Tekerlek tümsekte

FP'de yenilikçi grupların yaptığı Patalya toplantısı, öyle anlaşılıyor ki bizatihî yenilikçilerin dahi beklentilerinin üzerinde bir yer tuttu basın ve televizyonlarda. Hangi gazeteyi açarsanız açın, hangi televizyonun düğmesine basarsanız basın, durum farketmiyor. Aynı konu, aynı haber ve sürekli aynı ayrıntılar!.. Özellikle de iri fotoğraflar ve büyük haber başlıkları ile sunuluyor bu gelişmeler kamuoyuna.

Buradan iki önemli sonuç doğuyor. Bu sonuçlardan biri yenilikçi gruplar nezdinde, diğeri de parti merkezi ve gelenekçiler beyninde.

Basının işgüzarlığı

Öyle sanılır ki, 45 kişilik durum değerlendirmesi toplantısının bu derecede mübâlâğalı sunuluşu hem yenilikçileri, hem de FP genel merkez yandaşlarını hayli ürkütmüşe benziyor. Şimdiki halde partideki yenilikçiler, biraz olsun şaşkın değil mi? Halbuki onlar, bu derece kamuoyu önüne çıkmak istemiyor, partinin kapanma davasının sonuçlanmasını bekliyorlardı. Basının mevcut sunuşu öyle anlaşılıyor ki, kendileri açısından belirlemiş bulundukları gayrı muayyen stratejiyi biraz olsun zora sokmuş gözüküyor.

Yani basın onların tekerini, tümseğin ta tepe noktasına kadar taşıdı. Sanırım eylemin tekeri burada zor durur. Ya konuşarak kamuoyu önüne daha bir açılmak, hareketin rüzgârına bir ivme daha kazandırmak; ya da sükût orucuna girerek genel merkezin tavrını beklemek!.. Bize göre asıl hassas nokta da burası zaten.

Genel merkez ne düşünüyor?

Genel merkezcilere gelince!..

Yenilikçilerin yemeğinin bu derece bir âlâyı vâlâ ile sunulmasından, sanırım genel merkezciler de aynı derecede rahatsız. Daha önceleri sık sık yapıldığı malûm olan bu toplantılar, basına bu derece yansımıyor ve genel merkez de, kapanma dâvâsı öncesinde yakışık almayacak bir davranışın içine girmek istemiyordu. İşte görüyorsunuz, başta Genel Başkan Recai Kutan ve Oğuzhan Asiltürk olmak üzere, lüzumlu bir sükûneti elden bırakmadıkları halde; Bahri Zengin gibi kendisini çok kültürlülük bilgiçliğine kaptırmış tahrikçi tiplerle, Lütfi Esengün ve Şeref Malkoç gibi genel merkez sözcülerinin sabır taşı çatlama noktasında.

Böyle zamanlarda, yangına körükle gidenlerden zaten geçilmez olur. Halbuki sabır ve olgunluk herşeyin başında gelir. Heyecan ve sinirleri ile hareket edenler, kuşkusuz zamanın icabına göre hareket etmiş olurlar; fakat asla asabiyetlerle yüksek öngörüler ve yüksek politikalar bir arada barınmaz. Heyecanı ve asabiyeti yüksek tipler, kendilerini taktik politikalarla helâk ederken, sinirlerini kontrol etmesini bilenler ise hem yara almadan kendilerini geleceğe hazırlarlar, hem de ileride fazlasıyla ihtiyaç duyulacak karşılıklı işbirliği ve diyalog zeminlerinde ziyadesiyle öne öne çıkarlar.

Dolayısıyla hiç kimsenin geçmişte kader birliği yaptığı, gelecekte de büyük ihtimal, beraber olmaları mümkün görünen bir berzahta yüz kızartacak sözler istimâline teşebbüs etmemesi gerekir.

Bu sözleri, sırf genel merkezi kasdederek kullanıyor değilim. Yenilikçileri de aynı kapsam içinde mütâlea ediyorum. Dolayısıyla yenilikçi grupların meclis çalışmalarına ilişkin eleştirileri ne kadar yerinde kaçarsa kaçsın, doğal liderlere yönelik irdelemelerin asla hoş karşılanmadığını ve vicdanları burktuğunu burada vurgulamak ihtiyacını duyuyorum.

Coşkun Kırca karanlığı

Şimdiki halde, hafta başında toplanacak olan parti genel merkezi, kuşkusuz bir durum değerlendirmesi yapacaktır. Buradan ne çıkar? Ya partide bölünme görüntüsünü kınayan bir açıklama, ya da yangına körükle gidercesine, birkaç kişinin disiplin kuruluna sevki gibi bir sonuç!.. Yani partinin kapanma davasını beklemeden, karşı tarafa yönelik bir eylem teşebbüsü!..

Daha daha ötede, yenilikçi grubun, parti içinde zaman kullanmasına imkân tanımak istemeyen bir tutum!.. Yani bombanın fitilini ateşlemek gibi birşey.

Böyle bir tutum bize göre, ateşle oynamaktan farksızdır. İşlerin bir aşamaya varacağına fazla bir ihtimal vermemekle beraber; bize göre hem genel merkez, hem yenilikçi gruplar bakımından en isabetli yol, önümüzdeki bahar sonlarına doğru erken bir kongre akdedilmesi olacaktır.

Bu kongrede genel merkez behemehal yeni bir genel başkan adayı ile temsil edilmek gerekir. Ya da müşterek bir liste düzenlemesine gidilmelidir. Aksi halde bu sürecin sonuna hepimiz râzı olmak durumundayız. Böyle diyenlere ise dünkü Akşam'da yer alan Coşkun Kırca'nın mübhem bir merkez adına yaptığı hazırlık çalışmasını okumalarını salık veririm.