![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Daldaki elmaSaymadım ama, habercilerden biri söyledi Fiorentina-Milan maçının tribünlerinde otuz iki Türk bayrağı dalgalanıyormuş. Ama şunu gördüm: Cine 5'i olan kahveler tıklım tıklım idi. Demek ki, artık Fiorentina maçları da bizim üç büyüklerin maçları kadar bizi ilgilendirmeye başladı. Böyle olunca elbette ki Fatih Terim'in Milan'a gidip gitmeyeceği de önem kazandı. Terim hocası olduğu takımı aşağılardan yukarılara taşıyarak İtalya gibi dünya futbolunun merkezinde haklı bir şöhret elde etti. Şu anda kazandığı kristal elma ellerinin arasındadır. Sadece Türkiye ve İtalya'nın değil, bütün dünyanın ilgisini çekmektedir. Şimdi deniyor ki, bir adım daha atsa. Fiorentina'dan daha büyük bir kulüp olan Milan'ın başına geçse, orada da aynı başarılara imza atsa. Ah ne güzel... Lakin bu muhayyel başarılar "daldaki elma" gibidir. Bir değil, birkaç tane birden gözükür. Elinizi uzatsanız tutulacak gibidir. Ama "kazın ayağı" katiyyen öyle değildir. İşin sonunda bir çuval inciri berbat etmek vardır. Gerçi Fatih Terim bütün bu ihtimalleri hesap edecek yetenekte biri. Ona dışarıdan bir şeyler empoze etmeye çabalamanın faydası yok. En isabetli olanı seçer elbette. Elindeki elmanın kıymetini bilir. Hiç olmazsa sezon sonuna kadar çok sevildiği takımın başında kalır. Bulunduğu yerde kalmak deyince son haftaların Beşiktaş'ında sürüp giden küçük ölçekli fırtınaya da değinmeli. Göze batan şey Hamoğlu'nun istifasıdır. Kendisi bu istifanın abartıldığını söylüyor ki, ben de katılıyorum. Abartmak artık bizde vazgeçilmez huy haline geldi. Bakın şu İkinci Bahar'ın haline. Evet, iyi dizi, herşey güzel oldu. Tamam. Tadında bıraksanız ya. Hayır. Sezen sete geliyor. Yemekler yeniyor. Uğruna "Siyaset Meydanları" tertipleniyor. Hani "Görmemişin bir dizisi olmuş, devamını çekmiş" derler ya. Hamoğlu diyor ki: Takımda, kulüpte bir iletişimsizlik var. Futbolcular motive edilemiyor, hoca Türkçe bilmiyor, hem çok yeni. Kaptan bu açıdan başarılı değil. Herhalde Sinan'ı bir ağabey olarak bu eksikleri tamamlasın diye seçtiler. Galatasaray'da Fatih Terim, bir elinde üç-dört karpuz tutuyordu. Hem hoca, hem psikolog, hem mali işleri halleden adam vb. gibi. Beşiktaş'ta başkan dahil, futbol şubesi, Scala, kaptan Şifo, Kadir birlikte meseleleri çözmek istemişlerdir. Lakin bazan bu "çok seslilik" işe yaramıyor. Hamoğlu belki de bu mânada "aradan çekilen" isim olmayı seçti. Dolayısıyla Beşiktaş'taki çalkantıyı ameliyat değil, pansuman olarak görmek daha doğru olacak. Yine de şunu unutmamalı: Şifo'nun bu sene ayrılış yılı. Bu efendi adamı, bu futbola, Milli Takım'a ve Beşiktaş'a çok şey vermiş genci gönül boşluğu ile uğurlamalı derim ben..
mkutlu@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|