![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
2001 yılında istihdam daralıyorİktisadî istikrarı, enflasyonu düşürerek sağlamayı hedefleyen iktisadî programın henüz birinci yılının sonunda, malî piyasalarda ve bilhassa bankacılık sektöründe yaşanan krizin programın rotasını sarstığı kabul edilmelidir. Programın icrasında, IMF'e verilen niyet mektuplarındaki tedbirlerin bir sonucu olarak istihdamda daralmanın oluşacağı öngörülmüş olabilir. Ancak bu konuda, yani programın doğrudan ve yan etkileri konusunda geniş bilimsel araştırmalar, henüz kıvamını bulmasa da göstergeler ve piyasalardaki oluşumlar, istihdamda ciddi daralmanın ortaya çıkacağını açıklayıcı niteliktedir. Mahmutpaşa'da ve Laleli'de yaşanan ekonomik hayat umut değil, endişe telkin etmektedir. Yurtiçi ve yurtdışı piyasalara yönelik analizlerin zaman geçirilmeden rasyonel bir usulle yapılması ve buna dayalı olarak gerekli tedbirlerin alınması kaçınılmaz hale gelmiştir. Satışların düşmesi, yani talebin süratle daralmasının üretime (arza) yansımaması düşünülemez. Talep daralmasına geçiş, programın bir sonucu olarak algılanırsa; arz daralması da doğal olarak önümüze çıkacaktı zaten. Malî krizin basıncıyla yangın gibi yakan bir arz daralması oluşabilir. İflaslar ve kapanmaların önü alınamazsa, bu beklenmelidir. Laleli'de gözlemlenen satış daralmasının ekonomiye bir yıllık maliyetinin 21 milyar doları bulduğu tahmin edilmektedir. Bu yapının istihdam daralmasını getirmeyeceği söylenebilir mi? Diğer bir deyişle, üretim artışı beklenemeyecek bir sürece girilmiş bulunuyor. Üretim aleyhine tüm faktörlerin harekete geçtiği bir ortamda (talep daralması, faizlerin artışı vb.) işçilerin işlerini koruyabilmeleri, iktisadî olarak imkânsızlaşmaktadır. İstihdam istatistikleri de bunu doğrulamaktadır. Nitekim Türkiye'de işsizlik artmaktadır. Rakamların dili yerine haberlerin diline yönelirsek, işten çıkarılanların her geçen gün arttığı ve işçilerin hakedişlerinin işverenlerce ödenmesinde tıkanmaların oluştuğu anlaşılmaktadır. Malî krizin reel sektördeki ilk görünümünün işyerlerinden işçi çıkarmaları olduğu belirginleşmiştir. Reel sektördeki olumsuzlukların alınacak iktisadî kararlarla önlenmesi mümkündür. İş güvencesinin ancak işyerlerindeki kriz şartlarının aşılabilmesiyle sağlanabileceği bilinmelidir. İşçi ve işveren örgütlerinin bu şartları oluşturmak için bilimsel tartışmaların da yapılacağı toplantılarda bir araya gelmesi çok önem kazanmıştır. Hatta "Ekonomik ve Sosyal Konsey", sadece bu gündem ile toplanmalı ve hükumete tavsiyelerini oluşturmalıdır.
tsinav@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|