıltıcıdır. Çok satmak iyi satmanın ölçüsü değil, şirket sahibini zengin etmenin yoludur. Kaliteli bir şey yaptığınızda o zaten satıyor. Türkiye'de pop müzik modaya benzer. Pantolon paçaları gibi daralır, ya da hanımların etekleri gibi kısalır uzar, saçlar, favoriler uzar, kısalır. Şair ve rockçıKendi müziğinizi nereye koyuyorsunuz? Ben bir rock şairiyim. Türkçe sözlü rock müzik şairi. Şarkılarımla insanlara birşeyler vermeyi amaçlıyorum ama bir başöğretmen gibi değil tabii. Ders vermekten, öğrenci yetiştirmekten çekiniyor gibisiniz. Şarkılarımı dinleyip doğru anlayan herkes benim öğrencimdir. Onlardır benim bugüne kadar istihsal edebildiğim ürün. Çünkü birini alıp, 40 senelik deneyimlerimi aktarmaya kalkamam. Çok insan yetiştirdiği söylenen kişilere baktığımızda, yeni seslerin giderek o insanın "kopyası" olduğunu görüyoruz. Yeni bir insan yetiştireceksek, onun kişiliğindeki güzellikleri keşfedip meydana çıkarmalıyız. Yoksa bir insanın benim gibi şarkı söylemesi ne kazandırır Türkiye'ye? "Aaa.. Aferin çocuğa, Cem Karaca gibi şarkı söylüyor"dan öte övgü de alamayacak. Oysa Ahmet Ahmet gibi Mehmet de Mehmet gibi şarkı söylemeli. Sizin tarzınıza uygun, gelecek vaad eden kişi ya da gruplarla karşılaşıyor musunuz? Evet, var. Türk rock müziğinde gençler bizim açtığımız yolda ilerliyorlar. Eğer bugün gençler biraz saçlarını uzatabiliyorlarsa, gitarla bağlamayı bir arada kullanabiliyorlarsa, bunda Barış Manço'nun, Moğollar'ın, Edip Akbayram'ın, Erkin Koray'ın ve benim büyük mücadelemizin payı var. İdeolojik şarkılarınız var ama özellikle iki eseriniz sizin değil bazılarının istediği şekilde yorumlandı. Neydi bunun anlamı? Sol misyonu anlatan şarkılarım var. "1 Mayıs", "Tamirci Çırağı", "İhtarname" gibi. Fakat, "Namus Belası" ve "Dadaloğlu" isimli şarkılarımın sırtına sol devrimci misyon yüklenmeye çalışıldı. Onları hissederek ve severek söyledim. Sözlerine baktığımızda bunun doğru olmadığı kolaylıkla görülür. "Namus Belası" 74'teki affa denk düştüğü için olsa gerek, sol misyon yüklendi, ama yanlıştır. 68'li yıllarda da kullandım
Aynı şarkı, aynı Cem Karaca... Tartışmalar son günlerde neden canlandı peki? Ben de bilmiyorum. Halbuki Türkiye'nin gündemini Kasırga, Bufalo, Umut, Yeniden Dönüş gibi operasyonlar sarsarken buna neden gerek duydular anlamadım. Cem Karaca nerede duruyor? Dünyaya sol perspektiften bakıyorum ve inançlıyım. "Allah, Tanrı, Hak" kelimelerini 68'li yıllardaki şarkılarımda kullandım. Benden önce Karacaoğlan kullanmış. Ben de Karacaoğlan'ın eserlerini alıp besteleyince "Benim Hak'tan öte sevdiğim mi var?" demişim. Demekten de gocunmamışım. Bu nasıl bir aymazlıktır ki "bir insan hem sol perspektifli hem de inançlı olamaz" gibi bir önyargı ile yaklaşıyorlar. Bunu da özellikle sol kesimden insanlar yapıyor. Demek ki onlar önyargı ile donanmışlar. Bu tartışmalar, yanılgılar sizi çok kırıyor mu? İlk başlarda evet ama artık değil. "Derler, ne derler, ne derlerse desinler" sözünü hatırlarsınız. Ben, bildiğim, inandığım, aklımın erdiği yolda, sorarak ve sorgulayarak, her gün bir şey daha öğrenmeye çalışarak gidiyorum. Çizgimde bir zikzak yoktur. Kesinlikle sol perspektifte inanan biriyim. İnançsızlara da saygılıyım. Şayet mutluluğu inançsızlıkta buluyorlarsa ki ben pek ihtimal veremiyorum, bırakalım kendi inançsızlıkları içinde yaşasınlar. Ne yakalım ne yıkalım. 'UNUTULMAYANLAR'DAN BİR DEMETCem Karaca, son günlerde bir şiir kitabı çalışması üzerine yoğunlaşıyor. Kitapla birlikte şiir kaseti de hazırlayabileceğini anlatan Karaca, kitabında, serbest vezinle yazıldığı için bestelenmemiş şiirlerini toplayacağını belirtiyor. "Satış listeleri yanıltıcıdır. Çok satmak iyi satmanın ölçüsü değil, şirket sahibini zengin etmenin yoludur. Kaliteli bir şey yaptığınızda o zaten satıyor." Ceviz Ağacı, Nöbetçinin Türküsü, Oğlum'a, Tamirci Çırağı, Mavi Liman, Kahır, Herkes Gibisin, Resimdeki Gözyaşları, 1 Mayıs, Islak Islak.
ÜMMÜHAN ATAK
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|