![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
İçinde umut olan bütün yalanlara kanmaya hazırımÇocukluğumdan beri rüyalarımı delip geçen, bütün sabahlarda yanıbaşımdan hiç ayrılmayan gizemli ve solgun hüzünlere veda ettiğim yerden yeniden başlıyorum 2001'de hayata. Bulutların ay ışığıyla oynaştığı bir şehrin tam ortasındayım. Muhteşem uçurumların şekillendirdiği, rüzgarın "ayakların şiiri"ne eşlik ettiği bir dağ'ın eteklerinde duruyorum, elimde şehri tutan minarelerin sonsuz şiiri... 12 yaşımdan beri rüyalarımda gördüğüm bu şehirde bütün şarkıları ezbere söylüyorum, zamana adanan bir şiiri tutuşturuyorum. Emir Sultan'ın bu yeşil rüya denizinden yağmur kaçırıyorum... Sözün yalnızlığında kocaman bir yol açıyorum sesime. Biliyorum, hiçbir kelime yeterince anlatamayacak bu şehrin yüzyıllardır süren rüyasını. Kollarımı açsam, mutlaka kavuşurum bu şehirde her sabah mırıltılarla doğan güneşin şarkısına. Çünkü, bu şehir ölüme izin vermiyor... Ve bu şehirden kalbime aldıklarımı çok uzaklara taşıyorum. Yeni yılla yeni bir umudun miladını başlatıyorum. Bundan öncesi hiç olmadı. Bundan sonra naylon değil, sahici gülleri olacak kokusuz karanlıkların. İçinde umut olan bütün yalanlara kanmaya hazırım, yeter ki veda ettiğim bütün duraklarda aşkın solmayan gözleriyle karşılasın beni hayat. Biliyorum, şehirler yine şehirlerin içine sığmayacak. Şehirlere hayat veren zehirlerden yeni hüzünler, yeni kederler düşecek payımıza... Zamanın içindeki milyarlarca hayatın görüntüleri, tuhaf ölümler, aşklar, cinayetler, tutkular bazen hayatımızın üzerinde dans ederek, bazen de gizlice sürdürecek kendi hikayesini. Dünü kaybedersem, yarına varamam... Zamanın kolyesi kopar, deliliğin sonsuzluğuna savrulur hayallerim... Unutuşun dehlizlerinde hayatın bir armağan gibi sunulduğu şu günlerde, artık yarınları aramaya takatimiz kalmadı. Çünkü, zamanın üstündeki o dehşetli görüntüler, cinayetler, vurulan genç bedenler ve baskılardan yükselen utancın sisi çöktü gözlerimize. Bu yüzden, dünü bir türlü bulamıyoruz, yarınsa arzu ettiğimiz kadar gerçek değil. Bu yüzden, kimsenin ellerini uzatıp ısıtabileceği kadar ortak bir ateşi yok yüreğinde... İşte bu yüzden dünü unuttum, bu yüzden kimse geçmedi bu şarkılardan... Yarınlara bakıp gülümsemeye çalışıyorum, olmuyor, yapamıyorum. Çünkü itiraf edilmemiş yalnızlıklarda, umutlara, şiirlere uğramak bile teammüden suç sayılıyor. Birileri bize bir yalan söylesin, eğer hâlâ yarınlardan umut kesilmemişse... Çünkü, bütün hayallerimiz çözülüp dağıldı, umutların sonbaharındayız... Ve artık kimse yarınlarımız için yalan bile söylemiyor. Varsın celladımız aynada saçlarını tarasın... Nasıl olsa tüm şiirleri ezbere biliyoruz artık, tüm yitirilmiş duaların adresleri ellerimizde. Nasıl olsa sevdiklerimizin kalbi olacak o dualar. Çünkü orada bir ilahi gibidir ölüm...
mocaktan@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|