T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
İkinci tura 4 parti kalan seçim sistemi

Önceki gün arkadaşım Prof. Dr. Faruk Sönmezoğlu ile sohbet ediyordum. Kendisi İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Uluslar arası İlişkiler Bölümü hocalarından. Ayrıca da benim askerlik arkadaşım. O hatırlattı. "Herkes iki turlu seçimden ikinci tura iki parti kalacak diye korkuyor" dedi. Düşündüm haklı.

Doğal olarak Seçim Yasaları oldum olası "partilerin kendi çıkarlarına göre" oluşturdukları şekilde çıkıyor. Genellikle de iktidar partilerinin gelecek dönemde de iktidarlarını sürdürecek ipuçlarının bulunduğu bir sistem oluyor.

3 Kasım'da yeniden "sandık başına" gideceğiz. Seçime gitmeden önce Seçim Yasası'nın değiştirilmesini herkes istiyor gibi görünse de, aslında "eski haliyle" kalmasından yana olanlar çoğunlukta.

DYP Genel Başkanı Tansu Çiller "İki turlu seçim yasası"nın, "hem merkez sağda, hem de merkez solda milletin yaptığı ittifakla bir istikrar unsuru olacağını" vurguluyor.

Gerçekten de doğru ve "istikrarın sağlanabilmesi için elzem" bir durum. Ama ne var ki, "iki turlu seçim" dendiğinde milletin ve bu arada siyasi partilerimizin de aklına Faruk Hocamın dediği gibi, "ikinci tura iki parti kalacak, diğerleri elenecek" düşüncesi geliyor.

Gerçekten de, siyasi partilerin geniş bir yelpazede bulunması açısından bize çok benzeyen Fransa'da son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci tura sadece iki kişi, Chirac ve Le Pen kalmış, Jospin elenmişti. "Irkçı Le Pen tehlikesine" karşı, Chirac desteklenerek arkasına yüzde 80'lik bir oy oranını alıp güçlü bir şekilde koltuğa oturmuştu.

Çiller'in "iki turlu seçim" modeline en büyük tepki özellikle CHP'den ve diğer sol kesimden geliyor. Onların da tepki vermelerinin tek nedeni, daha önce de yazdığım gibi "ikinci tura iki parti kalacak, biz onların arasında giremeyiz" endişesi oluyor.

İkinci tura kaç partinin kalacağı konusunu siyasi parti liderleri birlikte kararlaştırabilirler. Amerika Başkanlık seçiminde iki kişi kalıyor diye Türkiye'deki bir seçimde de iki partinin kalacağını dayatmak yanlış. Siyaset "uzlaşma" sanatıdır. Bu konuda da uzlaşma sağlanabilir.

Seçimlerde iki nokta çök önemli. Bir "temsil kabiliyeti", iki, "istikrar" getirmesi. Seçim yasalarında bu iki nokta birbiri aleyhine işleyebilir. "İstikrar" sağlayacak bir seçim yasasında, "temsil gücü" güme gidebiliyor. Yine aynı şekilde, "geniş katılımcı bir temsil" olsun dendiğinde de Meclis'te onlarca parti bulunur ve "yamalı bohçalı koalisyonlara" mecbur kalınır. İşte bu sakıncaları giderecek, ama çok düşük oy yüzdesi ile iktidar olmayı da önleyecek sistem, "iki turlu ama ikinci tura 4 siyasi partinin kaldığı" bir seçim sistemi olabilir.

Bugün seçim olsa hem soldan, hem de sağdan çeşitli partiler ikinci tura kalabilirler. Bakarsınız sağdan 3 parti soldan tek parti, bakarsınız her iki taraftan da ikişer parti ikinci tura kalıp, "halkın karşısına" bir kez daha çıkabilirler.

Yapılan kamuoyu yoklamaları ne kadar gerçeği yansıtıyor bilemiyorum ama görünüşe göre barajı aşan bir ya da bir kaç partinin varlığından söz ediliyor. Hiç olmazsa "iki turlu, ikinci tura dört parti kalan" sistemde, "baraj tehlikesi" de azaltılmış oluyor.

Ben teklifimi yapayım. Bu konunun bugün yarın ele alınabileceğine inancım da var. Avrupa Birliği konusunda "olağanüstü" bir başarı gösteren Meclis'in, bu konuda da başarı sağlayabileceğine inanıyorum. Yeter ki, "liderler anlaşıp" Seçim Yasası için Meclis'e gelmeye karar versinler.

Bir örnek vermek gerekirse, daha önce soldaki iki partiden DSP ve CHP'nin "liderleri anlaşamadığı" için "bir araya gelebilmeleri" imkansızdı. İki turlu seçim, "liderler arasındaki uyuşmazlığı" kendiliğinden çözen ve liderler istese de istemese de iki partiyi bir araya getiren bir sistem olur. Kendi partisi ikinci tura kalamayan seçmen, liderler istese de istemese de "kendi partisine en yakın partiye" oy verecektir. Kendi partisinin görüşüne en yakın partiye oy vermeyecek kadar "fanatik ve dengesiz" seçmenleri saymıyorum. Sayın Çiller'in de dediği gibi "ittifakı seçmene yaptırıp, seçmenin gönlündeki koalisyonu iktidara taşımak ve istikrarı sağlamak" en doğru yoldur.


8 Ağustos 2002
Perşembe
 
CAN AKSIN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED