YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Saltanatla ticaret karıştırılmamalı

Dürüst olmayan bir bürokrasi veya dürüst olmayanların etkisinde kalabilen bir bürokrasi, siyasi yönetimi de felce uğratır. Yönlendirmeyi ehil kişiler yapmalıdır.

Devlet, ekonominin sahibi değil 'yönlendiricisi' olduğunu anladığı zaman devlet olur. Tabii, bu yönlendirme işini de gelişigüzel değil, ilim ile, ehliyetle yapması gerekir. Dürüst olmayan bir bürokrasi veya dürüst olmayanların etkisinde kalabilen bir bürokrasi, siyasi yönetimi de felce uğratır. Büyük siyaset düşünürü Farabi'nin erdemli şehrin yöneticisi için belirlediği kıstasların bugünün yöneticileri için de elzem olduğunu düşünüyorum. Birkaç tanesini yorumlamaya çalışalım:

1. Reisin doğruluğu ve doğruları sevmesi, yalandan ve yalancılardan nefret etmesi lazımdır.

Çağdaş işletme düşünürlerinin sıraladıkları liderlik vasıflarından ilk üç tanesinden biri mutlaka dürüstlüktür. Lider, ilkeleri olan, ilkelerinden menfaati için vazgeçmeyen ve davranışlarına doğruluğu egemen kılan kişidir. Doğru olmayanın dostu olmaz; dostu olmayansa yol alamaz. Âşık Paşa, dost (kafadar) edinemeyen yiğitler için asırlar önce şöyle diyordu:

Çün kafadar olmasa pes neyleye

Dört yanını kendi nice bekleye?

Defterdar Sarı Mehmet Paşa ise yalancılığın şeytan sıfatı olduğunu belirtiyordu: "Kişi daima sadakat üzre olup doğruluktan ayrılmamak gerekdir. Zira sadakat meratib-i muhabbetin a'lasıdır."

2. Ulu olması ve ululuğu sevmesi lazımdır ki utandırıcı şeylere düşmesin ve tabiatıyla hep yüksek şeyleri arasın ve gümüşle altın gibi şeylere ve diğer dünyalıklara göz koymasın.

Soyluluk, duyarlılık, ruh yüceliği "Bunlar her zaman aranan, ama pek az bulunan sıfatlar. Sarı Mehmet Paşa vezir-i azamdan başlayarak, bütün yöneticiler "gerek hizmette gerek övmede ne ederlerse doğru ve gönülden edeler; bozgunculuk ve hoşa gitmek için yapmayalar" diyor. Hizmeti bir yana koyup mal mülk edinme sevdasına kapılmayalar. Kınalızade, yüksek idareci ve askerlerin ticaret işlerine bulaşmasını düzen bozucu olarak niteliyor:

"Kisra Hürmüz'ün bazı vezirleri, başka beldelerden çok kıymetli taşlar ve cevherler geldiğini, şayet hükümdar adına bunlar satın alınırsa daha çok para ile satılabileceğini arz ettiler. Hükümdar'ın cevabı şu oldu: Cenab-ı Hak bize saltanat ve hükümdarlık nasib etti. Halkımıza da ticaretle uğraşmak ve bu yoldan rızık temin etmek nimetini verdi. Eğer biz ticaretle meşgul olursak, hükümdarlığı ve devlet idaresini kim yerine getirir? Ticaretle meşgul olanlar ne ile uğraşırlar?"

3. Reisin adaleti ve adalet ehlini sevmesi, istibdattan, zulümden ve zalimlerden nefret etmesi lazımdır ki hem kendi akrabasından, hem başkalarından hak arasın, onları hakka davet etsin, iistibdat kurbanlarının imdadına yetişsin, iyi ve güzel bildiği her şeyi desteklesin.

Hakiki liderin en önde gelen sıfatı adil olmaktır. Karacahisar'ın fethinden sonra Osman Gazi'nin haksız kazanç peşindekilere karşı takındığı tavır, Osmanlı liderliğinin niçin altı asır sürebilmiş olduğunu çok iyi göstermektedir. Âşıkpaşazade'den özetleyelim:

"Pazar kuruldu ve hutbe okundu. Bu halk kanun ister oldu. Germiyen'dan biri geldi.

- Bu pazarın vergisini bana satın, dedi. Osman Gazi sordu:

- Vergi nedir?

- Adam eyitti: Pazara ne gelse ben ondan para alırım.

- Osman Gazi: Senin bu pazara gelenlerde alacağın mı var ki para istersin?

- Adam: Hanım, bu töredir. Bütün memleketlerde vardır ki padişah olanlar alır. Osman Gazi sordu:

- Tanrı mı buyurdu, yoksa begler kendileri mi yaptı?

- Adam yine, töredir hanım, ezelden kalmıştır diye cevap verdi. Osman Gazi çok öfkelendi:

- Bir kişinin kazandığı başkasının olur mu? Ben onun malına ne koydum ki bana akça ver diyeyim? Bre kişi! Var git, sana ziyanım dokunur!

Bunun üzerine halk dedi ki: Hanım, bu pazarı bekleyenlere adettir ki bir nesnecik vereler. Osman Gazi:

- Madem böyle diyorsunuz, öyleyse bir yük getirip satan herkes iki akça versin. Satamayan bir şey vermesin, dedi.

4. Mutedil mizacda olmalı ki kendisinden adalet istendiği zaman şiddet göstermesin, aksilik etmesin; istibdat ve kötülüğe çağrıldığı zaman şedid ve aksi olsun.
Ilımlı mizacın iş ve siyaset hayatında nice kapıları açtığını tecrübe eden herkes bilir. Sarı Mehmet Paşa: Öfkeli ve kötü huylu olmak çirkin işlerdendir. Öfke imanı bozar. "Güzel huy dinin yarısıdır" buyurulmuştur.
Kimseye buğz u adavet etme
Terk-i asayişi adet etme
Gazab ü hiddet ü kin gösterme
Kimseye cin-i cebin gösterme
Hüsn-i hal ile geçin herkes ile
Hoşdil ol herkes ü nakes ile
Olmasun kimse yüzünden derhem
Hulkunun bendesi olsun alem.

5. Büyük bir azim ve irade sahibi olmalı ki zaruri bulduğu şeyleri gerçekleştirme hususunda cesaret göstersin, korkak veya yumuşak olmasın.

Âşık Paşa "Alplığın ilk şartı şecaat ve yürek sahibi olmaktır" diyordu.

Kişi alp olmaklığa alet gerek

Evveli şol kim ola muhkem yürek

Yürekliliğin temel liderlik şartı olduğunu belirtmeyen hiçbir çağdaş işletme bilgini yok. Biz gene klasik bir örnekle yetinelim:

Osman Gazi Karacahisar'ı fethettikten sonra, halk toplanıp "Cuma namazı kılalım ve bir kadı isteyelim" dediler. Dursun Fakı meseleyi beyin kayınatası Ede Balı'ya açtı. Osman Gazi araya girip, "Size ne lazımsa onu yapın!" dedi. Dursun Fakı eyitti:

- Hanım! Selçuklu sultanından izin gerektir!

Osman Gazi azminde sebat etti:

- Bu şehri ben kendi kılıcımla aldım. Bunda sultanın ne dahli var ki ondan izin alayım? Ona sultanlık veren Allah, bana da gaza ile hanlık verdi. Eğer minneti şu sancak ise, ben kendim dahi sancak kaldırıp küffarla uğraştım. Eğer o, ben Selçuk hanedanındanım derse, ben de Gök Alp oğluyum derim. Eğer bu ülkeye ben onlardan önce geldim derse, Süleyman Şah dedem de ondan önce geldi.

Halk razı oldu. Kadılığı ve hatipliği Dursun Fakı'ya verdi. Cuma hutbesi ilk önce Karacahisar'da okundu. Bayram namazını da orada kıldılar.


7 OCAK 2001


Kağıda basmak için tıklayın.

Mustafa Özel

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...